TJA, DBP ve Barış Anneleri başta olmak üzere birçok kesimden PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 15 Şubat komplosunu kınandı. Yapılan açıklamalarda, Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için ‘mücadeleyi büyütme’ çağrısı yapıldı
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 15 Şubat 1999’da gerçekleşen uluslararası komploya dair açıklama yaptı. Komplonun 23. yılını geride bıraktığına dikkati çeken açıklamada, “Uluslararası güçler kendi çıkarları için savaş ve kaosla Ortadoğu’yu dizayn etmek istiyordu ve bunun önündeki en büyük engelin Kürt özgürlük mücadelesi olduğunu gördüler. Bu komployla da özgürlük mücadelesini tasfiye etmek istediler” denildi. İçeride ve dışarıdaki ekonomik-siyasal kriz nedeniyle AKP’nin Kürtlere karşı baskısının arttığı belirtilen açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: “AKP, içerideki siyasetin gündemini değiştirmek için Rojava üzerindeki saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılarla tükenmişliğini saklamak istiyor. Tüm bunlar gösteriyor ki Kürt sorunu çözülmeden Türkiye, siyasi ve ekonomik sorunlarını çözemez. Çözümün adresi belli. Sayın Öcalan’ın demokrasi ve barış konusundaki çabaları ortada. Bu çabalar ve isteğin yerine gelmesi için İmralı kapılarının açılması gerekiyor. Kürt sorununun barışçıl çözümü için Sayın Öcalan üzerindeki tecrit sona ermeli ve hukuka saygı gösterilmeli. Bir kez daha uluslararası komployu kınıyoruz.”
TJA: Komplo tecritle derinleştiriliyor
Özgür Kadın Hareketi de (TJA), komploya dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü ve özgür eş yaşam felsefesinin inşacısı olan Sayın Öcalan’ın uluslararası komplo ve hukuksuzlukla kaçırılarak Türkiye’ye getirilmesinin üzerinden 23 yıl geçti” denildi. Kürtlerin Öcalan’ı “önderi” olarak kabul ettiğine vurgu yapılan açıklamada, tecride tepki gösterildi. Kompolunun tecritle sürdürülmek istendiğine dikkat çekilen açıklamada, “Tecrit, Kürt halkının yaşam alanlarına yönelik devam eden saldırılar, halkların bir arada ve eşit bir şekilde yaşam imkanı bulduğu Şengal, Maxmûr ve Rojava devrimine karşı geliştirilen düşmanlık komplonun devam eden ve güncellenen hamleleridir. Tecrit, çözüme karşı geliştirilen uluslararası bir dayatmadır. AKP-MHP faşist güçleri komplocu güçler adına bu politikayı yürütmeye ve derinleştirmeye devam etmektedir” diye belirtildi.
Mücadeleyi yükseltmeliyiz
“Biz kadınlar 15 Şubat Komplosunu ve arkasında olan karanlık ve derin güçleri bir kez daha lanetliyoruz” denilen açıklamada, “Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüyle, kadınlar Kürtler ve Ortadoğu halkları özgürlük ve demokrasi ile buluşacaktır. Tüm kamuoyuna, dünya halkları ve devletlerine, hak savunucularına bir kez daha insanlık dışı tecridin kaldırılması konusunda üzerlerine düşen görevi yapma çağrımızı yineliyoruz. Kürt kadınları ve halkına da mücadelemizi büyüterek tecridi yıkalım, özgücümüz ve birliğimizle komployu boşa çıkaralım çağrısı yaparken, Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadeleyi yükselteceğimizi de belirtiyoruz” vurgusu yapıldı.
Sayın Öcalan serbest kalırsa bu ülkeye huzur gelir
Urfa Barış Anneleri Meclisi üyeleri komployu kınayarak Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söyledi. Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği tarihte halkta büyük bir öfke yaşandığını hatırlatan Barış Annesi Hacire Kaçım (74), ardından komployu kınamak amacıyla Suruç’ta düzenlenen bütün protestolarda yerini aldığını ifade etti. Kaçım, “İmralı’da tecrit son bulsun. Biz artık Sayın Öcalan’ın serbest kalmasını istiyoruz. Sayın Öcalan serbest kalırsa bu ülkeye huzur gelir” dedi.
Komplo amacına ulaşamayacak
Barış Annesi Kadriye Özdemir (70), Kürtlerin barış talebine iktidarın “savaş politikaları” ile cevap verdiğini söyledi. Özdemir, “İmralı’nın kapısının açılması da, Kürtlere dönük baskıların son bulması da Kürtlerin birliğinden geçiyor. Bir olursak, birlikte olursak mücadeleden geri adım atmazsak İmralı kapısı açılır. Her şey bitti’ dediler. Ancak hiçbir şey bitmedi, mücadele devam etti. İnsanlar canlarını vererek komplonun amacına ulaşmasına izin vermediler. Mücadele devam ettiği sürece bu komplo amacına ulaşamayacak. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.
