Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği yöneticisi Mirza Korkmaz Kürdistan kentlerinden Avrupa’ya göçlere ilişkin değerlendirmede bulundu. Korkmaz, tüm kurumların birlikte üreteceği politikalar ile yaşanan göçlerin önüne geçilebileceğini vurguladı
Kürdistan kentlerinden Avrupa’ya yaşanan göçlere ilişkin geçtiğimiz ay açıklama yapan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği’nin verilerine göre, 2016’da 9 bin 675 olan Avrupa’da iltica için başvuru sayısının, 2023’ün sadece ilk 9 ayında 51 bin 415’e çıktığı belirtildi. Yine raporda her ay ortalama 6 bine yakın kişinin Avrupa’ya göç edip iltica için başvuru yaptığı, bu rakamın yüzde 80’inin ise Kürtlerden oluştuğuna dikkat çekildi.
Yaşanan göçlerin nedenleri ile göçün önlenmesine ilişkin Mezopotamya Ajansına konuşan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği yöneticisi Mirza Korkmaz, göçlerin yürütülen politikalardan bağımsız olmadığına dikkat çekti.
Göçertme asimilasyon politikasının parçası
Göçlerin, Cumhuriyet’in ilanından bu yana Ermeniler başta olmak üzer diğer halklar nezdinde katliam ve yerinden etmeyle gerçekleştiğini ifade eden Korkmaz, özelde 1925 Şark Islahat Planı’yla Kürtler üzerinde de “göçertilme” politikasının uygulandığını belirtti.
O dönemin yetkililerinin hazırladığı raporlarda 5 yıl içinde 500 bin Kürt’ün kendi yerlerinden koparılarak, batıya göç etmesi gerektiğine yer verildiğini anımsatan Korkmaz, 1934’te çıkarılan İskan Kanunu ile özelde Meletî (Malatya), Semsûr (Adıyaman), Siwaz’dan (Sivas) Dêrsim’e kadar Kürtlerin göçe maruz bırakıldığını ve dört bir yana sürgün edildiğini ifade etti.
Göçertmenin de asimilasyon politikasının bir parçası olduğunun altını çizen Korkmaz, her Kürt Direnişi’nden sonra da Kürtlerin göçe maruz bırakıldığını belirtti.1990’larda ise OHAL ile birlikte Kurdistan’da göçlerin yoğunlaştığını söyleyen Korkmaz, 1990-1994 arasında köy yakmaları döneminde 4 bin köyün boşaltıldığını, 5 milyondan fazla Kürdün zorla göçertildiğinin söyledi. Kürtler gittikleri yerde de büyük haksızlığa uğradığını ifade eden Korkmaz, Ucuz iş gücü olarak çalıştırıldılar, yer verilmedi. Dil ve kültür alanında da göçertilen Kürtlere asimilasyon politikaları uygulandı. Kürtler burada da bir araya gelip örgütlenseler de dil ve kültür alanındaki haksızlıklar halende sürüyor” dedi.
‘Devlet Kürtleri yerinden etmek istiyor’
Göçlerin yüzde 80’ininden fazlasının sebebinin tüm dünyada savaşlar olduğunu ifade eden Korkmaz, Kurdistan’da da 50 yıldır büyük bir savaş olduğunu ve bu nedenle devletin Kürtleri yerinden etme politikasını yürüttüğünü, dil ve kültür anlamında da Kürtleri asimile etmeyi denediğini söyledi.
Çatışmalı sürecin başladığı 2015 yılından sonra da ilçe ve şehirlerde milyonlarca insanın göç ettiğini belirten Korkmaz, “Bunun en büyük sebebi de savaştır” vurgusu yaptı. Yüzlerce yerin “özel güvenlik bölgesi” ilan edilerek yasaklandığı Kürdistan’da köylülerin bu yasaklardan dolayı hayvancılık yapıp yaylaya çıkamadığını belirten Korkmaz, “Güvenlikli bölge adı altında farklı bir politika uygulanıyor. Fabrika ve iş imkânı olarak da bölgede bir şeyler yapılmıyor. Hem ekonomik hem de savaş nedeniyle bilinçli bir planlamayı devreye konulup göç yaşatılıyor. Yine gençler üzerinde uyuşturucu ve fuhuş politikaları uygulanıyor. Özel savaş politikalarıyla gençlerin göçünün önü açılıyor” dedi.
