Şengal anlaşmasına tepki gösteren DBP Eş Genel Başkanı Bayındır, KDP’ye seslenerek, ‘Kürt güçleri kazanımlarını özgürleştirmeli ve kendi kaderini tayin etmeye dönük hareket etmeli’ dedi
Irak merkezi hükümeti ile Federe Kürdistan Bölge Yönetimi arasında 9 Ekim’de imzalanan Şengal anlaşmasına dair Kürt kamuoyundan tepkiler sürüyor. Birleşmiş Milletler ile ABD’nin teşvik ve gözetiminde imzalanıp, askeri ve idari konularda kimi düzenlemeler içeren anlaşma, Êzidîlerin maruz kaldıkları IŞİD saldırısı sonrası inşa ettikleri siyasi-askeri yapıların tasfiyesini amaçlıyor.
ABD’nin Şengal üzerinden İran’ın etkisini kırmak istediği anlaşma, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şengal arasındaki bağın koparılmasına yönelik ikili bir amaca sahip.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, imzalanan bu anlaşmaya dair Mezopotamya Ajansı’nda (MA) Ergin Çağlar ve Fahrettin Kılıç‘a konuştu.
Mustafa Kazımi’nin Irak Başbakanı seçilmesiyle ülkede yeni bir stratejinin ele alınmaya başladığını ifade eden Bayındır, bu stratejinin içinde Şengal’deki yerel savunma birliklerinin dağıtılmasının da yer aldığını kaydetti. Bayındır, yerel savunma birliklerinin bölgeden çıkarılmasının IŞİD’in Şengal’e yönelik yeni bir saldırılarına zemin hazırlayabileceği uyarısında bulundu.
Halka karşı bir ihlal
AKP ve MHP hükümetinin uzun bir zamandan beri Şengal’deki yapıyı parçalayıp, orayı işgal etmeye çalıştığını söyleyen Bayındır, Federe Bölge Hükümeti ile Türkiye ve Irak’ın stratejisinin bir yerde kesiştiğini belirtti. Anlaşmanın Şengal halkının iradesi dışında imzalandığını, 21’inci yüzyılın ruhuna uyuşmadığını, Kürtlerin amaç ve isteklerini ters olduğunu kaydeden Bayındır, anlaşmanın “Şengal’i özgürleştiren, hala da bunun mücadelesini veren halka karşı bir ihlal olduğunu” ifade etti.
Şengal’de kendilerini savunan Êzidîler dışında hiçbir gücün bulunmadığını dile getiren Bayındır, Şengal’de kurulan düzenin parçalanmaya çalışıldığına dikkati çekti.
IŞİD uyarısı
Irak ve Suriye topraklarında IŞİD’in tamamıyla bitirilmediğine işaret eden Bayındır, fırsat doğduğu taktirde IŞİD’in Kürt ve diğer demokratik yapılara saldırılarda bulunacağı uyarısında bulundu.
Amerika’nın da bu anlaşmaya destek verdiğinin altını çizen Bayındır, bunun da kendini yönetmek isteyen Kürtlere karşı KDP’yi destekleme anlamına geldiğini vurguladı.
‘KDP’ye sesleniyoruz’
Kürt halkının her şekilde bu anlaşmaya karşı direneceğini ve Şengal’i kendi güçleriyle savunacağını kaydeden Bayındır, “Hiçbir güç, Kürt halkına geri adım attıramayacaktır. Bizler KDP’ye sesleniyoruz ve diyoruz ki; Güney Kürdistan’da sürdürdüğü siyaset anlayışı, 21’inci yüzyıla ait bir anlayış değildir. Bugün Kürt halkının isteği uluslaşmak ve kendi kendini yönetebileceği özgür bir statüyü sahip olmaktır. Kürt halkı artık bu bilinçle hareket etmelidir. Ama ne yazık ki gördüğümüz kadarıyla KDP bu şekilde hareket etmiyor. Tamamıyla parti ve aile çıkarlarına göre hareket ediyor. Böyle bir siyaset anlayışı Kürdistan’da, Kürt halkı arasında sorunlar doğurur ve Güney Kürdistan’ın geleceğini de karanlığa sürükler. Umarım KDP bu yanlış siyasetin farkına varır ve Kürt halkının çıkarları doğrultusunda hareket eder ve ona göre bir siyaset biçimini izler” dedi.
Kardeş kanı!
Bayındır, tansiyonun yükselmeye başladığı böylesi bir süreçte büyük bir sorumluluk düştüğünü belirttiği Mesut Barzani’ye, daha önce sarf ettiği “Ben hayatta olduğum müddetçe kardeş kanının dökülmesine izin vermeyeceğim” sözlerini hatırlattı. Bu sözün tarihi nitelikte olduğunu vurgulayan Bayındır, “Bu yüzden Mesut Barzani güneyde yaşanılanları ve alınan kararları ulusal birlik ruhuyla ele alıp, ona göre hareket etmelidir. Bugün Kürt güçleri kazanımlarını özgürleştirmeli ve kendi kaderini tayin etmeye dönük hareket etmeli. Umarım Kürt kurumları, partileri ve örgütleri arasında bir çatışma çıkmaz” temennisinde bulundu.
‘KDP’ye geri adım attırılmalı’
Tüm Kürt aydınları, entelektüel ve halkının ortak bir şekilde Şengal anlaşmasına tepki göstermesi gerektiğini söyleyen Bayındır, “Herkes şunu iyi bilsin, bu anlaşma Kürtlerin geleceğine yok etmeye yönelik atılan bir adımdır. Nasıl ki Rojava Kürtler için büyük bir var olma umudu oldu, Şengal yönetimi de aynı şekilde umut ve güven oluşturdu. Yakın bir zamanda Kürt kurum ve örgütleri bu anlaşmaya tepki göstermeliler ve Şengal’e destek vererek KDP’ye geri adım attırıp, anlaşmadan geri çekilmelerini sağlamalılar” diye konuştu.
DİYARBAKIR