Kayyumların Türkiye’de yönetim biçimine dönüşeceğine dikkati çeken HDP’li Temel, ‘CHP sırasının gelmesi bekliyor’ yorumunu yaparken, Akşener’e ‘Masa Saray’da değil Meclis’te yanıtını verdi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Tayip Temel, Ankara gündemini, muhalefetin durumunu ve kayyum atamalarını değerlendirdi. Temel, kayyum atamalarının Türkiye’de bir yönetim şekline dönüşeceğine dikkati çekerek, CHP’nin durumun farkında olduğunu ancak, sırasını gelmesini beklediğini belirtti. Akşener’in ‘memleket masası’ çağrısına ‘Masa Meclis’te’ cevabını veren Temel, HDP’ye yönelik ‘Türkiyelileşme’ tartışmalarına ilişkin ise, “Dostlarımızı ve eleştirel değerlendirmeleriyle bize güç veren tüm çevreleri, bizi boğmaya çalışan, nefessiz bırakmaya çalışan bizi bizsiz tartışıp, yargılayanlara karşıda yanımızda yer almaya davet ediyoruz” dedi.
Temel’in Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e verdiği röportajdan bazı başlıklar şöyle;
CHP sırasının gelmesini bekliyor
Kayyum atanan belediyelerin halkın iradesini temsil eden belediyeler olduğuna dikkat çeken Temel, halkın tüm baskılara rağmen buralarda HDP’ye oy verdiğini belirterek, “AKP şimdi halktan intikamını kayyımlarla alıyor” sözlerini ifade etti. Kayyum atanan bölgelerde halkın tepkisini yerinde gözlemlediklerini söyleyen Temel şöyle devam etti: “Halk, kayyım atamalarını bir hakaret, büyük aşağılanma yöntemi olarak değerlendiriyor. AKP, halkın tercih ettiği yönetimi tayin ettiği gasp memuruna devrediyor. Iğdır’da yaptıkları ilk iş, Kürtçe tabelayı indirmek oldu. Bu uygulamalardan neye kayyım atadıkları anlaşılıyor.”
Kayyum atamalarının Türkiye’de bir yönetim haline dönüşeceğini belirterek, baro ve oda seçimlerine yönelik müdahale girişimlerini hatırlatan Temel, “Bunlar, şifrelerini kayyım atama zihniyetinden alan bir uygulama” vurgusu yaptı. CHP’li İstanbul ve Ankara Belediyelerinin yardımlarının engellenmesine de değinen Temel, devamla şu sözleri ifade etti: “Kendisinden olmayan herkese karşı düşman ve saldırı halinde bir iktidar gerçekliği ile karşı karşıyayız. Eğer buna karşı konulmazsa, CHP’de, bir bütün olarak iktidarın yerel yönetimlerine saldırısından kendi payına düşeni alacak. Kuşkusuz CHP ayrı bir muhalefet partisi. Bizim CHP’nin kendi siyasetleri ile ilgili bir söz kurup, en azından fikir verme pozisyonumuz yok, ama şu anki mevcut duruşunu değerlendirdiğimizde, bu riski ve tehlikenin farkında olan bir CHP yönetimi var. Fakat buna karşı kendisine adeta sıra gelmesini bekleyen eylem ve siyaset tarzı var. Bu Türkiye açısından büyük bir risktir.”
‘Masa Mecliste Saray’da değil’
Türkiye’deki muhalif güçlerinin bir şekliye dayanışmada, yan yana durmada ve bir araya gelip buluşmaktan çekinmemesi gerektiğinin altını çizen Temel, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, HDP’yi dışında tutarak, yaptığı “memleket masası” önerisi ile ilgili de şu yorumda bulundu: “Burada ideolojik olarak farklı noktalarda olmak, kötülüğe karşı mücadele etmek için engel değil. Ama sorun şu ki; Türkiye’de siyasetin büyük bir kısmı, toplumu savunma görevi ve misyonu ile ortaya çıkmıyor. Daha çok iktidara gelmeyi, diğerinin yerini almayı hedefliyor. Hatta devletteki o mekanizmayı kendi lehine kullanma, mümkünse ele geçirme zihniyeti taşıyor. İyi Parti zihniyet olarak iktidardan çok uzak bir noktada değil. Bu yüzden iktidar ile muhalefeti birbiriyle karıştıran, mücadele ve teşhir oklarını muhalefete yönlendirmeyi tercih ediyor. Masa istiyorsan, o masa Meclis’tedir, masa Saray’da değil. Dolayısıyla Saray’daki masanın peşinde olanlara sözümüz yoktur. Sözümüz meydanda toplumla halkla buluşacak olanadır.”
Seçim sistemini değiştirmeyi tartışıyorlar
İktidarın erken seçime gitmesi için toplumun kendisini tekrar tercih edeceğine inanması gerektiğini ancak buna inanmadığını söyleyen Temel, bu nedenle seçim sistemi değişikliğinin tartışıldığını belirtti. Muhalefeti etkisiz hale getirecek yasal düzenlemelerden bahsedildiğini ifade eden Temel, “Seçim zeminini arıyorlar. Seçimde toplumsal desteği alabileceklerine inandıkları an seçime giderler. Ancak gerçek şu ki; bu toplum o fırsatı ve o desteği hiçbir zaman onlara vermez. O yüzden şimdi hile ve hurda ile yasayla oynuyorlar” dedi.
‘Bizi dostun attığı gül yaralar’
HDP’ye yönelik “Türkiyelileşme” tartışmaları da değinen Temel şu sözleri ifade etti: “HDP her dönem bazı başat sorunlarla uğraşıyor, uğraşacaktır da. Bir siyasi partinin sorunlarla uğraşması, görevlerinden biridir. Olmaması zaten normal değil. Bunlar iç ve dış sorunlarda olabilir. Sorunların her birinin kendine has nitelikleri vardır ve hepsine aynı yaklaşamayız. Hallacı Mansur’un; “Bizi düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar” sözü var. İçine bilinçli çekildiğimiz tartışmaların bazıları çok dar ve dogmatik kimi yaklaşımlara da işaret ediyor. İçe yönelik tartışmalara ilişkin samimice bunu belirtmeliyim ki; dostlarımızın bizi daha doğru, bizi daha gerçek verilere dayanarak değerlendirmesini istiyoruz. Kaygısı daha büyük, daha iyi bir HDP olan, yani partimizi geliştirmek olan, büyütmek olan eleştirileri ciddiye almaya ve değerlendirmeye devam edeceğiz. Değerli buluyoruz ve daha fazla da yapılması taraftarıyız.
HDP’nin yapısal sorunları 4 ay boyunca en küçük ilçeden başlayarak tüm il ve genel merkezine kadar büyük konferansta değerlendirildi, tespit edildi ve buna dair kararlar alındı. Kurultayda muazzam bir halk desteği ile zirve yaparak, kararlar resmileşti. HDP’nin görevi, o kararları etkili bir şekilde pratikleştirmektir. Dostlarımızı ve eleştirel değerlendirmeleriyle bize güç veren tüm çevreleri, bizi boğmaya çalışan, nefessiz bırakmaya çalışan bizi bizsiz tartışıp, yargılayanlara karşıda yanımızda yer almaya davet ediyoruz. Çünkü bizler, HDP olarak, umudu acılarımızın üstüne inşa ettik ve onları ortaklaştırarak bu yola girdik. Yolu açmak için kötülüğe karşı barikat kuranlarız…”
HABER MERKEZİ