Wan’da yapılan konuşmalarda halkın irade gaspına karşı 31 Mart’ta verdiği direnişin süreceği vurgulanırken, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ise, ‘Kürt sorunun çözülmesi, cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara karşı, savaşa harcanan bütçenin halka aktarılması için bu alanlardayız’ dedi
1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı kutlamaları Türkiye ve Kurdistan kentlerinde tüm baskı ve yasaklara rağmen sürüyor. Kurdistan’da bölgesel mitinglerin iki adresindne biri olan Wan’da miting öncei toplanmalar sürüyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Wan Barosu, Wan-Colemêrg Tabip Odası, Diş Hekimleri Odası ile Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) öncülüğünde “Emek bizim söz bizim” şiarıyla düzenlenen 1 Mayıs Wan Bölge Mitingi yürüyüş korteji ile başladı. Binlerce emekçi sabah saatlerinde Günpaş AVM önünde bir araya geldi. “Bijî 1’ê Gulanê/ Yaşasın 1 Mayıs”, “Bijî berxwedana zindanan”, “Bijî serok Apo”, Emek bizim, söz bizim”, “KHK’lar gidecek biz kalacağız” sloganları atan emekçiler, ardından mitingin yapılacağı Musa Anter Parkı’na yürüdü.
Gazeteciler alanda
Sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı kortejin en önünde ise Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) yer aldı.
“Susturamayacaksınız” pankartı ile yürüyen özgür basın emekçileri, “Özgür basın susturulamaz” sloganı attı.
Her döviz ayrı bir mesaj
Binlerin aktığı alanlarda dövizlere yazılan sözler dikkat çekti. O sözlerden bazıları ise şunlar oldu: “Örgütlenen kadın, özgürleşen toplumdur”, “Selam olsun kızgın savaşı güllerle dengeleyene”, “Kesinleşen Kürtlük ve özgür yaşam ebedi gerçekliktir”, “Dem dema rizgarkirina rojê ye”, “Ne Spartaküs bizim gibi yaşadı ne de Che bizim gibi savaştı”, “Ben insandım. Ben pençelerini ve iğrenç dişlerini vücuduma geçiren sömürgecinin ağzındaki kandım”, “Yeter ki biraz toplumsal namus biraz da aşk ve akıl olsun”, “Savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen de sevilir”.
Direnmek meşru bir haktır
Serhat kentlerinden de emekçilerin katıldığı miting saygı duruşu ile başladı. Tertip Komitesi adına konuşan DİSK Genel-İş Temsilcisi Ömer Tekin, “Wan halkının 31 Mart’ta gösterdiği direniş sonrası 1 Mayıs’ı kutluyoruz. 10 yıldır belediyelerimiz gasp edilmiş, arkadaşlarımız işlerinden atıldı. Buna karşı direnmek meşrudur. Bir kez daha yılmayacağımızı ve geri adım atmayacağımızı haykırıyoruz” dedi.
Direnişimiz sürecek
Ardından konuşan Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal da, “Biz, 3 Nisan’da bu alanda ‘İrademiz bizimdir’ dedik. Halkımız büyük bir direnişle iradelerini sahiplendi. Tüm kirli politikalarını bizim üzerimizden hayata geçirmeye çalışıyorlar. İrademizi ve emeğimizi gasp etmeye çalışanlara karşı büyük bir direniş göstereceğiz. Ne olursa olsun biz halkımızın iradesine sahip çıkacak ve yaşamımızı emekle öreceğiz. Bizim mücadelemizi, özel savaş politikaları, doğanın yok edilmesi ve kadın kırımına karşıdır” diyerek mücadelelerinin süreceğini söyledi.
Bizi nesefsiz bırakanlara cevabımızı verdik
Daha sonra konuşan KESK EŞ Genel Başkanı Ahmet Karagöz de, Taksim’e yürüyenlere yönelik polis müdahalesini kınadı. 15 Temmuz’un bedelinin emekçilere ödetildiğini söyleyerek ihraç edilenlerin görevlerine dönmesi için mücadele edeceklerini belirtti.
