Bu seçimlerde DEM Parti ile seçimlere girecek olan Kürt siyasal hareketi, kentleri kayyımlardan kurtarmanın yanında inkar ve imha konseptini de boşa çıkarmayı hedefliyor. 31 Mart’ta nasıl bir sonucun ortaya çıkacağını kestiremiyoruz belki ancak, Kürt halkının Edip Solmazlardan devraldığı mirası daha ileriye taşıma kararlılığı olduğunu söyleyebiliriz
Serdar Altan
Kürdün kendi kendisini yönetme çabası her dönem için bir kırmızıçizgi olarak görülmüştür. Bu Osmanlı’dan bu yana hep böyle olagelmiştir. Cumhuriyet’le birlikte bu durum daha da pekişmiştir. Türk-İslam sentezini merkeze koyan faşist rejim, nerede bir Kürt kazanımı varsa oraya çökme eğilimi göstermiştir. Yerel yönetimler de böyle bir alan olarak tasavvur ediliyordu. Nitekim bu durum SETA tarafından 2018 yılında kayyımları olumlama amacıyla hazırlanan raporda kendisini net bir şekilde gösteriyordu.
2016 yılında darbe yoluyla belediyelere gelen kayyımlar, 2019 yılına kadar Kürt halkına dair ne varsa yıktı ve yok etmek için uğraştı. Kayyımlar, yaptıkları milyon dolarlık yolsuzluklarla halkın parası üzerinden kendilerine bir de saltanat kurdu.
31 Mart 2019 yerel seçimleriyle birlikte yolsuzluk ve hırsızlık üzerine kurulan bu saltanat Kürt halkının iradesi ile ağır bir darbe aldı. Kendisini yok etmeye çalışan darbecilerden hesap sormak için çocuğuyla, genciyle, kadınıyla, yaşlısıyla yekvücut olmuş Kürt halkı sandık başlarında faşizmin karşısına dikilerek kayyımlara sert cevap verdi. 3 büyükşehir, 5 il, 45 ilçe ve 12 beldede sandıktan HDP adayları çıktı. Sayısal olarak bir önceki seçim oranla belediye sayısında bir düşüş yaşanmıştı ancak, AKP’nin topyekûn savaş konseptine karşı böylesi bir sonuç da önemli bir kazanım olarak görülüyordu. Ayrıca Türkiye kentlerindeki seçim sonuçları da yine HDP’nin bariz başarı hanesine yazılıyordu. AKP İstanbul ve Ankara başta olmak üzere önemli kentleri kaybetmiş, Kürtler bu anlamda da faşist rejime unutamayacakları bir ders vermişti.
Seçimden galip gelen HDP’li belediye eşbaşkanları mazbatalarını alır almaz işgalin izlerini silmeye başladı. Bariyerler, arama noktaları, zırhlı araçlar ve polisler belediyelerin önünden kaldırıldı. Karakola çevrilen belediyeler halka hizmet etmek için bir kez daha yerel yönetim merkezi haline getirildi. Ve yaklaşık 3 yıl aranın ardından halk rahatlıkla hem belediyeye girdi, hem de hizmet görmeye başladı. Ancak kayyımlar çok ağır bir tablo bırakmıştı. Hem belediyeler borç batağına sürüklenmiş, hem de yıkım ve talan politikalarından dolayı kentler büyük yaralar almıştı. Sadece 16 belediyede bırakılan borç miktarı 6 milyar lirayı bulmuştu.
