Dr. Hayri Hazargöl
Cezaevinden bir kadın cesedi daha çıktı. Her gün bir cezaevinden ölüm haberi alıyoruz. Ölüm cezaevlerinde kol geziyor. Şu anda cezaevlerindeki durum Diyarbakır 5 No’luyu geçmiş durumda. 12 Eylül’de bir Diyarbakır, bir Mamak, bir Metris vardı. Şimdi yüzlerce Diyarbakır, Mamak, Metris var. AKP-MHP iktidarı bu konuda bir rekorun sahibi durumda. Kötülükler konusunda zaten dünyada ilk sırada. Her gün bir kötülük endeksi durumu yayınlanıyor. Türkiye hep ön sıralarda görülüyor. Tabi ki AKP-MHP iktidarı ve bu iktidarın ruh hali bozuk olduğu söylenen İçişleri Bakanı bunlar dış güçlerin endeksleri deyip geçecektir. Ancak tüm dünyanın ciddiye aldığı bu endekslere AKP-MHP ittifakı itibar etmese de gerçeklik budur.
Aylar önce Garibe Gezer için tecavüze uğradığı ve baskı gördüğü yönünde haberler çıktı. Ailesine yaşadıklarını ilettiği için hücre cezası aldığı belirtildi. Cezaevinden ölüsü çıkan Garibe Gezer’in ailesi ve kadın örgütleri Garibe’nin cezaevinde katledildiğini iddia ediyor. HDP ve insan hakları kuruluşları şeffaf araştırma istiyor. İktidar ve ilgili kurumlar bu talebi karşılayacaklarına, cenazeyi kaçırıyorlar, otopsi yapılmasına izin vermiyorlar.
AKP-MHP iktidarı döneminde kuşku duyulan şeyler açıklığa kavuşturulacağına biz bildiğimizi yaparız deniyor. Bunu da bir iktidar gösterisi gibi ele alıyorlar. Siz ne derseniz deyin biz istediğimizi yaparız havası yaratılıyor.
Süleyman Soylu bunu zaten bir güç gösterisi olarak görüyor. Anlaşılıyor ki, İçişleri Bakanı’nda güçlü görünme kompleksi var. Bu kompleks zayıf kişiliklerde bulunurmuş. Gerçekten de öfke krizlerine, bağırıp çağırmasına bakılırsa bunun doğru olduğu anlaşılıyor. Zaten bu tür komplekslerden dolayı olmalı ki, bazı milletvekilleri klinik bir vakadır, doktora gitmeli, dedi. Biz İçişleri Bakanı’nın klinik bir vaka olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak normal kişilik davranışları göstermediği açık.
Süleyman Soylu hastalarla uğraşıyor, cesetlerle uğraşıyor, kadınlarla uğraşıyor, aydınlarla uğraşıyor, sanatçılarla uğraşıyor. Zaten Kürtlerle uğraşmadığı zaman canı sıkılıyor. İlle de Kürtleri sindirmek ve baskı altına almak için bir şeyler yapacak! Yoksa kendini bir iş yapmamış gibi görüyor ve gece uyuyamıyor.
Ancak AKP-MHP ittifakı ve onun öfkeli ve parlayan-tabi yıldız gibi değil, maçolar gibi- bakanı ne yapsa da demokrasi güçleri de Kürtler de sinmiyor. Kadınlar zaten sindirilemiyor. Halk artık Tuncel Kurtiz gibi “bıçak kemiğe dayandı” diyor. Baskı ve sindirme politikası artık ters tepiyor. Kadınlar da gençler de demokrasi güçleri de Kürtler de AKP-MHP iktidarının üzerine üzerine gidiyor.
‘Biz öldürdükçe onlar çoğalıyor, bu ne acayip bilmece’deki durum yaşanıyor! Garibe Gezer’in cenazesini kadınlar omuzluyor, Soylu’nun hedef gösterdiği Kürt kadınları Soylu’ya bir daha meydan okuyor.
Cezaevleri işkence, zulüm ve ölümle anılan bir ülkenin iktidarı uzun ömürlü olamaz. AKP-MHP iktidarı Kenan Evren cuntasından, yani 12 Eylül faşizminden daha fazla lanetlenecektir.
Türkiye’nin imajı şu anda 12 Eylül’den daha kötüdür. Bunun baş mimarları da Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu’dur. Bunlar Talat, Enver ve Cemal Paşa’lar gibi tarihe geçecekler. Onlar Osmanlı’yı, bunlar Türkiye’yi çökerttiler.
Tabi Osmanlı’yı çökerten Talat, Enver ve Cemal’i bazıları kahraman olarak görüyor. Herhalde Ermenilerin yaşadığı topraklarda Ermeni bırakmadıkları için! Belki bunlar da Kürtlerin yaşadığı topraklarda Kürt bırakmayacakları için kahraman ilan edilebilirler. Ancak Kürtlerin ve Türkiye demokrasi güçlerinin buna izin vermeyeceği görülmüştür.
Garibe Gezer toprağa gömülmüş olsa da bu ölümler, bu zulüm AKP-MHP iktidarının da toprağa gömülmesini yakınlaştırmaktadır. Kadınlar zaten artık Türkiye’de kadınların kolay öldürülemeyeceğini haykırıyorlar. Kadınları öldürenlerin, kadınlara zulüm yapanların yakasına yapışıyorlar.
Bu iktidar Aysel Tuğluk’un annesinin mezarına saldıranları korumuştu. Şimdi de Aysel Tuğluk’u hasta olarak zindanda ölüme mahkum ediyor. Böylece Aysel Tuğluk’un mücadelesinden intikam alıyorlar. İşte böyle ilkel duygulara sahip bu iktidar ne yaparsa yapsın bitmiştir.
Zindanlardaki mahpuslara, kadınlara zulüm yapan bir iktidar tüm değerlerini yitirmiş bir iktidardır. Hiçbir iktidar zorla da ayakta kalamaz; sadece zorla ayakta kalmak isteyen iktidarlar gün sayan iktidarlardır.
Garibe Gezer’e zindanda yapılanlar, cenazesine yapılanlar bu iktidarın gidici olduğunu göstermektedir. Bu iktidarın cesedi ortadadır. Sadece gömecek olanları bekliyor. Bunu bu iktidar da görüyor. Ancak tüm diktatörler gibi sonunu getirecek nafile bir çırpınış gösteriyor.