1 Mayıs 1976, Taksim
İnsanlığa Ses Ver
Türküler susmasın
Zindanlar boşalsın
İnsanlar ölmesin
Sese ses veren ol
Şahverdi Polat
***
Ragıp Zarakolu
Şahverdi Polat İsveç’te Alevi halk şiiri geleneğini sürdüren bir ozan. Elbette çağımızın yansımaları ile. Solmayan Güneş kitabının adı. Bütün Şiirleri’ni derledi. Yayın işini halletmeye çalışıyor.
Malatya’nın Kürecik’in Harunuşağı köyünden. “Bizim Kürecik, Sinan’lara, Kaypakkaya’lara kucak açmış, mekanları olmuş yerlerdir” diyor.
Babası, Mersin Türkiye İşçi Partisi Mersin’de kurucularından biriydi. 71 darbesinden sonra İzmit’e göç etmek zorunda kalır. Orada da siyasi hayatta sürekli yerini alır. Bir işçidir kendisi. İnşaat kalfalığı da yapar.
1976-77 1 Mayısında 80 işçiyi otobüslerle Taksim’deki mitinge götürür. İzmit’te gerçek adını çok az yoldaşları bilir. “Şapkalı” diye yürür namı.
1977 1 Mayıs kıyımından sağ kalınır.
Şahverdi Polat 80 darbesinden sonra TKP Kocaeli davasında yargılanır. İddianamede, babasının adı “Şapkalı” diye geçer
“Bir baba haneye yoldaş ise, yolunda yürüyen evlatlara aşk olsun” diyor Şahverdi Polat.
Ve babasının “bir insan yaşadığı çağda, insanlık duygusu, mesuliyeti taşımıyorsa, ensesi kalın bir mahluka benzer” deyişini ilke edinmiş kendisine.
Ne günlerdi. Başka bir Türkiye vardı o zamanlar.
“Şapkalı”nın Mersin’deki siyasi hayatının başlamasında, Mersin TİP kurucularından avukat Ekin Dikmen’in önemli rolü oldu.
Muş Varto doğumlu Ekin Dikmen 18 Dönem (1987-91) SHP’den milletvekili seçilecekti. 2017 Ekiminde yitirecektik onu.
Ağabeyi Mamo Polat ise, liseye gittiği yıllarda, Mersin Dev-Genç’te aktif çalışma yürütecekti. 12 Mart darbesinde tutuklanan Mamo Polat, emniyette işkenceye maruz kaldı; elektrik ve ‘özel havuz’ denen yerde işkence. Suçlamaları kabul etmediği için beraat edecekti.
12 Mart muhtırası günlerinde, 1973 sıralarında tutuklanacağına ilişkin, Pol-Der’li bir polis dostun haberi üzerine “Şapkalı” ve Mamo Mersin’i terk etti. Dostların dayanışması ile aile 1975 sıralarında İzmit’e göçtü. Kocaeli’nde de soruşturma açıldı ama dava tutuksuz devam eder. “Gönlü TİP’li idi, illegal TKP’li yoldaşlarla ve Kocaeli Töb-Der’le mükemmel bir diyaloğu vardı. Ölene kadar da, hep siyasi hareket içinde idi” diyor Şahverdi Polat.
12 yaşından itibaren sola sempati besleyen Şahverdi, bütün 78 kuşağı gibi Deniz’lerin idamından çok etkilenir. Doğrudan siyasi bir yaşam süreci başlar erken bir yaşta. 12 Eylül öncesi, Türkeş’in Kocaeli’ye gelişini protestodan, 3 ay ceza yer ve Kocaeli cezaevinde yatar. Daha sonrasında Kocaeli TKP davasında yargılanır, 1 sene tutuklu kalır Gonca Kocaeli-Askeri tutuk evinde.
Daha sonraki yaşamını şöyle özetliyor: “216 kişi tek bir koğuşta kalıyorduk, dava sonunda beraat ettim ama bu kez afişlemeden dolayı aldığım 6 aylık cezayı Yargıtay onaylayınca tekrar 3 ay kadar Sağmalcılar’da yattım. Cezaevinden çıktıktan sonra, iş bulamadım uzun süre. Savcılık temiz kağıdı isteniyordu, tabi ‘TKP’den yargılandı’ yazısından dolayı hep işsiz idim, babama yardım ettim. Bir restoranda komilik yapmaya başladım, Bostancı- İstanbul’da. 5 ay sonra da garsonluğa başladım, 1986’dan 1989 yılına kadar. Aynı yıl İsveç yollarına düştüm. İsveç’te ilk 1 Mayıs’a Malmö’den Sol Parti ile katıldım. O günden bu yana her sene ailecek, 1 Mayıs kutlamalarına katılırız.”
Malatya Kürecik Harunuşağından İsveç’in Mälaren Gölü kıyılarına uzanan uzun yol.
Harunuşağı, Etem Xemgin’in köyü aynı zamanda. “Mazda İnancı ve Alevilik”, “Aleviliğin Kökenindeki Mazda İnancı ve Zerdüşt Öğretisi”, “İslamiyet ve Alevilik” ve daha birçok kitabın yazarı. 2018 Ekiminde yitirdik onu.
1977 1 Mayıs’ında Olaf Palme Göteborg’da konuşurken