Göç politikaları Cumhuriyet döneminden beri sürüyor
Cumhuriyet döneminde yasalarla, 1990’larda köy boşaltmalarıyla süren göç politikasının şimdilerde özel savaş politikalarıyla devam ettirildiğini söyleyen Korkmaz, Kürt halkının direnişi ve özgürlük taleplerinin önünün böylelikle kesilmesinin hedeflendiğini belirtti. Korkmaz, “Bunların önüne geçemeyince hukuksuz bir şekilde Kürt halkı üzerinde politikalar uygulanıyor. Rojava ve Federe Kurdistan’da şehirler, köyler bombalanıyor. Birçok köy boşaltılıyor. Kürt halkını göç ettirmek için bir plan çerçevesinde, bilinçli bir şekilde bölgeyi boşaltmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
‘Binlerce kişi göç ediyor’
Her ay binlerce kişinin göç ettiğini ifade eden Korkmaz, bunun da bir plan çerçevesinde yapıldığını söyledi. Kürt gençlerini Avrupa’ya götürenlerin şebeke gibi çalıştığını belirten Korkmaz, “Sistem isterse bu kaçakçılığın önüne geçer. Ama tam tersi bunlara kolaylık sağlanıyor. 5 bin yıldır yaşadığımız yerde olan köklü bir yaşamı göçle dağıtmak istiyorlar. Avrupa’ya gidenler hemen ulaşabiliyor ve iki gün sonra Avrupa’da olmuş oluyor. Bu bilinçli bir şekilde Kürt gençlerini ülkeden çıkarma planıdır. Avrupa’ya gidenler de orada büyük zorluk ve zahmet çekiyorlar” dedi.
Avrupa’ya gitmekle gençlerin sistemin planına alet olduğunu söyleyen Korkmaz, yine Avrupa’ya gidişlerin bireysel dahi olsa kurtuluş yolu olmadığını söyledi. Avrupa’ya gidişlerle bir hayatın kurtulmadığını ifade eden Korkmaz, göçlerin yanlış olduğunu belirtti. Sistemin yürüttüğü savaşla Kürt sorununun çözümünün önünü kapadığını söyleyen Korkmaz şöyle devam etti:
“2015’ten sonra sistem Kürt gençliği üzerinde özel savaş politikası yürütüyor. Binlerce genç yurt dışına göçertildi. 2013-2015 diyalog döneminde savaş durunca on binlerce Kürt, Kurdistan’a gelerek yerleştiler. Ekonomik olarak rahatlık sağlandı. Devlet baktı, savaş durunca Kürt halkının istekleri rahat rahat dile getirildi. Ezilenler istemlerini söyleyebildi. Bununda önünü kapatmak istediler. 2015 sonrası Kurdistan’da başta genç kadınlar olmak üzere özel bir politika uygulandı. Gençlerin Kürt siyasetine dahilinin önü kapatılmak istendi. Bu nedenle de Kürt gençlerine göçün yolunu açtılar”
‘Göç etmek, iltica etmek çözüm değildir’
Bu göçlerin önüne geçilmesini istediklerini belirten Korkmaz, bu amaçla siyasi partiler, kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunduklarını beyan etti. Korkmaz, “Herkes el ele vererek bu göçlerin önüne geçmeli. Bunun önüne geçmek için sosyal politikalar üretilmeli. Sistem bilinçli bir şekilde gençleri göçe nasıl teşvik ediyorsa gençler de buna karşı kendilerini örgütleyerek, anlamlı yaşamı kendi köklerinde yaratmalıdır. Göç etmek, iltica etmek çözüm değildir. Bir kurtuluş değildir” dedi.
‘Göçlerin engellenmesi, bu savaşın durması için güçlü ses çıkarılmalıdır’
Kürt siyasetinin de bu duruma karşı bir politika sahibi olması gerektiğini vurgulayan Korkmaz, “Göçlerin engellenmesi, bu savaşın durması için güçlü ses çıkarılmalıdır. Savaş durursa, 2013-2015 gibi göç yerine geri dönüşler sağlanır. Bu savaşın önünde durmak da örgütlenmek ve ses çıkarmakla olur. Ağır bir tecrit var, açlık grevleri var. Bu savaşı karşısında durmak lazım. Savaş durursa göç olmaz. Göç edenler de geri dönerler” diye konuştu.
Çözüm sürecinde “Kadim Topraklara Dönüş” projelerinin hayata geçirildiğini hatırlatan Korkmaz, şimdi de benzer projelerin tam zamanı olduğunu söyledi. Korkmaz, “Bu nedenle de göç edenler tekrar dönmelidirler. Onurlu bir yaşam ancak böyle sağlanır” dedi.
Kaynak: MA