Kayyımların şatafat merakı
İşgalin görüntülerini ortadan kaldıran Eşbaşkanlar, belediyelerin içine girdikten sonra kayyımların yaptığı talan ve yolsuzluklar da bir bir ortaya çıkmaya başladı. Amed Büyükşehir Belediyesi kayyımı Cumali Atilla, tam 2 milyon 127 bin 725 liralık bir banyo ve makam odası yaptırmıştı. Kayyım Atilla’nın bir diğer icraatı da belediyede kaldığı sürece tatlı yemek olmuştu. Halkın parasıyla belediye içinde kendine bir saray oluşturan kayyım, yaklaşık 3 yıl içinde 1 ton 600 kilo kadayıf yemişti. Neredeyse her dakika kadayıf yiyen Kayyım Atilla, belediye bütçesinden karşıladığı yemeklere de yüzbinlerce lira harcamıştı. İşgal ettiği belediyede halkın parasıyla saltanat kuran kayyım, geride 759 milyon 132 bin lira da borç bıraktı.
Yolsuzluklarıyla en fazla ön plana çıkan kayyımlardan biri de Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne atanan Vali Mustafa Yaman oldu. Halkın büyük desteğiyle 3 yıllık aranın ardından belediyeye giren Eşbaşkan Ahmet Türk tarafından paylaşılan belgeler hem rüşvet çarkını hem de halkın parasının nerelere harcandığını gün yüzüne çıkardı. Türk’ün paylaştığı belgelere göre, Kayyım Yaman belediye bütçesinden AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 136 bin liralık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da 39 bin liralık hediyeler aldı. Diğer AKP’li bakanları da boş geçmeyen kayyım, hediye adı altında verdiği rüşvetlere belediye bütçesinden yaklaşık 1 milyon harcadı. Kayyım Yaman ihalelerde de milyonlarca liralık vurgunlar yaparken, belediyeyi tam 1 milyar liralık borcun altına soktu.
Gasp edilen diğer belediyelerde de Amed ve Mardin’dekine benzer bir tablo vardı; Lüks makam odaları, banyolar, halkın parasıyla yenilen tatlılar, kuru yemişler, yemekler ve ihalelerde yapılan milyonlarca liralık vurgunlar…
Gasp ve işgalde ikinci dönem
Bir yandan kayyımların yolsuzluklarını ve Kürt düşmanlığını teşhir eden bir yandan da halka hizmet götüren HDP’li belediye eşbaşkanları çok geçmeden bir kez daha faşizmin hedefi oldu. İkinci darbenin ipuçları seçimden hemen sonra verilmişti. Aralarında Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık’ın da bulunduğu birçok HDP’li isme mazbata verilmeyerek belediye eşbaşkanlığı yapmaları engellendi. Yine HDP’nin büyük oy oranlarıyla kazandığı Bağlar, Tuşba, Edremit, Çaldıran, Tekman ve Digor belediyeleri de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından Kanun Hükmünde Kararnameler bahane edilerek HDP’den zor yoluyla alınarak AKP’ye verildi.
HDP’nin seçim başarısı iktidarı o kadar korkutmuştu ki, İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla HDP’nin kazandığı Mardin Büyükşehir Belediyesi dâhil 26 belediyenin girişine polis kontrol noktası yerleştirilmesi konusunda mülki amirlere “Gizli” ibareli yazı gönderildi. Amaç işgalden kurtarılan belediyelerde polis denetimi sağlayarak, gerçeklerin açığa çıkarılmasını engellemekti. Ayrıca farklı hesaplar olduğu da sonraki zamanlarda açığa çıkacaktı.
Henüz yeniden kayyım atanıp atanmayacağı tartışmaları ortada yokken, HDP’li belediyelere yönelik bazı uygulamalar, iktidarın yaklaşımını açıklar nitelikteydi. Diyadin belediyesine polisin coplarla girerek belediye eşbaşkanlarını darp etmesi, Kayapınar Belediyesi’nin “uyuşturucu ihbarı” iddiasıyla yüzlerce polis tarafından basılarak narkotik köpekleri eşliğinde aranarak tahrip edilmesi bu uygulamalara örnek verilebilir.
