Yaşanan pandemi sonrasına kapitalistlerin hazırlık içinde olduğu söylenebilir. Düşen karbon emisyonlarının pandeminin ardından hızla artması beklenirken, çözüm halkların dayanışmasını yükseltmek
Yusuf Gürsucu/ İstanbul
Dünya üzerinde süren ve her geçen gün gelişen koronavirüs pandemisinin dünyada bazı şeyleri değiştireceğini gösteriyor. Koronavirüs pandemisinden önce dünyada büyük bir ekolojik kriz ve buna bağlı gelişen iklim değişimi, çözülmesi gereken yaşamsal sorun olarak tehdidini sürdürüyor. Korona pandemisi, ineklerin metan gazı salgısının dünyada iklim değişiminin baş nedenlerinden biri olarak gösterilirken nedenin bu olmadığını net olarak ortaya çıktı. İneklerin sayısında bir azalma olmamasına karşın karbon emisyonlarında ciddi bir düşüş yaşanması kapitalizmin kirli üretimlerinin bir maskesi olarak kullanılan bu argüman artık yok hükmündedir.
Emisyon yüzde 25 düştü
Son haftalarda ozon tabakasındaki deliğin küçüldüğü ve karbon emisyonlarında ciddi bir düşüşün olduğu belirtiliyor. Pandemi nedeniyle birçok büyük sanayi işletmesinde üretim azalırken, yollara çıkan araç sayısında ciddi bir düşüşün yaşanması, kapitalizmin uzun yıllardır sürdürdüğü iklim zirvelerinde havanda su dövüldüğünü gösterdi. Küresel ısınmanın ve iklim krizinin ancak aşırı üretim ve tüketimlerin kısılmasıyla sağlanabileceği gerçeği, birçok insanın yaşamını yitirmesine yol açan koronavirüs salgını üzerinden netleşmesi ise bir talihsizlik. Karbon emisyonlarında yaklaşık yüzde 25’lik bir düşüş yaşanırken bu oranın 200 milyon ton karbondioksite eş değer olduğu tahmin ediliyor.
Alışkanlıklar değişecek
Salgınla birlikte tüm kapitalist ülkelerde, sermayeye uygulanan teşvikler ve kurtarma operasyonları onları kurtarmaya yetmeyecek, ancak insanlar üzerinde baskıları daha da arttıracak bir süreci ortaya çıkaracak. Kişisel tüketim ve seyahat alışkanlıkları değişiyor, bu da bazı insanlar için bunun anlamlı bir değişimin başlangıcı olup olmadığını merak konusu yapıyor. Temel ihtiyaçlarla doldurduğumuz dolaplardakiler azaldıkça ve erişim kısıtlandıkça, kapitalizmin dayattığı tüketime yönelik duygularımız muhtemelen azalacak ya da tam tersi azdırılmaya çalışılacak. Koronavirüs pandemisinin bir sonucu olarak tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler bir başka yaşamın mümkün olabileceğine yönelik arayışları da ortaya çıkarması büyük bir olasılık.
Pandemi sonrası emisyon artacak
Bugün yaşadığımız pandeminin iklim üzerindeki kısa vadeli olumlu etkileri, kişisel tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesinin, küresel ekonominin karbondan arındırılması gerektiği sonucunu ortaya çıkaracak. Ancak bunun kapitalizm koşullarında mümkün olamayacağı gerçeği de açıkça görünür olacaktır. Koronavirüs, küresel petrol talebinin tarihteki en büyük daralmasını ortaya çıkardı. Ancak kapitalist sistem yaşanan pandemi sonrası endüstriyel aşırı üretimi ve dolayısıyla karbon emisyonlarını arttıracak adımları hızlandırmaya yönelecektir.
Düşen petrol talebi yükselecek
Pandemi sonrası yaşanması beklenen küresel ekonomik durgunluk karbon yakıtların daha da yoğun kullanımına yönelik politikaların uygulanmasına zemin olacak. Petrol fiyatlarının mevcut haliyle düşük kalması halinde iklim için de kötü bir durum olacağını belirtmek gerekiyor. Pandemi nedeniyle petrole olan düşük talep, bugün Rusya ile Suudi Arabistan arasında süren petrol fiyatı ve üretim savaşının pandemi sonrası sürmesi halinde talep artışını yaratacaktır. Bugün iklim değişimine olumlu katkısı görülen karbon emisyonlarındaki düşüş pandemi sonrası daha büyük bir iklim kirizini besleyecek sonuçlar yaratacaktır. ABD başta olmak züere iklim zirvelerini fasa-fiso olarak niteleyen kapitalist ülkelerin poltikalarının daha da güçlenmesine yol açacak ve Glasgow’da Kasım ayında yapılması planlanan COP26 iklim zirvesinin iklim bağlamında atılan adımların belki de son halkası olacak.
