3 Temmuz’da yapacağımız 5. Olağan Kongresi öncesi gerçekleştirdiğimiz konferanslar bizlere bir kez daha bu iktidar ile olmayacağını ve toplumun demokratik, sol, sosyalist kesimleri ve kadınlarla ittifakla 3. Yol’un bir zaruriyet olduğunu gösterdi
Özlem Gündüz*
HDP’ye yönelik saldırılar, kadın kazanımlarının gasp edilmesi, ekonomik krizle boğuşan halk, muhalefetin baskı, gözaltı, tutuklama, verilen cezalarla susturulmaya çalışılması, ayrımcılığa maruz kalan inançlar… Irkçı, cinsiyetçi, milliyetçi söylemlerle savaş politikalarıyla iktidarını sürdüreceğini sanan AKP-MHP erkek ittifakı.
İşte böylesi bir süreçte “Özgürlükte ısrarlı, mücadele kararlıyız” sloganıyla bölge kadın konferansımızı gerçekleştirdik. Karadeniz, İç Anadolu, Marmara, Ege, Çukurova, Amed, Serhat’ta gerçekleştirdiğimiz konferanslarımızda tam da sloganımıza uygun bir şekilde baskı, zulüm, savaş politikalarına karşı, kadın ve Kürt düşmanlığı üzerinden ayakta tutunmaya çalışanlara karşı özgürlükte ısrar edeceğimizi ve asla mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha gösterdik. Bunu göstermiş olacağız ki bu durumu hazmedemeyen iktidar, Diyarbakır’da kolluğunu salarak bizleri susturacağını sandı.
Diyarbakır öncesinde de hatırlarsanız bayram boşluğunu fırsat bilenler, “aile” adını verdikleri şahısları Genel Merkez binamızın önünde konumlandırarak, partililerimize saldırtmıştı. Kendine “polis” diyen devletin “güvenlik görevlisi” Kadın Meclisi Sözcümüz Ayşe Acar Başaran şahsında tüm kadınlara, “çivilerim seni” diyerek cinsiyetçi hakaretlerde bulunmuştu.
Bizler bu konferansları gerçekleştirirken, bunun planlamasını yaparken her türlü engellemeyle karşı karşıya kalabileceğimizi hatta daha da ötesine gidebileceği gerçeğini bir an olsun aklımızdan çıkarmadık. Ancak aklımızdan çıkarmadığımız, her daim güç, moral ve motivasyon aldığımız bir şey de vardı ki o da kadınların, halkların desteğiydi.
Konferansın mesajı
Olağanüstü Hal durumlarını aratmayan koşullarda bölgelerde gerçekleştirdiğimiz hem karma hem de kadın konferanslarımız çok değerli olmakla birlikte çok önemli mesajlar verdi bize. Deniz Poyraz ve Aysel Doğan’a adadığımız konferanslarımızın rengi önümüzdeki dönem yol haritamızda bize ışık tuttu. Karma konferanslar öncesi yaptığımız kadın konferanslarımızda ortaya çıkan mücadele kararlılığı karma konferansların tartışmalarında ön açıcı oldu. Bu kararlılık, umut, heyecan, coşku, HDP açısından ve kadın özgürlük mücadelesi açısından büyük bir moral ve motivasyonla yeni dönem mücadele hattımızın da aynı zamanda yol göstericisi olarak yansıdı bize.
Özel savaş politikaları
Bölge kadın konferanslarında yürütülen tartışmaların en önemlisi, kadına yönelik her türlü şiddet karşısında kesintisiz bir mücadele yürütülmesiyken özellikle Kürt kadınların bedenleri üzerinden geliştirilmeye çalışılan özel savaş politikalarının teşhir edilmesi de vurgulanan konulardan oldu. Erkek egemen iktidarın Kürt ve kadın düşmanı politikaları karşısında direnişin ve mücadelenin daha fazla nasıl yükseltilir sorusu da bize kadın ittifakı ve dayanışmasının elzem olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Kadın yoksulluğu
Ekonomik krizin iliklerimize kadar hissettiğimiz bu süreçte en önemli konulardan biri elbette kadın yoksulluğuydu. Özellikle pandemi süreciyle birlikte derinleşerek artan ekonomik kriz, yoksulluk ve yoksunluğun en fazla kadınları, gençleri, çocukları etkilediği konusunda ortak beyanlarda bulunduk. Kadınların, erkeğe ya da aileye muhtaç hale getirilmesinin karşısında güçlü bir mücadele ve direniş hattının -HDP’nin tüzüğünde de yer aldığı gibi- içselleştirilerek hayata geçirilmesi konuşuldu.
İşbirlikçi çizgi ve Kürtler
Hem karma hem de kadın konferansımızda önemli gündemlerden biri Güney’e yönelik gerçekleştirilen saldırılardı. Bu saldırıların temelinde Kürtlere ve kazanımlarına, Kürt halkının statüsüne yönelik tahammülsüzlük vurgulanırken KDP’nin işbirliği de es geçilmedi. Ancak bu saldırıların sadece AKP-MHP faşist erkek ittifakı eliyle gerçekleşen bir saldırı olmadığı, bunun aynı zamanda kapitalist emperyal güçlerin yaşadığı krizler sonucunda Rusya ve Ukrayna savaşında somutlaşan bir paylaşım savaşının bir sonucu olduğu da vurgulandı. Tartışılan bu konu Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanması ve saldırılar karşısında demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesi kararlılığımızı perçinledi.
Özeleştiri
Tartışmalarımız aynı zamanda geçen 2 buçuk yıllık süre içerisinde kendi eksikliklerimizi değerlendirerek bizler için can suyu olan eleştiri ve öz eleştirinin mücadelemizi büyütmek açısından önemi bir kez daha açığa çıktı. Örgütsel sorunlarımız şeffaf bir şekilde tartışmaya açıldı. Örgütlülüğümüzü büyütmenin önemi vurgulanırken HDP’nin bir kadın partisi olduğu bu anlamda parti içinde gelişebilecek eril yaklaşımları mahkum etmenin hepimizin sorumluluğunda olduğu vurgulandı.
Bölge konferanslarımızdan aldığımız bu moral ve güçle 21-22 Mayıs’ta Merkezi Kadın Konferansımızı, 6-7 Haziran’da da “Büyük Mücadele, Büyük Yürüyüş” sloganıyla Merkezi Karma Konferanslarımızı gerçekleştireceğiz. 3 Temmuz’da yapacağımız 5’inci Olağan Kongresi öncesi gerçekleştirdiğimiz bu konferanslar bizlere bir kez daha bu iktidar ile olmayacağını ve hep birlikte değiştirecek gücümüz varken toplumun demokratik, sol, sosyalist kesimleri ile kadınlarla ittifakla 3. Yol’un bir zaruriyet olduğunu gösterdi.
*HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı