Uluslararası komployla PKK Lideri Abdullah Öcalan ve hareketinin tasfiye edilmek istendiğini belirten gazeteci Seyit Evran, ‘Yok edilmek istenen ideoloji, devrim yaptı. Komploya halklar devrimle karşılık verdi’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Suriye’den çıkarılması ve 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 23 yıl geçti. Öcalan’ın dünyada ve Kürtlerin yaşadığı dört parçada fikriyatının halklar arasında etkisini yakından gözlemleyen gazeteci Seyit Evran, Öcalan’ın söyleyip yaptıkları ile milyonlarca insanı etkilediğini belirtti. Komplo ile bitirilmek istenen Öcalan fikriyatının Kuzey ve Doğu Suriye’de devrim yaptığını belirten Evran, en çok kadın ve gençlerin Öcalan fikriyatından etkilendiğini ifade etti.
Bir bölge devrimi
Yaşananları “Bir bölge devrimi” olarak tanımlayan Evran, “Bir bölge devriminin felsefesi, ideolojisi, düşüncesinden bahsetmek hiç kolay değil. Yok edilmek üzere olan ve hatta bir yere gömülüp üstü beton ile kapatılıp ‘muhayyel Kürdistan burada metfundur’ denilen bir halk gerçekliğinden söz ediyoruz” dedi. Evren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Kürtlere dönük baskıların hayatın her alanına sirayet ettiğine dikkati çekti.
Milyonlar sokağa döküldü
Türkiye ve Kürt bölgesinde askeri darbenin ayak seslerinin duyulması ile Temmuz 1979’da Öcalan’ın Suriye’ye geçtiğini hatırlatan Evran, “Rojava devrimi”nin filizlerinin o dönem ekildiğini sözlerine ekledi. Evran, Rojava’da Öcalan’ın fikirleri ile tanışan kesimin öğrenci grupları olduğunu kaydetti. Evran şunları ekledi: “Rojhilat, Bakûr, Başûr’da yapılan bütün serhildanlara destek veren bir bölge. Kuzey ve Batı Kürdistan’da etkisi gün be gün artıyor. Paralel olarak Güney Kürdistan’da da etkisini artırıyor. İlk olarak orada da Kuzey ve Batı’da olduğu gibi öğrenci grupları katılıyor. Doğu Kürdistan’da (Rojhilat) bir örgütleme çalışması oluyor, ancak KDP tasfiye etmeye çalışıyor ve orada PKK’ye karşı savaşıyor. Bunlar o dönem Peşmergelerin tuttuğu belgelerde var. Rojhilat’ta da bir etki yaratıyor, ancak erken bir dönemde müdahaleler nedeniyle açığa çıkmıyor. Ancak PKK Lideri’nin Türkiye’ye teslim edildiği 1999’da Rojhilat boydan boya ayaklandı. Milyonlarca insan sokağa döküldü, binlercesi ise gerilla saflarına katıldı” şeklinde konuştu.
Dünyaya yayılan fikirler
Öcalan’ın sadece Kürtlerin yaşadığı dört bölgede değil, Kafkasya, Orta Asya ve Sovyetler Birliği’nde yaşayan Kürtler üzerinde etkisinin olduğuna vurgu yapan Evran, Öcalan fikirlerinin Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında karşılık bulduğunu ifade etti. PKK’nin 1984 ile 1992 yılları arasında kısa bir sürede toplumsallaşıp milyonlara ulaştığının altını çizen Evran, Öcalan’ın partileşme çalışmalarından önce Ortadoğu’ya dair yaptığı çalışmaların buna zemin oluşturduğunu kaydetti.
Ekmek kırıntıları
Evran, Öcalan’ın fikir ve perspektiflerinin insanlar üzerindeki etkisini Rojava’da onunla yaşayan kişiden duyduğu şu olay ile anlattı: “Öcalan 1985’te Suriye’nin Halep kentinde bir eve misafir oluyor. Yemekler yeniliyor, sofra toplanıyor. Sofraya dökülen ekmek kırıntıları eskiden toplayıp çöpe atılırmış. Ancak PKK Lideri o gün toplanan ekmek kırıntılarını eline alarak ağzına atıyor. Ev sahibi olan kadın bundan çok etkileniyor. Ben o kadını 2014 yılında gördüm ve bana şunu dedi: ‘O gün bugündür, bu evde daha sofra dışarıda çırpılmadı.’ Söyleyip yapmamak değil, söyleyip yapmak insanları etkiliyor. Sayın Öcalan ‘Ne biliyorsak onu söylüyorduk, ne söylüyorsak onu yapıyorduk’ diyor. İnsanlara güven veren budur.”