İklim mücadelesi gerileyebilir
Bugün pandemi üzerinden pompalanan korku ve sosyal uzaklaşma uygulamaları kapitalist devletlerin elini güçlendirme olasılığı oldukça yüksek. İklim değişimine yönelik son yıllarda ortaya çıkan eylemlilik ve protestoların, pompalanan salgın, işsizlik ve gıda güvenliği gibi birçok korku nedeniyle gerilemesi muhtemel. Bugün Türkiye’de AKP iktidarının tüm hazırlığı, koronavirüs salgını sonrasına yönelik olduğuna işaret etmektedir. Çıkarılan yeni yönetmelikler ve kararnameler büyük bir sermaye saldırısının hızlanacağını gösterirken, halkı da bu süreçte korkunun yarattığı atmosfer sayesinde kirli işlerine yedekleme hesapları yapılmakta olduğunu söylemek gerekir.
Güçlü dayanışma ağları örülmeli
Tüm bu olgular kapitalizmin her şeye muktedir olduğunu göstermez. Pandemi sürecinde halkın tüketim alışkanlıklarında olası bir değişimin sistemi derinden etkilemesi mümkün. Ayrıca bu süreç her ne kadar sosyal mesafe uygulamaları sermaye devletlerine yarayacak bakışına rağmen tam tersi dayanışma duygularını belemesi ve büyütmesi de büyük bir olasılık. Ancak bu olasılık bugün atılacak güçlü dayanışma ağları ile bu dayanışmayı temel alan politik örgütlenmeleri yaratabildiğimiz oranda gerçekleşmesi mümkün.
Koronavirüsün gerçek sorumlusu kim?
Habitatlar ve biyoçeşitlilik günden güne azalırken, Kovid19’un kitlesel salgın hastalıkların habercisi olacağı belirtiliyor. Feyza Delibalta beyizsizler.net sitesinde hazırladığı yazıdan 2 paragrafı sayfamıza aldık. Delibalta, “Bundan 10-20 yıl önce Ebola, HIV ve Dang pandemilerine yol açan patojen ve virüslerin tropik ormanlarda barındığı düşünülüyordu. Ama bugün bazı araştırmaların ortaya çıkardığı tabloya göre Kovid-19 gibi yeni virüslerin barınacağı ortamları insanlar kendi elleriyle, biyoçeşitliliğe verdiği zararla hazırlıyor. Pek çok hayvan ve bitki türünü barındıran tropikal ormanlar istila ediliyor. İstilaya uğramış alanlarda yaşayan canlılar, henüz bilmediğimiz birçok virüsü barındırıyor. Hayvanlar öldürülüyor veya kafeslere koyup hayvan pazarlarına gönderiliyor. Ekosistemleri parçalanırken, virüsler doğal konaklarından uzaklaştırıyor. Doğal alanlarından uzaklaşan virüsler yeni konaklar arıyor ve insana kadar uzanıyor” diye belirtiyor.
Tehdit artıyor
Delibalta yazısının devamında, “Royal Society tarafından yayınlanan araştırma Ebola, Sars, kuş gribi ve yeni Kovid-19 gibi hayvan kökenli ve diğer salgın hastalıkların yükselişte olduğunu söylüyor. Patojenler hayvanlardan insanlara geçiyor ve çoğu kolaylıkla yayılabilir özellikte. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), insanları enfekte eden hastalıkların dörtte üçünün hayvanlardan kaynaklandığını tahmin ediyor. Bazıları kuduz ve veba gibi, yüzyıllar önce hayvanlardan geçti. Yarasalar tarafından bulaştığı düşünülen Marburg gibi diğer hastalıklar hala nadir olarak görülmekte. Afrika’da ortaya çıkan Zika ve Batı Nil virüsü gibi bazıları mutasyona uğramış ve diğer kıtalara yayılmışlardır. Araştırmalardan çıkarılacak sonuç, bir sonraki salgının nereden geleceğini tahmin edemediğimizdir. Kesin olan tek şey ise, gerekli önlemler alınmazsa bir sonraki salgının kesinlikle geleceğidir” ifdeleri önlemlerin sürekli olması gerektiğe vurgu yapıyor.
İklim tehdidi kalıcı
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yaptığı bir açıklamada, “Koronavirüs tehdidi geçicidir, küresel ısınmanın, sellerin ve aşırı fırtınaların insan yaşamına tehdidi ise yıllarca bizimle kalacak” sözleri geleceğimizin hiç de aydınlık olmadığına işaret ediyor. Koronavirüs pandemisi büyük bir trajedi olarak sürerken, yüzbinlerce insan hastanelerde yaşam savaşı veriyor, büyük bir işsizlik ve kıtlık ise kapıda. Koronavirüs pandemisi bir kırılma noktası ve daha yüksek risklere sahip ancak daha yavaş ilerleyen ekolojik kiriz, kapitalist modernitenin oturduğu zeminin yok edilmesinin gerektiğini gösteriyor.
Sıfır emisyon hedefi terk edilebilir
Bu durum sadece Türkiye’de yaşanmıyor. Küresel bir sermaye saldırı hazırlığını gösteren birçok emare var. Örneğin Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis, Avrupa Birliği ve üye ülkelerin 2050 yılına kadar sıfır karbon emisyonunu hedefleyen ‘Yeşil Anlaşma’nın pandemi gerekçesi ile bir kenara bırakılması gerektiğini söylemesi dikkat çekici. Davos’ta uzun yıllardır sermayenin en önemli gündemi olan doğal kaynaklara makul bir fiyat ve sınırsızca ulaşma hedefi için pandemi sonrası için sermayeye uygun bir zemin yaratabilir.