Özellikle Riha’da tarım arazileri GES işgaline uğrarken tüm Kürt coğrafyasında bu işgal büyüyor. Diğer yandan kıyılar, göl ve barajlar GES ve RES’lere açılmak istenirken, son alınan kararla koruma alanları GES işgaline açıldı
Küresel ısınmaya çare olması iddiasıyla sermayeye büyük bir birikim alanı yaratılırken, tarım arazileri ve meralar enerji şirketlerine peşkeş çekiliyor. Hayvancılık ve tarımsal üretim alanları güneş tarlalarına dönüştürülüyor. Özellikle Kurdistan coğrafyasında ormanlar yakılıp kesilirken, diğer yandan maden şirketleri ile enerji şirketleri tüm bölgede boy gösteriyor. Riha (Urfa) ve Wan’da yoğunlaşan Güneş Enerji Santralleri (GES) ile tarlalar ve meralar köylünün elinden alınırken, işgal tüm Kürt coğrafyasını kapsayarak genişliyor. Diğer yandan kıyılar; deniz, göl ve baraj üstleri GES işgaline açılırken, son alınan kararla birlikte tüm koruma alanlarında GES ve Rüzgar Elektrik Santralleri (RES) işgali önünde engeller kaldırıldı.
Kıyılar, göller işgale açılacak
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz yaptığı bir açıklamada, Depolamalı GES, RES yatırımı için ‘252 bin’ MW’ı aşan başvurular aldıklarını açıklarken, tarım, mera ve koruma alanlarının işgale açılmasının nedeni de ortaya çıkıyor. Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Kıyı Kanununda değişikliğe gidilerek; denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak kullanılması ve ilan edilen alanlarda, imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilmesi sağlanmak isteniyor. Kanun teklifi ile tüm su rezervuarları ve kıyılar imarsız ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) yapılmaksızın inşa edilebilmesi için yerel seçimlerin geçmesi bekleniyor.
Koruma alanlarına GES izni
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu’nun yeni ilke kararları yayımlandı. Güneş enerji santrallerine (GES) yönelik ilke kararında yapılan değişiklik ile “nitelikli doğal koruma alanlarında” güneş enerji santralı kurulmasına izin verildi. Yönetmelik öncesi, 1. derece doğal SİT alanları, kesin korunacak hassas alanların yanı sıra nitelikli doğal koruma alanlarında GES projelerine izin verilmiyordu. GES işgaline açılan ‘Nitelikli doğal koruma’ alanları, “Doğal yapısı değişmemiş veya az değişmiş, modern yaşam ve önemli ölçüde insan faaliyetleri tarafından etkilenmemiş, doğal süreçlerin hakim olduğu, koruma amaçlarına uygun olarak yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanmasını sağlayarak doğal hayata dayalı geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu kara, su, deniz alanları” olarak tarif edilmekte.
Riha işgal altında
GES’lerin yoğunlaştığı Riha’da bir yandan susuzluk ve diğer yandan enerji şirketi DEDAŞ’ın baskıları sonucu tarım yapılamaz hale gelirken, enerji şirketleri tarım arazilerini işgal etmesine iktidar tarafından yol veriliyor. Riha’nın GES işgali altına alınması dikkat çekerken, birçok ilçe coğrafyasında GES yatırımları için binlerce hektar tarım arazisi şirketlere veriliyor. Hem Türkiye’de hem de bölgede enerji ihtiyacı olmamasına karşın enerji yatırımlarının bölgeye kaydırılması, bölgede tarım üretimlerini bitirme amacı taşıdığına işaret eden gelişmeler yaşanıyor. Kurdistan coğrafyasında ormanlar yakılıp kesilirken, diğer yandan maden şirketleri ile enerji şirketlerinin tüm bölgede boy gösteriyor olması dikkat çeken gelişmeler olarak değerlendiriliyor.
Suudilerle GES ve RES mutabakatı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Bandar bin İbrahim Alkhorayef ile yaptıkları görüşme sonrası, madencilik alanında işbirliğinin önünü açacak bir mutabakat zaptına imza attıklarını açıkladı. Bayraktar, anlaşmanın elektrikli araçlar, güneş paneli gibi alanlarda yeni teknolojilerde ihtiyaç duyulan kritik madenlerle ilgili işbirliğini içerdiğine işaret etti. Suudi Arabistan’ın özellikle yeşil hidrojen, rüzgar ve güneş panellerine ilgisinin olduğunu vurgulayan Bayraktar, bu çerçevede Suudi Arabistan’ın Türkiye’de 5 bin megavatlık bir güç hedefi olduğunu aktarmıştı.
EKOLOJİ SERVİSİ