Neredeyse bütün gıda ürünlerini ithalata bağlayan iktidar, özellikle Kürt coğrafyasında tarımı bitirmeye çalışıyor. Susuz bırakılan çiftçi yeraltı suyuna ve DEDAŞ’ın insafına terk edilirken, TMO ise çiftçiye buğday alımı için randevu vermiyor
Yusuf Gürsucu
Ekonomik kriz ve mazottan gübreye kadar her girdiye yapılan zamlara rağmen topraklarından kopmayan ve tarım yapmaya çalışan Kürt köylülerinin DEDAŞ’la mücadelesi yıllardır sürüyor. Geçen yıllarda da Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) tarafından susuzluğa mahkûm edilen ve yüksek elektrik faturaları yoluyla çaresiz bırakılarak göçe zorlanan çiftçiler, bu yaz da aynı sorunla karşı karşıya. Ekili tarlaları sulama sezonunda elektriksiz kalan yaklaşık 300 çiftçinin DEDAŞ uygulamalarına yönelik olarak önceki gün gerçekleştirdikleri demokratik tepki eylemine çok sayıda jandarma ve polis saldırdı. Müdahaleye karşın eylemlerini sürdüren çiftçilere jandarma tarafından TOMA’larla tazyikli su ve biber gazı sıkıldı. Saldırı sırasında eyleme katılan 300 çiftçiden 20’si darp edilerek gözaltına alındı.
Demokratik tepki suç sayıldı
Viranşehir İlçe Jandarma Komutanlığı’nda gözaltında tutulan 20 çiftçiden 10’u ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. 10 çiftçi ise işlemlerin ardından Viranşehir Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Kamu malına zarar verme” ve “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” gibi demokratik tepkileri suç sayarak çiftçileri Viranşehir Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Mahkeme, çiftçilerden İsmail Akyol, Abdulkadir Yıdızoğulları, Mehmet Yıldızoğulları ve Zafer Keskinbıçaklı’nın sevk maddelerinden ayrı ayrı tutuklanmasına karar verirken, 6 çiftçi ise adli kontrol şartları ile serbest bırakıldı. Hakkında tutuklanma kararı verilen çiftçiler Hilvan Cezaevi’ne gönderildi.
Göçe zorlanıyorlar
Riha’nın Wêranşar ilçesinde, Haziran ayı başından itibaren elektrik borcu olduğu iddiasıyla çiftçilerin elektrikleri kesilirken, benzer kesintiler DEDAŞ tarafından Amed’den Riha’ya kadar tüm bölgede uygulandı. Wêranşar’da Haziran ayı başından itibaren tarımsal sulamada kullandıkları elektrikleri kesik olan çiftçilerin, hak arama mücadelesine uyduruk gerekçeler sunularak tutuklanmalarına neden oluyor. Bölgede özellikle Kürt çiftçisine yönelik bir baskı olduğu, gözaltı ve tutuklanmaların ardındaki amacın ise çiftçiyi topraklarını terketmeye dönük zorlandıkları çiftçilerce ifade ediliyor.
DEDAŞ: Zulüm aracı
Riha’da, yeraltı sularını yerin 250 metre derinliğinden çekerek kullanmak zorunda bırakılan çiftçiler, DEDAŞ’a mahkum edilmiş durumda. Bölgede iktidarın Kürt düşmanlığında bir manivela olarak kullandığı DEDAŞ’ın çok yüksek elektrik faturaları ödenemez boyutlara ulaşmış durumda. Ödenmediği iddia edilen faturalar nedeniyle çiftçiler ve köyler susuz bırakılırken, çiftçilerin hakları olan destek ödemeleri, el konulamayacağına dair Mahkeme kararları olmasına rağmen DEDAŞ’a aktarılıyor.
Onlarca baraj var, su yok!
2022 yılı başından bu yana suya ve elektriğe gelen anormal zamlardan sonra bölgede özellikle Kürt çiftçisinin üretim yapması adeta tamamen yasaklanmış durumda. Kürt coğrafyasında nerede akan akarsu, nehir, dere varsa önüne bentler kurup inşa edilen 50’yi aşkın barajın ardına hapsedilen suya halkın erişimi engellenirken, kuraklık ve susuzlukla yüz yüze bırakılıyor. Topraklarının dibindeki barajlardan su alamayan ve suya ulaşmak için yeraltına sondaj yaparak elektrikle çalışan pompalar aracılığıyla hem susuzluğunu gidermek, hem de tarımsal suyu elde etmek dışında bir seçeneği kalmayan çiftçiler DEDAŞ’a mahkum edilmiş durumda.
Üretilen buğday da çiftçinin elinde kalıyor
Bölgedeki bir başka sorunda üretilen buğdayın çiftçinin elinde kalması ve tüccarlara mahkum edilmesi. Geçtiğimiz günlerde Amed’de Ziraat Odaları ve Ziraat Müdendisleri Odası’nın yaptığı ortak açıklamada, Kürt çiftçisinin TMO ve Lisanslı depoları almamasına yönelik tepki gösterildi. Açıklamada çiftçilerin yetiştirdikleri buğdayın çok düşük olan 9 bin 250 lira alım fiyatına rağmen, TMO’ya zorunluluktan kaynaklı satma başvurularının geri çevrildiği belirtildi. TÜİK verilerinde görüldüğü gibi, Türkiye’nin bu yıl 5 ayda 6.5 milyon ton buğday ithal etmesi sonucu depo doluluk oranlarının tamamlandığı ve bu nedenle buğday alınmadığı vurgulanıyor.
Çiftçi rantçılara terk edildi
Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, “TMO yetkilileri ile görüşmemizde, Kapasitenin hesaplandığını ve bunun üstüne çıkılamayacağını, kapasite aşımı nedeniyle alımların gerçekleşmediğini dillendirmişlerdi. Çiftçi şu an bir otomasyonla muhataplık içerisinde, ürününü satabilmek için en az 40 gün sonraya randevu veriliyor. Ya da otomasyondan randevu alınamıyor. Dolayısıyla çiftçi muhatapsız bırakılmış durumda. Bu muhatapsızlık hali çiftçiyi aracıların, rantçıların ve bu işte emek harcamadan kazanan kesimlerin insafına terk etmiş durumda” diyor.
RİHA