3 büyükşehirle başlayan süreç
İlerleyen süreçlerde de darbe makaniği tekrar devreye sokuldu. Özellikle Amed ve Mardin Büyükşehir Belediyelerini, gasp etmek için seçimden bir gün sonra yani 1 Nisan’da Valiler ve Süleyman Soylu tarafından hazırlık yapıldığı ortaya çıktı. Seçim biter bitmez alınan gasp kararı ilk olarak 19 Ağustos 2019’da uygulanmaya başlandı. Amed, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine aynı gün kayyum atandı. Tabi daha sonra kayyumların ardı arkası kesilmedi. HDP’nin kazandığı 65 belediyenin büyük bir bölümüne kayyım atandı.
AKP-MHP yargısı da tıpkı bir önceki dönemde olduğu gibi kayyum atamalarıyla paralel bir şekilde belediye eşbaşkanlarını da hedef aldı. Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı başta olmak üzere çok sayıda belediye eşbaşkanı rehin alınarak cezaevine gönderildi.
Şüphesiz kayyumların ikinci kez devreye sokulmasının amacı önceki dönem yarım bırakılan işleri tamamlamaktı. Hedefte yine Kürt halkının dili, kültürü, hafızası, yaşamı vardı.
Halkın gasp isyanı
İkinci kez belediyeleri gasp eden kayyımlar, yıkım, talan ve yolsuzluk politikalarına devam ederken, halk darbeye karşı sokaklara döküldü. Polislerin tüm saldırılarına rağmen alanları terk etmeyen Kürt halkı, hem saraya hem de kayyumlara net bir mesaj verdi. Gösterilen direniş, faşizmin Kürt halkının iradesini teslim alamayacağını bir kez daha gösterdi. Fakat AKP-MHP rejimi halkın haklı tepkilerine de tahammül edemedi. Ve sert bir yönelime başvurdu. Birçok kentte eylem ve etkinlik yasağı getirildi. Sadece Ağustos ayı boyunca toplamda yaklaşık bin kişi gözaltına alındı. Sadece 19 Ağustos’ta kayyım atamalarıyla paralel olarak yürütülen operasyonda aralarında avukat ve gazetecilerin de bulunduğu 418 kişi gözaltına alındı, onlarca kişi ise tutuklandı.
Dil, kültür ve kadına saldırı
Atanan kayyımlar yolsuzluk pratiklerinin yanında, önceki dönem olduğu gibi Kürdün dilini, kültürünü, hafızasını ve kimliğini hedef aldı. İktidar, Kürde dair ne varsa ortadan kaldırmak ve Türkleştirme politikasını kayyımlar eliyle gerçekleştirmek istiyordu. Yerellerde açılan ve faaliyet yürüten birçok kurum, geçmiş dönem olduğu gibi bu dönemde de kapatıldı.
Türkiye’de ilk olarak Kürt Siyasal Hareketi’nde uygulanmaya başlanan Eşbaşkanlık sistemi hedef alınıyor; tekçi, erkek egemen ve merkeziyetçi anlayış belediyelerde kendini yeniden var etmeye çalışıyordu. Yine bu dönem içerisinde, kayyımlar eliyle kadın kazanımları ortadan kaldırılmaya çalışılmış ve kadın kurumları kapatılmış veya atıl duruma getiriliyordu. Devlet, kayyımlar eliyle kültür sanat yoluyla halkla kurulan bağı ortadan kaldırmaya çalışıyor, toplumun örgütlenmesinin önüne geçmeyi hedefliyordu.
HDP’nin kayyım raporu
İkinci kayyım darbesinden sonra ortaya çıkan rakamlar da tablonun ne kadar karanlık olduğunu gösteriyor. HDP Yerel Yönetimler Kurulu’nun 18 Ağustos 2021 tarihinde açıkladığı kayyım raporu da bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.
