‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ şiarıyla 13 Ekim’de Amed’de büyük bir miting yapılması planlanıyor. Kürt gençliği adeta bir seferberlik ruhuyla bu mitinge katılmalı ve herkesin katılması için de çalışmalıdır. Kürt gençliği bu mitingde bir kez daha kendi tavrını koymalı ve mücadeledeki kararlılığını haykırmalıdır
Gençliğin Sözü
9 Ekim Komplosu herhangi bir komplo olmadığı gibi PKK Lideri Abdullah Öcalan da herhangi bir lider değildir. Bunu doğru anlamak geriyor. Sayın Abdullah Öcalan, gerek fikirleri anlamında olsun gerekse geliştirdiği mücadele çizgisi anlamında olsun Kürt halkının yanısıra ezilenlerin umudu haline gelmiş nadir görülebilecek bir önderdir. Düzenlenen komplo ise bölgesel ve küresel hedefleri olan, birçok siyasal gücün içinde yer aldığı çok boyutlu uluslararası bir komplodur.
ABD’nin başını çektiği küresel sermaye güçleri, yaşanan her iki dünya savaşına rağmen Ortadoğu’da istenen siyasal ve ekonomik dengelerin belirlenememesi ve sermayeci sistemin bölgede kendini sürdürememesi üzerine 2000’lere doğru bölgenin, savaşları da içeren çeşitli yollarla yeniden dizaynını gündeme getirmiştir. Yapılacak olası bir müdahalenin önünde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın temsil ettiği siyasal-ideolojik çizgi bir tehlike olarak görülerek 9 Ekim Uluslararası Komplosu gerçekleştirilmiştir. Bilindiği üzere hemen ardından Irak ve Afganistan’ın işgaliyle başlayan savaşlar Arap Baharı’yla sürdürülerek günümüz koşullarına gelinmiştir. Bu anlamda uluslararası komplo, PKK Lideri’nin belirttiği üzere Üçüncü Dünya Savaşı’nın da başlaması anlamına gelmektedir.
Şüphesiz bu komplo PKK Lideri Öcalan şahsında özgür Kürtlüğe karşı yapılmış tarihin en namerdane bir komplosudur. Sayın Abdullah Öcalan 26 yıldır ağırlaştırılmış tecrit koşullarında tutuluyorken, Kürt halkı da 26 yıldır bu komplonun her tür travmatik etkilerini ve trajik sonuçlarını yaşıyor. Bu anlamda komploya karşı doğru ve etkili mücadele etmek için komplo gerçekliğini ve yol açtığı sonuçları iyi bilmek gerekiyor. Sayın Öcalan; Kürtlerin varlık ve özgürlük iradesidir, Kürtlerin savaş ve barış gerekçesidir. Bu nedenle komplo, varlık ve özgürlük mücadelesi veren tüm Kürtlere yapılmıştır; 26 yıldır tecrit altında tutularak imha edilmek istenilen özünde tüm Kürtlerdir.
Kürdistan gençliği, ta başından beridir komploya karşı en radikal duruşu sergilemiştir. Hatta komploya ve sonrasında uygulanan tecrit sistemine karşı mücadele, Kürdistan gençliğinin temel görevi olmuştur. Yürütülen mücadele, komplo gerçeğini önemli ölçüde boşa çıkarmış olsa da ağırlaştırılmış tecrit uygulaması halen ağır bir biçimde devam etmektedir. Tecrit uygulaması nasıl ki ,Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar anlamına geliyorsa, Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü de Kürt sorununun çözümü olacaktır. Her iki olgu hiçbir biçimde ayrı ele alınamayacak kadar birbirine bağlanmış durumdadır.
“Sayın Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla 13 Ekim’de Amed’de büyük bir miting yapılması planlanıyor. Küresel düzeyde yürütülen ve geniş bir çevreyi kapsayan Abdullah Öcalan’a özgürlük kampanyasının geldiği aşamada ve Kürt halkının içinden geçmekte olduğu bu tarihi zamanda böyle bir mitingin yapılacak olması çok anlamlı ve önemlidir. Kürt gençliği adeta bir seferberlik ruhuyla bu mitinge katılmalı ve herkesin katılması için de çalışmalıdır. Kürt gençliği bu mitingde bir kez daha kendi tavrını koymalı ve mücadeledeki kararlılığını haykırmalıdır.