Ekonomist Bahadır Özgür, batı piyasalarını sarsan koronavirüsün Türkiye ekonomisini de fazlasıyla etkileyeceğini söyledi. Özgür’e göre, kapitalizmin artık yeni bir şey yaratacak potansiyeli yok
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs (Kovid-19) küresel ekonomiye de büyük darbe vurdu. Virüsün Çin’e yayılması ile birlikte, dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olan ülkede üretim neredeyse durma noktasına geldi.
Büyük bir pazara sahip olan Çin’in bu durumu tüm dünyayı etkiliyor. Starbucks, Apple, KFC gibi zincirler ülkedeki mağazalarını kapatırken, hisseleri borsada büyük değer kaybetti. Çin’in dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olması dolayısıyla petrol fiyatlarında da sert bir düşüş meydana geldi. Tüm bunlar ABD başta olma üzere birçok ülkede borsasında sert düşüşlere neden oldu.
Koronavirüsün dünya ve Türkiye ekonomisine etkilerini Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e değerlendiren Ekonomist Bahadır Özgür ‘Çin’de üretim bandının durması batı piyasalarını etkiledi bundan Türkiye kurtulamayacak’ dedi
Ekonomi niye etkilendi
90’lı yıllarda kurulan finansal mimarinin 2008 kriziyle beraber çöktüğünü söyleyen Özgür, bu tarihten beri çok kırılgan olan ekonominin koronavirüs ile beraber tamamen kırıldığını belirtti. Hiç hesapta olmayan koronavirüsün piyasalarda paniğe yol açtığını ifade eden Özgür, “Çin, dünyada lojistiğin, üretimin, tedarik zincirlerinin başladığı yer olarak, dünyadaki en önemli pazarlardan birisidir. Orada ortaya çıkan virüs direkt olarak üretim bantlarını etkilediği için bütün batı ekonomilerini etkilemeye başladı” dedi.
Bunun ekonomiye en büyük yansımasının turizm ile olduğunu vurgulayan Özgür, turizm ile birlikte hava yolları, deniz yolları ticaretleri ile lojistiğin büyük darbe yediğini ekledi. İtalya’da mağaza ve restoranların dahi kapatılmasına dikkat çeken Özgür, bundan sonra maliyetler artacağı için daha da istikrarsız bir ekonomi ile karşılaşılacağını ifade etti.
Üretim etkilenecek
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bu yıl 58 milyon turist, 41 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz” açıklamasını hatırlatan Özgür, koronavirüsün bu öngörüyü çöpe attığını kaydetti.
Özgür, Türkiye’nin bu durumdan daha fazla etkileneceğini vurgulayarak, şunları belirtti: “Türkiye’nin zaten kriz içinde olan, dış kaynak bulmakta zorlanılan bir ekonomisi var. Bunun üzerine ihracat dışında en önemli döviz kalemi bu gelişme yüzünden bir darbe yeme ihtimali çok yüksek. Türkiye’nin ithalata dayalı bir ihracatı var. İthalat kalemlerinde ara mallardan ipliğe kadar her şeyi Çin’den aldığımız için bu durumda tedarik zinciri darbe yiyor. Dolayısıyla maliyetler artıyor. Yani ülkenin üretimini de etkileyen bir şeye doğru dönecek.”
Küreselleşmenin sorunu
Küresel ekonominin sadece sanayi ağlarından değil, çevre ve hastalık gibi sorunlardan da etkilendiğini söyleyen Özgür, virüsün bu kadar yayılmasının lojistik ve ticaret yollarının bu kadar gelişkin olmasından kaynaklandığını belirtti. Bu noktada Slavoj Zizek’in ‘Koronavirüsü, kapitalizme Kill Bill vari bir darbedir, komünizmin yeniden icat edilmesine yol açabilir’ sözlerine atıf yapan Özgür, kapitalizmin artık yeni bir şey yaratacak potansiyeli kaybettiği görüşünde.
Kapitalizmin insan emeği kadar doğayı da tahrip ettiğine işaret eden Özgür, “Zizek ‘Bunun da bir karşılığı olacak’ diyordu. Sorunlar, kapitalizmin parası ile çözebileceği sorunlar olmaktan çıktı. O yüzden Zizek’in söylediği çok doğru. Bunun daha farklı yansımalarını da göreceğiz. Ama şu da var, sorunlar kadar tepki ve protestolar da küresel bir hal alıyor” dedi.
Yurttaşlar borçlanacak
Ekonomi ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın ocak ve şubat aylarıyla ilgili “Büyüme kaydettik, ekonomi iyiye gidiyor” açıklamasını da sorduğunuz Özgür’a göre, yansıtılan büyüme rakamları tek başına yanıltıcı.
Sanayi üretimindeki yüzde 5,9’luk büyümeyi kriz döneminde eriyen stokların tekrar üretilmesine bağlayan Özgür, büyüme rakamlarının kredi genişlemesi ve tüketime dayandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baskısıyla Merkez Bankası’nın üst üste faiz düşürdüğüne dikkat çeken Özgür, bu yolla yurttaşların borçlanmasının önünün açıldığını söyledi.
“Son 3 ayda dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcama yüzde 15,7 arttı. Hizmet harcaması yüzde 21 artmış” diyen Özgür, zaten Türkiye ekonomisini krize sokan borçlanma mekanizmasının tekrar devreye sokulduğunu dile getirdi.
Rakamlar gerçekçi değil
Söylenen büyümenin yurttaşa yansımasının olması gerektiğini dile getiren Özgür, bu konuda şunları söyledi: “Oysaki büyüdük denilen dönemdeki işsizlik verilerine baktığımız zaman resmi rakam yüzde 13,7’ye çıkmış. Asıl önemli olan genç nüfusta yüzde 20’leri bulan bir işsizlik var. Bu büyümeye rağmen uzun zamandır yeni bir iş yaratamamışsınız. İstihdam yaratılamamış, gelir azalmış, Türkiye ekonomisi küçülmüş, büyüme tamamen yine borçlanma ve tüketime dayanmış. Aslında bu büyüme rakamına gerçekçi olarak bakmamak lazım.”
iktidar krizi gizlemeye çalışıyor
Tüm bunlardan hareketle iktidarın krizi gizleyeme çalıştığını söyleyen Özgür, iktidarın yaşanan sorunları yönetme kapasitesinin ise olmadığını belirtti. Bu dönemde muhalefetin önünde birçok olanak olduğunu vurgulayan Özgür, “Aslında her yerinen dökülen bir iktidar var. İdlip’deki mesele barış talebini herkesin talebi yapıyor. Bir yandan bir virüs sağlık sisteminin sorunlarını göz önüne seriyor. Diğer taraftan bir deprem devletin orayı toparlama kapasitesinin ne kadar azaldığını gösteriyor. Artık İdlip ve korona birbirinden farklı konular değil. İkisi de iktidara karşı direniş noktasıdır” diye konuştu.
HABER MERKEZİ