-Kayyım Atanan Belediye Sayısı: 48 (3 büyükşehir, 5 il, 33 ilçe, 7 belde)
-KHK Gerekçesiyle Gasp Edilen Belediye Sayısı: 6
-Gözaltına alınan Belediye Eşbaşkanı: 72
-Tutuklanan Belediye Eşbaşkanı: 37
-Görevden Uzaklaştırılan Belediye Meclis Üyeleri: 88
-Yerine Kayyım Atanan Belediye Meclis Üyeleri: 19
-Gözaltına Alınan Belediye Meclis Üyeleri: 122
-Tutuklanan Belediye Meclis Üyeleri: 22
-Görevden Uzaklaştırılan İl Genel Meclis Üyeleri: 17
– Kayyım atamaları sonucunda 31 Mart seçimlerinde “seçilen” toplam 1139, HDP’li 807 belediye meclis üyesinin iradeleri, (belediye meclisleri feshedildiği için) fiilen gasp edildi.
-Buna göre, kayyım atanan 48 belediyenin sınırları içerisinde yaşayan-hangi partiye/adaya oy verdiği fark etmeksizin oy kullanmış 4 milyon 356 bin 819 seçmenin iradeleri kayyım uygulamasıyla gasp edildi.
Raporda kayyımların yaptıkları usulsüzlük ve yolsuzluklar da bir bir sıralanıyor;
-Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımı 7.670.000 TL’lik toplu organizasyon ihalesini Kamu İhale Kurumu (KİK) 21(b)’ye göre yapmıştır. Aynı şirkete 757.650,00 TL bedelinde 21(b)’ye göre yapılan 15 Temmuz Organizasyonu ihalesi verilmiştir. Yine, aynı şirkete 2.141.800,00 TL bedelinde 6 ayrı ihale daha verilmiştir. Kayda geçen miktar itibariyle bu organizasyon-inşaat şirketine 2018 yılında 11.588.575,00 TL’lik 8 ihale KİK 21 (b) ile verilmiştir.
-Bismil Belediyesi kayyımı 14.439.134,04 TL harcanarak yapılan Belediye Hizmet binasını
Bismil Emniyet Müdürlüğüne hibe etmiştir.
-Bismil Belediyesi kayyımı toplamda 22.710.460,51 TL’yi halka hizmet için kullanmak yerine; emniyet, jandarma, müftülük, milli eğitim müdürlüğü ve özel kalem harcamalarına kullanmıştır.
-Cizre Belediyesi kayyımı 10 adet binayı ve 2 parkı bedelsiz olarak diğer kurumlara devretmiştir.
-Lice Belediyesi kayyımı belediyeye ait 1400 metrekare taşınmazı (arsa) Lice İlçe Emniyet Müdürlüğüne devretmiştir.
-Nusaybin Belediyesi kayyımı, Nusaybin Gençlik Merkezini İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne 25 yıllığına bedelsiz olarak tahsis etmiştir.
Kayyımların yolsuzluk ve usulsüzlükleri bu şekilde uzayıp gidiyor. Rapora da yansıdığı üzere, kayyım atanan neredeyse tüm belediyelerde bu şekilde çok sayıda yolsuzluk bulunuyor.
Raporda ayrıca kayyımların kentlere dönük saldırı ve tahribatları da uzun uzadıya yer alıyor. Özellikle tarihi yapılara dönük işlenen suçlar ve Kürt kültür ve değerlerine yönelik saldırılar dikkat çekiyor. Van’daki Nuda Kültür Merkezi’nin kapatılması, Siirt’teki Celadet Ali Bedirxan Kütüphanesi’nin yıktırılması, Amed’deki Cegerxwin Kültür Merkezi’nde bulunan 10 bini aşkın kitap sayısının 300’e kadar düşürülmesi, Batman’daki yaya geçitlerinde bulunan iki dilli ikonlardan Kürtçe’nin çıkarılması, Siirt kayyımının taziye evini Ülkü Ocaklarına tahsis etmesi, Çaldıran’da Kürtçe yön levhalarının sökülmesi bu saldırı ve tahribatlardan sadece bir kaçı.
