Yaklaşık 14 bin küçükbaş hayvanın otlatıldığı Kahniya Sûlavê, Tamzûre ve Embar yaylaları bu yıl kuraklık tehlikesi altında. Köylüler, az yağış alan bölgede otlaklık alanın kalmadığını belirterek, şimdiden kara kara düşündüklerini söyledi.
Hakkari merkeze bağlı Geçitli (Peyanis) köyünde bulunan yaklaşık 400 haneli köylülere ait 12 küçükbaş sürüde yaklaşık 14 bin hayvan Kahniya Sûlavê, Tamzûre ve Embar yaylalarında otlatılıyor. Köy merkezinden yaklaşık 12 kilometre uzakta bulunan yaylalara, günlük olarak sağıma gidiliyor. Bir saat süren zorlu yolculuk sonrası yaylalara ulaşan bêrivanlar günde iki kez sağım yapıyor. Sabah sağılan koyunların sütünden peynir çeşitleri yapılırken, öğleden sonra yapılan sağımda ise süt ve yoğur yapılıyor. Köylüler her yıl aynı yaşam tarzıyla yaşamaya alıştıklarını ve yaşamlarından çok memnun olduklarını ancak bu yıl yağmurların çok az olması nedeniyle geçen yıllara nazaran bölgede hemen hemen hiç ot bulunmadığını belirtti.
‘Yıllardır bu yaylalardayız’
Köylülerden Nazım Aslan, “Yaşamımız hayvancılık üzerinedir. Yıllardır bu yaylamıza gelerek hayvancılıkla geçimimizi sağlıyoruz. Burada Kahniya Sûlavê, Tamzûre ve Embar yaylaları bulunuyor. Köyümüzde 300-400 hane var. Toplamda 12 sürü bu yaylalarda otlanıyor. Buralar çok güzel ama bu yıl yağmur olmadığı için sıkıntı çekiyoruz” dedi.
‘Zahmetli ama güzel bir iş’
Köylülerden Remzi Korkmaz da, “Yaklaşık 15-20 gündür yaylaya geldik. Bu güne kadar günde bir defa koyun sağardık ama bundan sonra günde iki öğün koyun sağımı yapacağız. Bu nedenle Bêrivanlarımız gün boyu burada kalacaklarından yaylada kara çadırımızı da kurduk. Sürümüzde şu anda bin 100 koyun var. Yayla yaşamını gerçekten seviyoruz. Büyük sıkıntılar yaşasak da seviyoruz. Bu yıl çok kar yağdı ancak ilkbaharda yağmurlar yok denecek kadar azdı. Bu nedenle yayla ve meralarımızda otlar çok zayıf durumda. Her sabah köyde buraya bir saatte gelebiliyoruz. Kadınlar toz içinde bir yolculuk yapıyor. Zahmetli ama iyi bir yaşam diyebiliriz” diye konuştu.
Her gün kilometrelerce yol
İşin zahmeti ve eğlencesini birlikte gören Hatice Güldal da, “Yayla yaşamını çok seviyoruz. Her gün sağım için geliyoruz. Yoğun bir iş temposu arasında yaylaya gelebildiğimiz ve hayvanlarımızı sağabildiğimiz için çok mutluyuz” diyor. Bêrîvanlardan Behice Demiryent da, “Bizler bêrivanız. Yıllardır bu yaşam şekliyle ömrümüz geçti. Her sabah çocukları evde yalnız bırakarak bu yaylalara gelerek ailemizi geçindirmek için bêrîvanlık yapıyoruz. Elbette bu yaşamın da sıkıntıları var ancak bu sıkıntılar karşısında da kimseye muhtaç olmadan geçinebildiğimi için mutluyuz. Her gün kilometrelerce yol geliyoruz. Yollar toprak olduğundan bol bol toz yutuyoruz. Ama bu köylerde tek geçim kaynağımızı hayvancılık olduğu için bu işi yıllardır severek yapıyoruz” diye belirtti.
Kuraklıktan dolayı otlak sıkıntısı yaşanıyor
Geçtiğimiz yıllarda kendisine ait köydeki tarla ve meralarda bulunan otlakları eken ve bu otların bir kısmını satarak geçimini sağlayan ancak kuraklık nedeniyle tarla ve meralarında istediği verimi alamayan İsmail Güldal, geçimini sağlamak için köydeki sürüye çoban olduğunu söyledi. Ayda 4 bin TL alan Güldal, şunları dile getirdi: “Bu geniş arazilerin tamamı Geçitli (Peyanis) köyüne ait yaylalardır. Ancak bu kadar geniş arazilerimizde bu yıl büyük sıkıntılarımız var. Yağmurlardan dolayı otlaklar çok az. Bunun yanı sıra geçim sıkıntısı yüzünden bu yıl ilk defa çoban oldum. Daha önce kendime ait arazileri biçer ve çok rahat bir geçim sağlardım. Ama bu yıl mecbur kalıp çoban oldum. Çünkü otlaklardaki verim çok zayıf ve bu yüzden geçimimizi sağlayacak kadar verim alamayacağımızı gördüm. Elimizde geçimimizi sağlayacak başka da bir imkan yok. Çocukların evde aç kalmaması için 5 aylığına çoban oldum.”
Sürüyü aynı zamanda kurt gibi diğer hayvanlardan korumaya çalıştığını belirten Güldal, yaşamından memnun olduğunu söyledi.