Ülkede toplu krizlerin yaşandığını söyleyen Karagöz, “Milyonlarca işçi ve emekçi sömürülüyor. Tüm faturalan bu halka kesiliyor ve tüm kaynaklar yandaşlara akıtılıyor. Bizi nefessiz bırakanlara 31 Mart’ta cevabını verdik bir kez daha bu cevabı vermemiz gerekiyor. Biz barış, kardeşlik, anadilinde eğitim, halkın bir arada kardeşçe yaşadığı bir ülke istiyoruz. Kürt sorunun çözülmesi, cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara karşı, savaşa harcanan bütçenin halka aktarılması için bu alanlardayız” dedi.
Halkların birlikte direnmesi gerek
Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise, “Kurdistan ve Türkiye’de emekçiler iktidarın gözünde düşman olarak görülüyor. Zulme karşı bir çaremiz var; halkların birlikteliğidir. Biz el ele vererek bu zülme karşı haklarımızı alacağız ve özgürlüğümüzü kazanacağız. Wan halkı nasıl direndiyse tüm halkların bir olması ve direnmesi gerekiyor. Bu birliktelik olursa onların yenebiliriz” dedi.
Kürt sorunu çözülmeli
Bütçenin savaşa harcandığına dikkati çeken Bayındır, “Kürt halkına karşı savaşta neleri varsa harcadılar. Kürt meselesi demokratik yöntemlerle çözülmezse bu ülkede kriz devam eder. Bu meseleyi de Sayın Öcalan ile çözmeniz gerekiyor. Bizim mücadelemiz bu sorunun çözülmesidir. Kürt sorunu çözülmezse bu savaşı daha da derinleştirecekler” dedi.
Kaynaklar yandaşlara peşkeş çekildi
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da, ülkede en büyük sorunlarının başında işsizlik ve yoksulluk geldiğini söyledi. Hatimoğulları, “Bugün Türkiye’de 50 milyona yakın insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. AKP saraylarda yandaşlarına ülkenin bütün varlıklarını ve kaynaklarını peşkeş çekerken, işçilere ve emekçilere açlığı ve yoksulluğu reva gördü” diye kaydetti.
Biz barış istiyoruz
Türkiye’de işçilerin ekmeğinin küçülmesinin en büyük nedenlerinden birinin devam etmekte olan savaş ve çatışma politikaları olduğunu ifade eden Hatimoğulları, “Bu ülkede 40 yılı aşkındır devam eden Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi konusundaki taleplerimize tankla, topla, mermiyle, silahla yanıt verdi bu iktidar. Biz barış istiyoruz, Türk, Kürt işçileri arasında nifak tohumları ekmeyi amaçlayan çatışmacı zihniyete karış barış diyoruz. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülürse emin olun ki ayrılan o devasa bütçeler işçiye kalır, bizim ekmeğimiz daha çok büyür” dedi.
Birlikte aç kalıyorsak birlikte direnmeliyiz de
Hatimoğulları son olarak şunları dile getirdi: “Van’dan Türkiye halklarına, Türk işçi kardeşlerime seslenmek istiyorum; Sizler herhangi bir eylem yaptığınızda o eylemleri kırmak için hemen tırnak içinde ‘terör’ diyorlar. Kürt işçileri ve Türk işçileri birbirinden ayırıyorlar. Oysa Kürt’ün, Türk’ün, Arap’ın, bütün hakların ekmeği eşit bir şekilde küçülüyor. Buradan Kürdistan’ın bağrından Türk işçi kardeşlerimize sesleniyoruz. İşçilerin ve emekçilerin arasındaki dayanışmayı, halkların arasındaki dayanışmayı ortadan kaldırmaya çalışan bu anlayışa karşı bize düşen en büyük görev dayanışmayı daha çok büyütmektir. Birlikte aç kalıyor, birlikte susuz kalıyorsak birlikte mücadele edeceğiz.”
Miting, Fazıl Demir, Koma Janya ve Babetna’nın sahne almasıyla son buldu.
WAN