TMMOB kayyım raporu
TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu’nun 9 Mayıs 2023 tarihinde açıkladığı “Kayyım İrade Gaspı ve Kent Kırımı Ön Raporu”nda çarpıcı veriler yer alıyordu. Rapora göre, 2016 yılındaki ilk kayyım döneminde 8 bin 433 kadrolu ve hizmet alımı personeli ile 923 memur işten çıkarıldı. 2019 yılındaki ikinci kayyım döneminde mahkeme kararıyla işine geri dönen belediye çalışanlarına karşı yürütme durdurma davaları açılarak işe dönüşleri engellendi ve de süreç içerisinde işten çıkarmalar devam etti. Her iki dönemde binlerce işçinin işten çıkarıldığının belirtildiği raporda, kültür alanında çalışan sanatçılar ihraç edildi. Belediye Meclis Üyeleri görevlerinden alındı ve birçoğu hakkında soruşturmalar açıldı.
Kayyımların adının yolsuzluklarla gündeme geldiğinin hatırlatıldığı raporda, kayyımların yandaş sermaye için bir lütuf olduğuna işaret edildi. Raporda, kayyımların kaynakları yandaşlara nasıl peşkeş çekildiğine ilişkin veriler yer alırken, kayyımlar döneminde bir çok taşınmazın satıldığı, yandaşa davet usulü ile bir çok ihale verilerek kaynak aktardığı net bir şekilde ortaya konuldu.
Kayyıma da kayyım atadılar
AKP-MHP iktidarının kayyım politikası ve Kürt düşmanlığında ısrarı günümüze kadar devam etti. Bu da hem saldırıları, hem yıkım ve talanı, hem de yolsuzlukları artırdı. Mardin’de kayyım Mustafa Yaman’ın yolsuzlukları öyle bir boyuta ulaştı ki, saray rejimi Yaman’a bile kayyım atamak zorunda kaldı. Kayyım Yaman’la birlikte yolsuzluk çarkı kuran birçok kişi de tutuklandı. Ardından da yaptıkları yolsuzluklar bir bir ortaya çıkmaya başladı.
31 Mart’a giderken
Gelinen aşamada yeni bir seçimin, yine bir 31 Mart’ın arifesindeyiz. AKP-MHP ittifakının kayyımlar aracılığıyla yüz yıllık imha ve inkar siyasetini yürütmek istedikleri su götürmez bir gerçek. Ancak halk hem bunun karşısında direnmeye hem de gaspçı, talancı ve hırsız kayyımları teşhir etmekte kararlı. Bu seçimlerde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile seçimlere girecek olan Kürt siyasal hareketi, kentleri kayyımlardan kurtarmanın yanında inkar ve imha konseptini de boşa çıkarmayı hedefliyor. Önseçimle adaylarını belirleyen DEM Parti, yeni bir atılımla daha önce kaybettiği kentleri de kazanma yarışında. 31 Mart’ta nasıl bir sonucun ortaya çıkacağını kestiremiyoruz belki ancak, Kürt halkının Edip Solmazlardan, Nadir Temellerden, Durre Kayalardan devraldığı mirası daha ileriye taşıma kararlılığı olduğunu söyleyebiliriz.
Önceki bölümler:
https://yeniyasamgazetesi6.com/kurdistanda-yerel-yonetimler-deneyimi-ve-kayyum-rejimi-i/
https://yeniyasamgazetesi6.com/kurdistanda-yerel-yonetimler-deneyimi-ve-kayyum-rejimi-2/
https://yeniyasamgazetesi6.com/kurdistanda-yerel-yonetimler-deneyimi-ve-kayyum-rejimi-3/
BİTTİ.
Yararlanılan Kaynaklar:
-Bir Gasp Aracı Olarak Kayyum Uygulamaları / DBP Kayyum Raporu – 2017
-İrade Gaspı ve Kayyım Gerçekleri / HDP Kayyım Raporu-2021
-Kayyım İrade Gaspı ve Kent Kırımı Ön Raporu / TMMOB Amed İKK