Küresel çapta 2008 yılında başlayan ekonomik krizin kapitalizm tarihindeki en büyük krizlerden biri olduğunu dile getiren akademisyen Atilla Güney, o krizin ikinci aşamaya geçtiğini söyledi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyen Atilla Güney, 2000’li yıllarda başlayan küresel krizin kapitalist tarihinde görülen en derinlikli krizlerden biri olduğunu belirterek, son günlerde dünya borsalarında ve petrol fiyatlarında yaşanan düşüşlerin krizin ikinci aşamasına geçildiğinin işareti olarak yorumladı. Dünya ekonomisinin küresel kriz şeklinde yayıldığını ifade eden Güney, krizle ülke yönetimlerinin otoriterleşme arasında ciddi bir bağ olduğunu söyledi. Türkiye’nin de 2008 kriziyle giderek otoriterleştiğine dikkat çeken Güney, AKP’nin 2002’den 2010 yılına kadar demokratik söylemlerini krizle birlikte bıraktığını dile getirdi. Güney, “Türkiye’nin hem dışarıda savaşa dahil olması hem de içeride otoriterleşmesini tamamen yaşanan küresel krizle doğrudan bağlantılı görüyorum. 2008 krizi küresel çapta yaşanan en derinlikli krizlerden biridir ve devam ediyor. Gelinen aşamada hafta içerisinde Amerikan’ın yüzde 8’lere varan düşüşle borsayı kapatması, yine Uzakdoğu borsalarında Japon borsasının çok düşüş yaşaması, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın yüzde 6’ya varan bir kayıpla kapatması, yine petrol kriziyle beraber benzinin varil fiyatında yüzde elliye kadar düşmesi, küresel krizin ikinci aşamasına geçtiğinin emarelerini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Kriz teğet geçmeyecek’
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) geçtiğimiz ay yayınladığı rapora dikkat çekerek, dünyadaki ekonomik durumunun 1900’lü yıllardaki durumla benzeştiğine işaret eden Güney, gelecek yıllarda bu durumun daha da vahim bir tabloya dönüşeceği uyarısında bulundu. Karl Marks’ın “Bu ekonomik sistem krizlere gebedir” tespitini hatırlatan Güney, “Kapitalizm tarihine baktığımızda dönemsel büyük krizler yaşanmıştır. 2008 yılında başlayan ekonomik kriz belki de kapitalizm tarihindeki en büyük krizlerden biridir. Ve hâlâ devam ediyor. Bunu dünya ekonomisinin jandarması söylüyor. Daha önce ‘bizi teğet geçti’ diyen Türkiye gibi az gelişmiş ülkeler, bu krizi derinden hissedecek. Ortadoğu’daki savaşta bulunan ülkeler gibi Türkiye’nin de savaşa dahil olmasını, oraya asker göndermesini, yine ülke içerisinde otoriter ve totaliter bu duruma girmesinin durumu tamamen yaşanan küresel krizden kaynaklıdır. Bu savaşı içeride de var olan düşük yoğunluklu bir iç savaş olarak görüyorum. İç savaşın dışarıda perçinlenerek daha yoğunluklu bir savaşa dönüşeceğini düşünüyorum. Bunlar bizim güzel günlerimiz” diye konuştu.