İhsan Nuri Paşa’nın eşi İstanbullu bir Türk olan Yaşar Hanım’ın anıları geçtiğimiz günlerde kitap olarak yayınlandı. Anılar İstanbul’dan başlayıp Tahran’da son bulan bir ömrün, bir yolun anıları…
Hüseyin Kalkan
Ağrı İsyanı’nın lideri İhsan Nuri’nin eşi Yaşar Hanım’ın anıları ilk kez kitap olarak yayınlandı. Cumhuriyet dönemi Kürt tarihinin çok önemli bir kesitine doğrudan tanıklık etmiş olan ve isyan günlerinde Ağrı’da bulunan Yaşar Hanım’ın anlattıkları, yeni Cumhuriyet’in bir fotoğrafını ortaya koyuyor. Yaşar Hanım bir ara ayrı düştüğü eşi ile buluşmak için uzun bir yolu göze alır. Anıların gün yüzüne çıkması bu uzun yolculuk sayesinde olur. İhsan Nuri Paşa İran’da öldükten sonra, Yaşar Hanım bu anıları Tarhan’da Eyub Barzani’ye teslim eder. Anılar Eyub Barzani ile birlikte İsviçre’ye götürülür. Tarihçi Sedat Ulugana bu anılara ulaşır ve Yaşara Hanım’ın yakın akrabası akademisyen Kumru Toktamış ile birlikte yayına hazırlar.
Kurdistan yolunda
Kurdistan’da uzun bir yolculuğu ve Ağrı İsyanı günlerini kapsayan anılar Kürt tarihi ve Cumhuriyet tarihi bakımından önemli. Anılarda Kürtlerin ve Türklerin tarihinde önemli olaylar ve isimler resmi geçit yapar
Yaşar Hanım’ın anılarında Kürtlerin ve Türklerin tarihinde önemli olaylar ve isimler resmi geçit yapar. Babasının ölümü üzerine ailesi ile birlikte askeri doktor olan ağabeyinin yanına gitmek için yola çıkarlar. Trabzon’a gitmek için bindikleri vapurda daha o zaman ismi katile çıkmış olan Topal Osman’a rastlarız. Cumhuriyetin “kahramanı” daha o gün katil, tacizci ve tecavüzcü olarak isim yapmıştır. Vapurdaki bütün kadınlar korku içindedirler Topal Osman ile yolculuk yapmak zorunda oldukları için. Yaşar Hanım ve annesi vapurun ambarında saklanarak kurtulurlar. Yaşar Hanım’ın tanıklık ettiği ve hakkında çok fazla bilgi olmayan önemli bir olay da Erzurum’daki ‘Şapka İsyanıdır’. ‘1925 Erzurum Hadisesi’ olarak kayıtlara geçer. Şapka takma zorunluluğuna isyan eden bir grup ayaklanır ancak cumhuriyet kuvvetleri bu ayaklanmaya bastırır ve 20 kişi idam edilir. Yaşar Hanım’ın Ağrı yolunda tanıştığı önemli Kürt simaları da var. Bunlardan biri Kürt romancı Mehmed Uzun’un romanı ‘Yitik Bir Aşkın Gölgesinde’ anlattığı Memduh Selim Bey’dir. Memduh Selim, Yaşar Hanım’ın Ağrı Dağı’nda İhsan Nuri Paşa ile buluşmasına yardımcı olur. Yardımcı olanlardan biri de bilindik Kürt simalarından Şükrü Sekban. Xoybûn’un Bağdat Şubesi Başkanı olan Sekban daha sonra yazdığı kitaplarla tartışmalı bir kişilik haline gelmiştir.
