Koronavirüsün küresel ekonomiye maliyeti tartışılırken ithalatta Çin’e bağımlı Türkiye’nin üretim maliyetlerinin artabileceği ve ekonomide sarsıntıya yol açabileceği değerlendiriliyor
Koronavirüs nedeniyle Çin’de hizmet sektörü başta olmak üzere birçok sektörde aksamalar başladı. Sağlık açısından küresel tehdit halini alan koronavirüs salgını aynı zamanda Çin ve dünya ekonomisini de etkilemesi bekleniyor.
Çin ekonomisi sarsılıyor
Çin’de piyasaların 2015 yılından beri yaşadığı en kötü gün olarak kayıtlara geçen 3 Şubat 2020 gününde, Şanghay Borsası’nın CSI 300 endeksi, son 13 yılın en kötü açılışını yaparak yüzde 9,1 düştü. Çin Merkez Bankası’nın 171 milyar dolar değerinde para piyasaya sürmesi piyasaların kötü bir performans izlemesinin önüne geçemedi. Uzmanlar, Koronavirüsden kaynaklı Çin ekonomisinde yaşanan kötü gidişatın, Çin’e yakın ya da Çin’le aktif ticaret yapan ülkelerin de zarar göreceği öngörülüyor.
Türkiye ithalatında Çin ikinci sırada
Türkiye ile Çin arasında yapılan ikili ticaret hacminde ilk kez 2000 yılında 1 milyar ABD Doları aşıldı. Devamındaki yıllarda sürekli artış yaşanan ticari ilişkilerde, 2018 yılı sonu itibariyle 23 milyar ABD Doları seviyesine ulaştı. Böylece Çin, Türkiye’nin dünyada üçüncü, Doğu Asya’da ise en büyük ticari ortağı haline geldi. Çin, 2018 yılında Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında 16’ncı Sırada iken giderek Çin’e bağımlı hale gelen Türkiye ise ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında Çin, Rusya’dan sonra 2’nci sırada yer alıyor.
Koronavirüsün küresel ekonomiye maliyetinin daha yüksek olmasından endişe edilen bir süreçte, ithalatta Çin’e bağlı olan Türkiye ekonomisine etkisi tartışılmaya başlandı. Ekonomistler bu durumu Mezopotamya Ajansı’ndan Selman Güzelyüz’e değerlendirdi
‘Maliyetler artacaktır’
Koronavirüs kaynaklı Çin’deki bazı sektörlerde üretimin durma noktasına geldiğini belirten ekonomik politikçi Mustafa Durmuş, kısa dönemde dünya çapındaki dış ticaret üzerinde 160 milyar dolarlık bir daralmanın beklendiğini söyledi. Durmuş, Türkiye’nin Çin’e olan ithalatından dolayı yedek parça benzeri ithal ürünlerde üretim maliyetlerini arttıracağını belirtti. Durmuş’un önemle üzerinde durduğu bir nokta ise, söz konusu virüsün asıl olarak ekolojik bozulmanın yansıması olması oldu.
Ekonomistler tedirgin
İktisatçı Prof. Dr. İzzettin Önder ise, virüse çare bulunamaması halinde siyasi ilişkilere bağlı olarak ekonomik ilişkileri gündeme getireceğini dile getirdi. Türkiye’nin Çin ile olan ithalatı ve yine Çin’den Türkiye’ye gelen turistlerin hacmine dikkati çeken Önder, Çin’den son 20 yılda Türkiye’ye gelen turist sayısının 20’ye katlandığını ve sadece 2019 yılında Çin’den Türkiye’ye 426 bin turistin geldiği ifade etti.
Turistlerin gelememesi durumunda Türkiye ekonomisinin bu anlamda zarar uğrayacağını vurgulayan Önder, “Yine bir oyuncakla ya da bir kargo ile bu mikrop bulaşmaz ama bunun bir önemi yok. İnsanların psikolojik olarak neyi nasıl algıladıkları ile ilgili. Türkiye’nin ithalat hacmine baktığımızda Türkiye’nin önemli bir ilişkisi var. Eğer Çin’de üretim durma aşamasına gelirse bu durum Türkiye ekonomisini sarsar. Yani bu virüs sadece Çin ekonomisini sarsmayacaktır” diye konuştu.
Çin’deki siparişler geri çekilebilir
Türkiye-Çin ilişkileri ve uluslararası ilişkiler uzmanı Ceren Ergenç ise, ABD’ye satış yapan bilişim teknoloji fabrikaları dışında Çin’de üretimin durma noktasına geldiğini kaydetti. Ergenç, fabrikaların açılmaması durumunda piyasaların Güney Asya ülkelerine kayabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin de ihtimal dahilinde tekstil gibi ürünlerden Çin’deki siparişlerini çekebileceğini belirten Ergenç, şöyle devam etti: “Çin’in enerji tüketimi ciddi oranda durmuş durumda. Bu da Ortadoğu’daki petrol fiyatlarını etkileyecek ve genel olarak da dünya ekonomisinde bir küçülme yaşanması bekleniyor. Şu an tamamen bir belirsizlik dönemi yaşanıyor. Önümüzdeki hafta Çin’de fabrikalar üretime devam edip etmeyeceği de belirsiz.”