Koronavirüs tehdidi altında olan tutuklular, önlemlerin yetersiz olduğunu ve hak ihlallerinin de arttığını aktardı. Tutuklu siyasetçi Aksoy, kendilerine temizlik malzemesi olarak sadece bir kalıp sabun verildiğini belirtti
Koronavirüs (Covid-19) riskine rağmen infaz yasasında kapsam dışı bırakılan on binlerce siyasi tutuklu, hak ihlallerine maruz kalmaya devam ediyor. On binlerce siyasi tutukludan biri olan Kocaeli Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan 72 yaşındaki Kürt siyasetçi Halil Aksoy, cezaevinde yaşadıklarını yeğeni Hîvda Aksoy ile haftalık telefon görüşmesinde anlattı.
Tansiyon, prostat, romatizma, gözünde kornea yırtılması sonucu görme ve kolunda ise his kaybı yaşayan Aksoy, kronik rahatsızlıklarından dolayı kullandığı ilaçların geç verildiğini, herhangi bir hijyen malzemesinin verilmediğini ve en son 2 ay önce sadece bir kalıp sabun verildiğini belirtti.
24’üncü Dönem Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili olan Aksoy’un hakkında, 2011 yılında yapmış olduğu bir konuşmadan dolayı 2016 yılında dava açılmış ve Aksoy tutuklanmıştı.
Aksoy, infaz yasasına tepki göstererek “İktidar kendileriyle düşünsel olarak baş edemediği fikirleri ancak öldürerek baş etmeyi düşündüğü için infaz yasasında kapsam dışı bıraktı” dedi.
Hasta tutukluya karantina
Şakran 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Ali Kurban’ın da (53) sağlık durumunun her geçen gün kötüye gittiği belirtildi. Ayrıca hastalıkları ve kötü cezaevi koşulları nedeniyle hayatını idame ettirmekte zorlanan Kurban’ın koronavirüs salgını başladığı günden bu yana kendisi gibi tedavi gören başka bir tutuklu ile hastanede karantina odasında tutulduğu öğrenildi.
Kurban’ın İstanbul’da yaşayan eşi ve iki çocuğu ise, ekonomik zorlukların yanı sıra salgın önlemleri nedeniyle 2 buçuk yıldır ziyaretine gidemiyor.
1994 yılında henüz Diyarbakır’da tutuklanıp, müebbet hapis cezası verilen Kurban, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutuklular listesinde yer alan isimlerden biri.
İstanbul’dan İzmir’e sevk edilen eşinin yeniden İstanbul’daki cezaevlerine nakil edilmesi defalarca dilekçe yazdığını söyleyen Hüsniye Kurban, ancak her defasında bu talebinin reddedildiğini dile getirdi.
İnfaz yasa değişikliğiyle adli tutukluların serbest bırakılırken siyasi tutukluların yasa kapsamı dışında bırakılmasına tepki gösteren Kurban, “Sürekli korkuyla yaşıyoruz. Elimizden bir şey gelmiyor. Devlet de bir şey yapmıyor. Başkalarına af çıkarıyor ama bizimkilerine karşı bir şey yapmıyor” diyerek eşi ve diğer tutuklular için bir an önce adım atılmasını istedi.
Aileler ölüm yaşanmadan tahliye bekliyor
Yakınlarıyla sadece telefonla iletişim kurabilen aileler, hem salgın hem de ihlaller konusunda endişeli. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bir yıldır bulunan Fahrettin Sevim’in eşi Mensure Sevim, eşinin 13 yıl önce katıldığı bir cenaze töreni gerekçe gösterilerek tutuklandığını ve 4 yıl 2 ay hapis cezası aldığını söyledi.
Cezaevinde koronavirüs için herhangi bir önlemin alınmadığını belirten Sevim, “Sadece kendileri önlem aldığını söylüyor. Bir önlem olmadığını biliyoruz. Bu rahatsızlığından dolayı adli tutuklular gibi çıkması gerekiyordu. Devlet gereken adımı siyasi tutuklular için de atmalı” şeklinde konuştu.
‘Yasa eşit olmalıydı’
Balıkesir Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Ahmet Kolakan ile Siverek T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Mahsun Kolakan’ın annesi Fevziye Kolakan da çocuklarının durumundan endişeli.
Oğlu Ahmet Kolakan’ın müebbet hapis cezası aldığını ve 26 yıldır tutuklu bulunduğunu belirten anne Kolakan, şunları kaydetti: “Ahmet’in çok sayıda hastalığı var. Kolundan yaralı, kalp kapağında sorun var, ayaklarından rahatsız ve böbrek hastası. Cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen onu bırakmıyorlar. Oğlum Mahsun da 6 yıldır cezaevinde tutuluyor. Cezaevi koşulları ortadadır ve biz çocuklarımız için büyük bir endişe duyuyoruz. Çıkardıkları infaz yasasını kabul etmiyoruz. Yasa eşit olmalıydı ve siyasi tutukluları da kapsamalıydı. Cezaevlerinde ölümler olursa sorumlusu Adalet Bakanlığı’dır. Artık anneleri ağlatmayın, acı yaşatmayın. Ölümler yaşanmadan serbest bırakılsınlar.”
Kaynak: MA