Kamuoyunda Kulp Davası olarak bilinen, 11 kişinin öldürülerek kaybettirilmesine ilişkin davanın düşürülmesine tepki gösteren Bahri Şimşek’in oğlu Aslan Şimşek, ‘’davanın üzerinden 25 yıl geçse de hukuk mücadelemiz sürecek” dedi.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin Alaca köyü ve Muş’a bağlı Kayalısü köyü (Licik mezrası) civarında 8-25 Ekim 1993 tarihinde General Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Dağ Komando Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda Abdo Yamık, Bahri Şimşek, Behçet Tutuş, Celal Aziz Aydoğdu, Hasan Avar, Mehmet Salih Akdeniz, Mehmet Şah Atala, Mehmet Şerif Avar, Nesrettin Yerlikaya, Ümit Taş ve Turan Demir adlı siviller öldürüldü.
Kaybettirmelere dair toplanan deliller, tanık beyanları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)ve Meclis kararına rağmen yıllar sonra olaya dair açılan davanın karar duruşmasında, dönemin Bolu Dağ Komanda Tugayı Komutanı Yavuz Ertürk, üzerine atılı “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürme”, “halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yeterli delil olmadığı iddiasıyla beraat ettirildi ve dava da zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle düşürüldü.
‘Olay sadece bir katletme değildi’
Kaybettirilen 11 kişiden biri olan Bahri Şimşek’in oğlu Aslan Şimşek (39), verilen karara tepki gösterdi. 14 yaşındayken babasının öldürüldüğünü ifade eden Şimşek, 9 kardeşinin olduğunu belirterek, “Çocuklarının geleceği karartıldı. Olay sadece bir babanın katledilişi değildi” dedi.
‘Babamın suçu neydi’
Babasının neden öldürüldüğünü bilmediklerini belirten Şimşek, “Babamın suçu neydi de katledildi” dedi. “Devlet, babamı koruyacağına katletti” diyen Şimşek, babasının öldürülmesiyle köyden ayrılmak zorunda kaldıklarını belirterek, “çok acılar çektik. Şehre geldik. Bir yandan aç ve sefalet içerisinde yaşamımızı sürdürürken bir yandan da babamızı arıyorduk” ifadelerini kullandı.
‘Derin acılar yaşadık’
Babasının bir gün ortaya çıkacağı umuduyla yaşadıklarını kaydeden Şimşek, “Babamızın katledilmesi aklımızın ucundan geçmezdi. Devletin yargısı ve kanunu var. Bunların bir cezası varsa, orada yargılanıp ceza alırlar diye düşünüyorduk. Ama bu insanların elleri kolları bağlanarak öldürüldü ve yakıldı. Derin acılar yaşadık bu ülkede” dedi.
‘Böyle bir karar beklemiyorduk’
Babasının öldürüldüğü 1993’ten 2004’e kadar umutla aramalarını sürdürdüklerini söyleyen Şimşek, “Kanunlarla mücadelemizi verdik. Bu insanlar bir gün gelip çıkacak diye umudumuz vardı. Cezaevlerinde olduklarını ve bir gün devletin bunları çıkarıp yargılayacaklarını umuyorduk. 11 yıl boyunca hep bir umutla devletin kapısını çalıyorduk bu insanlar nerede diye. 2004’te kemikleri bulununca dünyamız yıkıldı. Böyle bir karar beklemiyorduk” diye konuştu.
‘Hayal kırıklığına uğradık’
Kemiklerin bulunmasının ardından hukuk mücadelelerini aralıksız sürdürdüklerini ifade eden Şimşek, AKP’nin 2002’de iktidara gelmesiyle fail meçhul cinayetlerinin aydınlatılması konusunda umutlarının arttığını; ancak hayal kırıklığına uğradıklarını ifade etti.
‘Deliller ceza alması için yeterliydi’
Davanın Ankara’ya taşınmasıyla faillerin cezalandırılacağını umduklarını dile getiren Şimşek, “Ankara’ya, acımız biraz daha dinecek hissiyle gittik. Bir ve ikinci duruşma umut vericiydi. Dosyaya giren deliller, failin ceza alması için yeterliydi. Ancak, 3’üncü duruşmada mahkemenin seyri değişti. Kurumlardan istenen belgeler vardı. Neden bu kurumlardan belge gelmedi?” diye sordu.
Ertürk’ün mahkemedeki rahat tavırlarına dikkat çeken Şimşek, mahkemede Ertürk’ü görünce acılarının ikiye katlandığını vurgulayarak, “Ancak, mahkeme heyetine saygısızlık yapmadık. Bu kişi mahkeme önünde hesap verecek ve yaptıkları yanında kar kalmayacak, diyorduk. Ama gördük ki bir arpa boyu kadar yol alınmamış” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
‘Madalya almak için geldi’
Babasını öldürmekle suçlanan Ertürk’e tepki gösteren Şimşek, şöyle devam etti: “Ertürk, yetkilerini keyfi kullandı. Bu yetkiyle yurttaşları koruyacağına onları katletti. Madalya almak için bölgeye geldi, katliamı gerçekleştirip buradan da çıktı. O dönem Şemdin Sakık da o bölgeydi. Acaba Sakık ile ne tür antlaşma yaptın? Devlet bunları araştırsın.”
‘Bir gün elbet ceza alacak’
Yaşanan hukuksuzluğa tepki gösteren Şimşek, “25 yıldır hukuk mücadelesi veriyorduk. Bir 25 yıl daha geçse hukuk mücadelemizi yürüteceğiz. Bir gün elbet bu kişi ceza alacaktır. Yaptıkları yanına kar kalmayacaktır. Bu kişi bir gün cezaevinin yolunu boylayacaktır” diye konuştu. Şimşek, verilen kararla acılarının ikiye katlandığını söyledi.
Kaynak: MA