Yanlış kolektif hafıza diye bir şey var. Ya da kolektif yanılsama diyelim.
Bu fenomen, Güney Afrika’da Apartheid karşıtı Nelson Mandela’nın 1980’lerde hapishanede öldüğüne dair haber kapsamını canlı ve ayrıntılı bir şekilde hatırladığını iddia eden paranormal araştırmacı Fiona Broome tarafından “Mandela etkisi” olarak adlandırıldı ve literatüre geçti. Fiona Broome, Mandela’nın 1980’li yıllarda hapishanedeyken öldüğünü çok net hatırladığını, hatta Mandela’nın eşinin yaptığı duygusal konuşmayı duyduğundan bile emin olduğunu ifade ediyor. Oysa Mandela 2013’te, yani serbest bırakıldıktan onlarca yıl sonra ve 1994’ten 1999’a kadar Güney Afrika Devlet Başkanı olarak görev yaptıktan sonra ölmüş olmasına rağmen. Broome, yüzlerce başka kişinin de Mandela’nın ölümüyle ilgili aynı anıyı yaşadıklarını yazdığını söylüyor. İnsanların Mandela’nın ölümü konusunda benzer düşüncelere sahip olmasından etkilenen Broome, yanlış veya farklı hatırlanan toplumsal olayların paylaşılabileceği MandelaEffect.com sitesini kuruyor. 2010-2018 yılları arasında binlerce yorum yapılan sitenin popülerleşmesi ile viral haline gelen Mandela etkisi, tartışma konularına da yol açıyor.
Pikachu’nun kuyruğunda siyah nokta olup olmadığı, Temel Reis’in kolundaki dövme ikilemi, Mona Lisa’nın güldüğü meselesi, Volkswagen logosu ve daha birçok popüler örnek var yanılsama ile ilgili.
Mandela Etkisi burada bize şunu demiş oluyor. Bireysel hafızalar bir araya gelip kolektif bir yanılsama yaratabilir. Bilim insanları anıların oluşumunu etkileyen sahte haber raporları ve yanıltıcı fotoğrafların da etkisi olduğunu söylüyor.
İşin özü ise şu: Yanlış bilgiler sürekli önüne düşerse bir süre sonra doğruymuş gibi geliyor, tekrarlar bir bilgiyi doğruymuş gibi hatırlamamıza yol açabiliyor…
Mandela Etkisi’nin ne olup olmadığı az çok netleşmiştir, daha fazla detaya girmeye gerek yok kanımca.
Ben derdime geçeyim de siz etki görün…
***
Müsaadenizle literatüre ben de “Kürt Effect” diye bir kavram ekliyeyim.
Bu kavram nedir diye sormayın, daha söylerken bile ne olduğu belli zaten.
Aklıma gelen birkaç örnek ile devam edeyim konuya.
- Kobanê Davası ve Yasin Börü
- Öncesi ile sonrası ile esas olarak da içeriği ile ülke tarihinin en kumpas davalarından olan Kobanî davası toplum hafızasına Yasin davası olarak da yerleşti. Burada yargılananlar sanki bu davadan yargılanıyormuş gibi biliyor her şeyi. Tüm hükümet kanadının sıkça vurguladığı ve her gün her yerde gündemleştirdiği katillik suçlaması, mahkemede karşılık bulmadı. Sanıklar bu suçlamadan beraat etti. Dava ve dosya bambaşka seyir etti. Lakin o kadar çok manipüle edildi ki toplum, süreç kolektif bir yanılgı olarak herkese yerleşti
- Kürtlerin Türk olduğu meselesi
- Evet, popüler bir etki bu. Kürtler ömürlerini Türk olmadıklarına dair söz kurmakla geçirdi. Geri kalan son birkaç yılını da terör olmadıklarına harcıyorlar. Kürdün de Türk olduğu, olmadığı her yerde de otomatik teröre geçiş yaptığı genel bir kanı. Bu kanı ısrarla ısıtılıyor, her dakika güncel kılınıyor ve milyonların sorgusuz sualsiz hafızasına kazınıyor. Bu durum için yaratılmış devasa bir ekonomi bile var.
- Bu konuya bağlayabileceğim bir diğer başlık da “Kürt ve Türk’ün eşit olduğu” şeysi geliyor. Eşit, kardeş, can ciğer yaşandığını söylüyor yetkililer. Aynen diyelim ve geçelim.
- Ayrılma meselesi
- Kürt Siyasal Hareketi’nin ayrı bir devlet kurmak istediği tezi gece gündüz tedavülde. Hızını alamayanlar DEM Parti de bağımsız devlet diyor bu aralar. En son bir iktidar yetkilisi Fis kararlarından vazgeçilmelidir diyordu. 93’ten bu yana devlet fikrinden vazgeçtiğini açıklayan ve bunun nedenlerini anlatan bir yapı ile hayır istiyorsunuz, isteyin diyen bir bürokrasi var. Vazgeçilmedi bu argümandan. O kadar çok yeniden üretiliyor ki toplum da doğal olarak buna inanıyor.
4. Kayyım meselesi
- 3 önemdir kayyım atanıyor. Tarifi zor bir kötülük denemesinde fragman kalmadı. Her seferinde de neden olarak gösterilen ‘terör” ve garip başka nedenler var. Her seferinde devletin kendisi bu tezi çürüttü ama toplum aklına da ‘kesin vardır bir şey’ zerk edildiği için aynı döngü ve kolektif yanılgı hala canlı hala işlevsel.
***
Toplumdaki Kürtler algısına daha birçok örnek verilebilir.
Hepsinin ortak özelliği doğru olmamalarına rağmen sürekli tekrar edilen bir yalana dönüştükleri için toplumda alıcı bulmaları.
İşte yaratılmış tüm sahte anılara, sahte anlatılara Kürt Etkisi diyoruz.
Kürt etkisi etkisiz kılınmadıkça işimiz biraz zor olacak.