‘Güvenli Bölge’ adı altında yeni bir sınır ötesi operasyon macerası hazırlıkları yapılırken, son iki hafta içinde ABD ve hükümet ikinci defa bir araya geldi: Türkiye’ye bir kez daha ortak bir yaklaşım sergilemesi çağrısı yapıyoruz
Güvenli Bölge oluşturmak için ticari, askeri, siyasi bütün mekanizmaları kullanan iktidar bir kez daha ABD temsilcileri ile buluştu. Ankara, ABD’yi ikna etmeye çalışırken, Washington, “koordineli yürütülmeyen bir askeri hareket, iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verir” açıklaması yaptı. Ankara’da Doğu ve Kuzey Süriye’ye operasyon için askeri hazırlıklar sürerken, diplomatik olarak da Suriye hava sahasını kontrole den ABD ve Rusya ile pazarlıklar yapılıyor. ABD heyeti ile AKP yönetimi son iki hafta içinde Ankara’da ikinci görüşmesini pazartesi yaptı. Görüşme Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Bursa’da yaptığı “Biz Afrin’e girdik. Cerablus’a da girdik. Biz El Bab’a da girdik. Şimdi de Fırat’ın doğusuna da gireceğiz. Evet biz bunu Rusya ile de paylaştık. ABD ile paylaştık. Çünkü oralardan bize bu taciz atışları devam ettikçe bizim sessiz kalmamız mümkün değildir. Ve şu anda biz bir yere kadar sabrederiz. O sabrın bir sonu var” açıklamasının gölgesine başladı. Görüşme sabah saatlerinde başladı.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan
(MSB) yapılan açıklamada “Suriye’nin kuzeyinde koordineli bir şekilde tesis edilmesi planlanan Güvenli Bölge’ye yönelik ABD askeri yetkilileri ile görüşmeler bugün saat 10.00’da MSB/Ankara’da başlamıştır” ifadesine yer verildi.
ABD’den ‘koordine’ uyarısı
Görüşme öncesi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, Kuzey ve Doğu Suriye’ye işgal tehditlerinde bulunan Türkiye’ye uyarıda bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, yaptığı açıklamada, “ABD ile koordineli yürütülmeyen bir askeri hareket, iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verir” dedi. Türkiye’nin tavrının kabul edilemeyeceğini belirten Ortagus, “Türkiye’ye bir kez daha ortak bir yaklaşım sergilemesi çağrısı yapıyoruz” dedi. ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, 22 Temmuz’da ‘güvenli bölge’ oluşturulması konusunda görüşmeler yürütmek amacıyla Türkiye’ye gelmişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy geçen hafta yaptığı açıklamada “ABD ile ortak bir noktada buluşulamaması halinde güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız” demişti. Rusya Devlet Başkanı VladimirPutin’in onayı ile daha önce Afrin’e operasyon yapılmıştı. Güvenli Bölge için 2018’deki büyük yığınağa işaret eden ABD Başkanı Donald Trump “Başkan Erdoğan bir çetin ceviz ama ben onunla geçinebiliyorum. Belki bu kötü bir şey ama bence bu çok iyi bir şey. Çünkü işin açıkçası herkesin bildiği gibi Kürtlerle bir problemi var. Sınırda 65 bin kişilik bir ordusu vardı ve IŞİD’e karşı bize yardım eden Kürtleri haritadan silecekti. Onu aradım ve bunu yapmamasını rica ettim. Sanırım Kürtler onun veya Türkiye’nin doğal düşmanı. Ve o bunu yapmadı. Sınırda dizilmişlerdi ve bizimle birlikte IŞİD’i yenenleri haritadan sileceklerdi. Dedim ki ‘bunu yapamazsın, bunu yapamazsın’ ve o bunu yapmadı. O yüzden bir ilişkimiz var” demişti.
Ne hedefleniyor
Doğu ve Kuzey Suriye yönetimi 5 km derinlikte uluslalarası denetimde olacak “güvenli bölge” önerirken, Türkiye 30-35 km derinliğinde Güvenli Bölge istiyor. Türkiye bölgenin kendi denetiminde olmasını talep ediyor. Son günlerde İstanbul gibi şehirlerde otobüslerle Suriyelileri karakollara toplayıp ardından çeşitli kamplara götüren hükümet, Suriyeli mültecileri oluşturmayı hedeflediği bu bölgeye yerleştirmek istiyor. Bazı analistler İttihat ve Terraki’nin Osmanlı’yı kurtarma adı altında savaşlara girmesi, Enver ve Talat Paşa’nın politikaları sonucu ortaya çıkan gelişmeleri tahlil edip maceraya sürüklenmemek gerektiğine işaret ediyor.
İSTANBUL