Kapitalizm bir sistem değil, sürekli krizlerin var ettiği yapıdır. Kriz sistemsizliğinin sisteme dönüşmüş halidir. Kapitalizmi bir sistem kabulüne dayalı ele alma ve anlamaya çalışmak baştan yön kaybıdır. Temeldeki hata sonraki çözümlemeleri anlamsızlaştırır ve yanlış sonuçlara götürür.
Köleci ve feodal sistemler devletçi uygarlıklar olsa da bir hakikat payını kapsarlar. Bunun yığınla nedeni sıralanabilir. En önemli payda onların toplumsal hakikati ya tam aşamamaları ya da buna güçlerinin yetmemesidir. Hakikati belli oranlarda içlerinde barındırırlar. Bu ahlaki ve politik ölçüleri içlerinde taşımalarına yol açmıştır.
Kapitalizm ve onun modernist yaşamı ise, toplumsal hakikati tümden aşma girişimi ve eylemidir. Kuşkusuz önceki devletçi uygarlıklar koşulların olgunlaşmasında kapitalizm lehine rol oynamışlardır. Başta toplumsal yapılardaki ahlaki ve politik yaşamı dejenere etme, dönüşüme uğratma olmak üzere takasın para ile ölçülebilir anlayışı gibi. Önemlisi de devletli yönetim anlayış ve kültürünün yeşermesinin sağlanmasıdır. Yani önemli bir insan kümesini devlete entegre edilebilmiş olmasıdır.
Kapitalizm bir bütün hakikati yok etme eylemi olarak vücut bulma girişimidir. Batı Avrupa’da ortaya çıkan yeni ekonomik ve sosyal durum krizli gelişmedir. Burjuvazi krizli kaotik durumu fırsata çevirmeyi başaracaktır. O krizli duruma dayanarak kurtarıcı rolüyle ortaya çıkar, hemen her şeyin yaratıcısı olduğunu ileri sürer ve demagojik üslubuyla hakim olmayı başaracaktır.
Krizli halleri kolayca aşma, gelişimini fırsata çevirme durumu; krizli oluşumun yapısallığıdır. Kriz dalgalarının üstüne oturan ve yönetebilen sınıfsal karakter ve bedeni ulus-devlet ve kapitalist modernist yaşamdır. Kriz temelinde “varlık” bir sistem değil, sistemi yok eden ve üstünde kendini kurandır. O yüzden anlaşılması güçtür.
Tarih insan zihniyeti ve düşünme biçimlerini sistemsel kurmuştur. Anlama ve anlamlandırma böyle gerçekleşir. Kapitalizmin bir sistem olmadığından anlaşılması güçlüklerle yüklüdür ve anlaşılamamaktadır. Bu yazılanları okuyanlar belki “bu ne demek istiyor; belki de saçmalıyor” diyenler de olacaktır. Zaten kapitalizmin en büyük başarısı da buradadır. Çünkü kapitalizm sadece sosyal, ekonomik, siyasal vb. kriz hali değildir. Onun en başarılı olduğu alan kişilikleri anlamsızlık zeminine çekme ve asıl krizin tek tek bireylerin kişiliklerinde yaratmayı başarmış olmasıdır. Toplumun dağıtılması ve anlamsızlık dünyasına çekilmesi bu bağlam içinde gerçekleşiyor. Anlamsızlık aşırı tüketiciliği besleyen düzlemdir. Öncelikli aşılması gerekli olan anlamsızlık zemininde olan kişilikleri anlam zeminine çekebilmektir. Aksi halde kapitalizmi aşmak imkan dahiline giremez.
Korona kapitalizm ilişkisini bu bağlamlar içinde ele almak çözüme götürebilir. “Virüs kapitalizmin sonunu getirecek, çünkü yönetemediği anlaşılmıştır; dünya korona sonrası eski dünya olmayacak” diyen beklentili hal; kapitalizm ve onun yaşamını tanımamaktır. Virüs sonrası hayal kırıklıkları yaşamaları da mukadderatları olur!
Kapitalizm kriz yönetim halidir. Başarılıdır! Hatta kriz yok ise kontrollü krizler çıkarır ve onları yöneterek kendisini var eder ve vazgeçilmez kılmaya çalışır. Korona imalatı kapitalizme aittir. Hatta virüsün laboratuvar ortamında üretildiği iddiaları da var. Üretilmiş olabilir de. Biyolojik savaş laboratuvar ortamında üretilen virüs türü mikroplarla yapılır.
Korona da böyle bir silah olabilir. Korona yaşam endişesini en üst noktaya ulaştırmış durumda. Örneğin Türkiye’de sokağa çıkma yasaklansın istemi en geniş toplumsal kesimlerin talebi haline gelmiştir. Dünya da farklı değildir.
Virüse karşı alınacak her tür tedbir devlet açısından yönetim rızası üretmedir. Teknolojinin ulaştığı düzey bireyin davranış, duygu, refleks, vücut ısısını ölçme gibi sonuçlar vermektedir. Kent sokaklarının tümü kameralarla donatılmıştır. Kameralar içine yerleştirilecek bu teknolojilerle birey tam denetime alınabilir. Yine mobil telefonlar, sosyal medya gibi alanların denetim altına alındığı biliniyor. Belki de yakın gelecekte her bireyin bir yerine konulacak ciple kontrol sağlanmak istenecektir. Korona bu rızayı açığa çıkaracak nitelikler barındırıyor. En tehlikeli durum budur. Yeni diktatörler Hitler faşizminden çok daha tehlikeli şekilde türeyebilirler. Bu anlamda virüs sonrası dünyanın çok tehlikeli olma ihtimali bulunuyor. Ancak kapitalizmin bireylere kadar yansıtılan krizli hali fark ettirilirse, demokrasi ve özgür yaşama kapı aralanması çok daha fazla imkan dahilindedir. Bunun temelinde de demokratik modernite yaşamı öncelikli zihinlerde ve pratikleşmiş hali; devlet dışı yaşam mümkündür umut ve güvenini yaratabilmektir. Bunun düşünce ve teorisi vardır. Çok laf üretme değil, sözü doğru ve etkili söyleme, cesaretle pratikleşmedir.