Kumarhaneler organize suç örgütlerinin kara para akladıkları yerlerden biridir. Ancak buradaki kumarhane sözcüğü aynı zamanda metaforiktir. Zira artık kara para aklamak için kumarhane kurmak gerekmiyor.
Nitekim ülkede kumarhane işletmek yasa dışıdır ama ülke en fazla kara aklanan ülkelerin başında geliyor. Bu yüzden dolayı da ülke bir türlü Gri Listeden çıkamıyor.
Endüstriyel futbol: Açık hava kumarhanesi
Ülkede yasal kumarhaneler yok ama ülke neredeyse bütünüyle bir açık hava kumarhanesine dönüşmüş durumda. Zira bu ülkede milyonlarca insan yetersiz beslenme ve yoksulluktan kıvranırken, bazıları çok kolay ve çok rahat para kazanıyor ve bu durumlarını sosyal medyada da abartılı bir biçimde sergileyebiliyor. Hatta bazı milletvekilleri Meclis’te, görgüsüzce, toplu şiş kebap partileri düzenleyebiliyor.
Onlar kebaplarını afiyetle yerken, sözüm ona çok üzüldükleri Gazze’deki Filistinli çocuklar İsrail devletinin bombalarından ölüyorlar. Ya da bir yasal düzenleme yapmadıkları için ülkede milyonlarca çocuk okulda öğlen yemeğinden mahrum bırakılıyor.
Bugün ülkedeki endüstriyel futbol böyle bir kumarhaneye dönüşmüş durumda. Kayıt dışı büyütülen onlarca milyon dolarlık futbolcu parası, milyonlarca dolarlık yasa dışı bahisler, bir ünlü teknik direktörün hiç vergi ödemeden yüzbinlerce dolarını tefeci faiziyle ikiye katlaması ve bir futbol kulübünün siyasi mafyöz başkanının, tıpkı kumarhane kapısını bekleyen fedailerin yaptığı gibi, bir futbol hakemine uyguladığı fiziki şiddet.
Bu örnekler kumarhane kapitalizmine dönmüş ülkenin kumarhanelerinden birinde yaşanan olaylardan sadece bazıları.
Parayı kutsal sayan sistem
Tüm bunlar aynı zamanda içinde yaşadığımız “parayı kutsal sayarak, nasıl olursa olsun para kazanmayı her şeyin üzerinde tutan” kapitalist sistemin neden olduğu toplumsal çürümenin bazı belirtileridir.
Kara para, rüşvet, yolsuzluklar ve benzerleri gizlilik ve bilinmezlik içinde gelişirler. Toplumsal denetimle azaltılabilmeleri mümkün olabilir ancak etkili bir toplumsal denetim, halkımızın kamu kaynaklarının ve diğer müştereklerimizin çalınmasını kolaylaştıran rantsal ve mali düzenlemeleri iyi anlayabilmesi ve bunlarla nasıl mücadele edilebileceğini bilmesiyle mümkündür.
En geniş demokrasi cephesini kurmak lazım
Yaklaşan Mart Yerel Yönetimler Seçimlerinde AKP-MHP İktidar Blokunun özellikle de geçmişte çok büyük rantlara ve yolsuzluklara kaynaklık etmiş İstanbul BŞB’ne nasıl asıldığı göz önüne alınarak, Meclis’teki muhalefet partilerinin sonuna doğru geldiğimiz 2024 yılı Bütçe Yasa Teklifi görüşmelerinde daha bilinçli, daha kararlı, teşhir edici ve aynı zamanda halkı örgütlü demokratik mücadeleye çağırıcı daha radikal bir tutum izlemeleri gerekiyor.
Ayrıca, farklılıklarımız olsa da, yolsuzluklar karşıtı, demokrasi ve sosyal adaletten yana tüm kesimlerle en geniş bir birleşik seçim cephesi oluşturulmalıdır. Bir kez daha yerel yönetimler rantçı ve talancılara teslim edilirse ilerde onları oralardan uzaklaştırmanın çok daha zor olacağı akıldan çıkartılmamalıdır.