Büyük bir anlatı
Ağrı İsyanı tek bir anlatı değildir. Birçok parçadan oluşan büyük bir anlatıdır ve hala bazı parçaları tam olarak bilinmiyor. Yaşar Hanım’ın anıları bu büyük anlatının özel ve zarif bir parçasıdır
Ağrı İsyanı, Cumhuriyet’in ilk döneminde meydana gelmiş en kapsamlı, en sofistike ve en uzun sürmüş Kürt isyanıdır. 1925 yılında kendiliğinden başlayan isyan 1932 yılına kadar devam etmiştir. Süreç içinde Xoybûn önderlik eder. Xoybûn, Türk ordusunda bir subay olan İhsan Nuri’yi, ‘Paşa’ rütbesi ile Ağrı İsyanı’nı yönetmesi için Ağrı Dağı’na gönderdi. Ağrı İsyanı tek bir anlatı değildir. Birçok parçadan oluşan büyük bir anlatıdır ve hala bazı parçaları tam olarak bilinmiyor. Yaşar Hanım’ın anıları bu büyük anlatının özel ve zarif bir parçasıdır.
İlk karşılaşma
İhsan Nuri’nin eşi İstanbullu Yaşar Hanım’la olan hikayesidir. İhsan Nuri Paşa, Ağrı Dağı’na geçtikten sonra Yaşar Hanım eşinin yanına gitmek için harekete geçer. İstanbullu bir Türk olan Yaşar Hanım, Kurdistan’da görev yapan ağabeyinin yanına giderken İhsan Nuri ile karşılaşır. O esnada İhsan Nuri birkaç süvari eşliğinde Iğdır’dan Doğubeyazıt’a giderken Yaşar Hanım ile karşılaşır. Aileyi selamlar ve yoluna devam eder. Yaşar Hanım ağabeyine bu “yakışıklı zabit”in kim olduğunu sorar; işte İhsan Nuri ismi o an kulağına çalınır. Sonraki günlerde Tevfik Fikret’in şiirleri ile birbirlerine durmadan mektuplar gönderirler. İhsan Nuri, Yaşar Hanım’ın penceresinin dibinden ayrılmaz, karşılıklı şiirlerden kısa bir süre sonra evlenirler. Yıl 1922’dir. O sıralar İhsan Nuri, Bayezid şehri ve ayrıca hudut alayına kumandan olarak tayin edilir. Ancak araya giren Beytüşşebap İsyanı’ndan sonra ikisi ayrı düşer. Yaşar Hanım tekrar ağabeyinin yanına dönmek zorunda kalır. Ağabeyi Denizli’ye tayin olur. Bütün bunlar tabi ki yazıldığı gibi kolay olmaz, Yaşar Hanım’ın ağabeyi erken emekliliğe zorlanır. Yaşar Hanım ise İhsan Nuri Paşa’dan boşanmaya zorlanır. Ancak, Ağrı İsyanı ile birlikte eşinin Ağrı Dağı’nda olduğunu öğrenen Yaşar Hanım onun yanına gitmek için harekete geçer. Bu yolculuk o günün koşullarında 2 yıl sürer. Bu yolculuğu kitabı hazırlayanlardan olan ve aynı zamanda Yaşar Hanım’ın yakın akrabası olan Kumru Toktamış’ın kaleminden okuyalım. “…Devlet yetkilileri pek de medeni olmayan bir hukuksuzlukla -genç kadını İhsan Nuri’den imam aracılığı ile zorla boşarlar. Gelgelelim, birkaç sene sonra, Yaşar Hanım ve annesi İffet Hanım’la birlikte aylarca aylarca sürecek bir yolculuğa çıkıp İzmir, Mersin, Antakya, Halep, Kobane, Şam, Musul, Tebriz üstünden Ağrı’ya ulaşır. Artık Ağrı Dağı’nı tutmuş olan asilerin komutanı olan, İhsan Nuri Paşa’ya kavuşur. (s.20-21) Kürt isyancılar yenildikten sonra bir bölümü İran’a sığınır. Önce İhsan Nuri Paşa, sonra Yaşar Hanım Tahran’da vefat eder.(…) Yaşar Hanım vefat etmeden önce anıları Eyub Barzani’ye teslim eder. Elimizdeki kitap bu anılarından oluşuyor.”
*
Künye
Ağrı İsyanı’nda İstanbullu Bir Kadın
Yaşar Hanım’ın Anıları
Sedat Ulugana-Kumru Toktamış
Dipnot Yayınları