Tecritle sonuç alamazlar
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komploya 23 ülkenin katıldığını belirten Evran, bu ülkelerin amaçlarına ulaşamadığını belirti. “Öcalan’ın hareketi dağıtılmak istendi, hareket dağıtılamadı. Tüm bölge hareketleri için makus olan kader ile karşı karşıya kalması bekleniyordu, ancak öyle olmadı” diyen Evran, nedeninin hareketin örgüsünün farklı olması olduğunu belirti. Evran, devamında şunları söyledi: “Komplo ile bitirilmek istenen hareket, bu felsefenin perspektiflerini takip ederek, 19 Temmuz 2012’de muazzam bir devrim ortaya çıkardı. Bu devrim şu an tüm halklara ilham kaynağı oluyor. Yok edilmek istenen ideoloji devrim yaptı. Komploya halklar devrim ile karşılık verdi. Komplo ile bitirmek istedikleri, devrim ile karşılarına çıktı. Komplodan sonuç alamayanlar mutlak tecritten de sonuç alamayacaklar.”
Demokratik modernite ve Rojava
Öcalan’ın tasfiyesi ve fikirlerinin yok edilmesinin amaçlandığı komplo, gelinen noktada sonuçsuz kaldı. Öcalan, ağır tecrit koşullarına rağmen Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu için ulus devlet krizine karşı demokratik modernite tezini ortaya koyarak, çözüm ısrarını sürdürdü. Savaş gerçekliğinin sürdüğü Ortadoğu’da Kürtler ve dostları, Öcalan’ın özgürlüğünü uzun yıllardır alanlarda haykırıyor. Öcalan, fikir ve perspektifleri ile sadece Ortadoğu’da yaşayan halkları değil, dünyanın dört bir yanında insanları etkiledi. Komplonun ilk adımlarının atıldığı Suriye’de, Öcalan’ın fikirleri yeni bir yaşamın kurulmasına ilham oldu. Kürtler öncülüğünde verilen mücadele sonucu Kuzey ve Doğu Suriye’de özerk bir yönetim kuran halklar, Öcalan’ın perspektifiyle ete kemiğe bürüdükleri yönetim anlayışıyla tüm dünyaya örnek oldu. Ortadoğu’da yaşayan kadim halklar, yönlerini ilmek ilmek örülen bu yeni yaşama verdi.
Öcalan sayesinde çok yol aldık
15 Şubat Komplosuna karşı güçlü eylem ve etkinliklerin gerçekleştirildiği yerlerden biri de Şırnak’ın Cizre ilçesi idi. Eylemlerin en önünde ise kadınlar yer aldı. Siyahlara bürünerek sokaklara çıkan ve yürüyüşler düzenleyen Cizreli kadınlar, sokaklara astıkları siyah bayraklarla uluslararası komploya tepkilerini gösterdi.
Ne yapsak az
Uluslararası komploya tepkisini siyah elbiseler giyip, oruç tutarak gösteren Asya Oglağı (58), uluslararası güçlerin ihanetinin asla unutulmayacağını belirtti. “Öcalan, halk için değerli biridir” diyen Oglağı, “15 Şubat’ta 3 gün boyunca oruç tuttuk. Herkes ayaktaydı. Yürüyüşler yapılıyordu, gösteriler yapılıyordu. Herkes o günü siyah giyerek karşılıyordu. Ne zaman Sayın Öcalan serbest bırakılır ve müzakere ortamı yaratılırsa Türkiye’ye o zaman barış gelecektir. Herkes işte o zaman huzur bulacak. O, her zaman mazlumun yanında yer aldı. Halen her 15 Şubat geldiğinde hasta değilsem oruç tutuyorum” eddi.
Emrullah Acar/Urfa-MA