Ekonomiyi denetlesin diye anlaşma yapılan McKinsey’in hakikaten de ‘yerlimilli’ olduğu anlaşıldı. 2003’te işe başlarken de AKP’ye danışmanlık yapan yine aynı şirketti
Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından “ekonomi denetimi” için anlaşma yapıldığı açıklanan ABD’li danışmanlık şirketi McKinsey’in aslında Türkiye’de de başından beri “görevde” olduğu anlaşıldı. Gazete Duvar’daki yazısında geçmişe giderek konuyu araştıran ekonomist Bahadır Özgür, “2003’te hazırladığı ekonomik plana bir bakın, AKP’nin kısa vadeli parlak yıllarının ve bizi bu krize sürükleyen nedenlerini göreceksiniz” dedi. Özgür, AKP’nin iktidara gelmesinden üç ay sonra, kalabalık bir gazeteci grubunun önüne çıkan McKinsey’in İstanbul Ofisi Genel Müdürü David E. Meen’in, “Artık harekete geçme zamanı” diyerek söze başladığını ve şöyle devam ettiğini aktarıyor: “10 yıl içinde büyüme hızının yüzde 8,5’e yükselmesi, 6 milyon ek istihdam ve kişi başına milli gelirin ikiye katlaması mümkün.”
Tayyip Bey’e sunuldu
David E. Meen, konuşmasının sonunda hazırladıkları planı 10 Mart’ta Ankara’ya giderek “Tayyip Bey’e sunacakları”nı söylüyor. Planda, “Uzun vadeli konut kredisi pazarının kurulması, bireysel bankacılıkta alternatif kanalların kullanılması, belediyelere arazi geliştirme teşviklerinin sağlanması, bisküvi ve şekerleme alanında ithalat engellerinin kaldırılması, büyük şirketlere işçi çıkarabilme olanağının tanınması, AVM’lerin kent içinde faaliyletinin kısıtlanmaması” gibi önlemler yer alıyor. Konut ve perakendeye dayalı büyüme AKP’nin ‘parlak yılları’nın bu planın eseri olduğunu hatırlatan Özgür, arsa rantının yarattığı inşaat ve perakendeciliğin üzerinden yükselen AVM furyasının, tüketim gücünü borçla artırmak için kredi havuzunun büyütülmesi, küçük üreticiliğin bitirilip nişasta bazlı şeker ithalatına dayalı tekelleşmenin önünün açılmasının böyle geliştiğini anlatıyor.
Bugüne böyle geldik
Özgür, “Sonuçta McKinsey’in dediği oldu; inşaat ve tüketime, krediye dayalı yüksek büyüme ve bunun getirdiği istihdam artışı 10 yıla damgasını vurdu. Bugün yaşadığımız krizin de tetikleyicisi işte o raporla ve raporu hayata geçiren siyasi iradeyle ekonominin temeline yerleştirildi” diyor. Özgür ayrıca, “2003’te Türkiye için o raporu hazırlayan ekibin bugün üçte ikisinin büyük bankaların, Ülker, Fiba gibi şirketlerin yönetim kadrosunda yer almaları tesadüf olmasa gerek” diyor ve McKinsey Türkiye Genel Müdürü Özgür Tanrıkulu’nun 2013’te verdiği bir röportajda, “Dünyada en büyük bin şirketin 170’ten fazlasının CEO’ları McKinsey kökenli. Bu Türkiye için de geçerli. Son 15 yıl gibi kısa bir süre içinde iş dünyasında önemli roller üstlenen 150’den fazla profesyonel yetiştirdik” dediğini aktarıyor ve “Özellikle 2000’den sonra finans sektörüne yön verenlerin ağırlıklı kısmı bu okulun mezunlarıdır” diye ekliyor.
EKONOMİ SERVİSİ