Öcalan konuşursa dünya güzelleşecek
Urfa’da demokrasi güçlerinin düzenlediği eylem ve etkinliklerde geleneksel elbiseleri ile en önde yer alan Barış Annesi Hadle Oğur (50), “Sayın Öcalan konuşursa dünya güllük gülistanlık bir yer olacak. Huzur herkesin ihtiyacı olan bir şeydir. Bu huzursuzluğun düğümü, ancak İmralı’da çözülür. Bazı kesimler ‘İmralı’da tecrit var bize ne, bize dokunmuyor’ diye biliyorlar. Ancak şu an yaşanan ekonomik krizin nedeni İmralı’da uygulanan tecrittir. İnsanların evlerine ekmek alamamaları, arabalarına yakıt dolduramamalarının başat nedeni süren savaş politikalarıdır. Artık Sayın Öcalan’ın özgür olmasını istiyoruz. Bunun dışında bir şeyi kabul etmiyoruz” diye konuştu.
O gün yaşananlar asla unutulmaz
Urfa HDP Halfeti İlçe Eşbaşkanı Fatma Korkmaz da, komplonun gerçekleştiği süreçte 23 yaşında olduğunu kaydederek, “15 Şubat’ı kara gün olarak nitelendiriyor ve kınıyorum. Sayın Öcalan’ın tutuklanması ile Kürt halkı yok edilerek, örgütleme kırılmak istendi. Kendi çıkarları için Kürtlere saldırıyorlar. Halk komploya karşı alanlara inerek büyük bir direniş sergiledi. O gün yaşananlar asla unutulmaz. Genç, kadın, çocuk, yaşlı herkes alanlara inerek büyük bir yürüyüş gerçekleştirdi. Her sokakta ateşler yakıldı. Büyük bir kaos içerisinde hayallerimizi arıyorduk” sözlerine yer verdi.
‘Barışı ve özgürlüğü getireceğiz’
15 Şubat’ı tüm halklar için “kara bir gün” olarak nitelendiren Diyarbakır Barış Anneleri Meclisi üyesi Emine Deniz, uluslararası güçlerin eliyle komplonun gerçekleştiğine dikkat çekerek, “Ben o süreçte 37 yaşındaydım. Halk ayağa kalkarak daha büyük ses çıkarmaya başladı. İmralı’da tutularak izole edilmeye çalışılıyor. Bizler Kürt halkı olarak kendi kültürümüz ve dilimiz ile yaşayamıyoruz. Dört tarafımız zırhlı araçlar ve polisler ile tutuluyor. Bu yapılan tecrittir. Nasıl ki komplo boşa çıkarıldıysa aynı şekilde tecrit de son bulacaktır. Bizler birliğimiz ile barışı ve özgürlüğü getireceğiz” dedi.
‘2022 Önderliğimizin özgürlük yılı olacak’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komplo eylemlerine sayısız kez katılan, polis şiddeti gören ve hakkında birçok dosya açılan Barış Annesi Sultan Bozkurt, Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişini “Bijî Serok Apo” sloganları ile protesto ettiklerini söylüyor. Sultan Bozkurt, “İnanıyoruz ki 2022 yılı Önderliğimizin ve çocuklarımızın özgürlük yılı olacak. Önderimiz özgür olacak ve biz onu kucaklayacağız” diyor. “Dünyada hiçbir ezilen halkın lideri cezaevi ve tecrit ile pes etmedi ve kazandılar” sözleri ile Abdullah Öcalan’ın İmralı direnişine dikkat çeken Sultan Bozkurt, komplonun başarıya ulaşmayacağının altını çiziyor ve ekliyor: “2022 yılı artık Önderliğin özgürlük yılı olmalı. Cezaevinde ona bir şey olursa Türkiye kimseye hesap veremez. Artık Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması lazım. Komplo bizim için kara gündür. Şuna inanıyoruz ki 2022 yılı Önderliğimizin ve çocuklarımızın özgürlük yılı olacak. Önderimiz özgür olacak ve biz onu kucaklayacağız. Böylelikle gözümüz açık gitmeyecek.”
‘Abdullah Öcalan özgür olmadan Ortadoğu’da sorunlar çözülmez’
Yazar ve Gazeteci Hesen Cûdî, uluslararası komplonun yıl dönümünü ve devam eden tecridi Fırat Haber Ajansı’na (ANF) değerlendirmelerde bulundu. Yüz yıldır Kürt halkına yönelik inkar ve imha politikası devam etiğini söyleyen Cûdî, “Bu süreçte birçok Kürt ayaklanması ve isyan yaşandı. Bu ayaklanmalarla Kürt halkı bu seviyeye gelebilmiştir. Ancak bir çoğu komplo ve saldırılar nedeniyle başarılar elde edemedi. PKK hareketinin ortaya çıkması ile bu saldırıların ve komploların önüne geçilmesi için belli bir çalışma başlatıldı. PKK yüzyıllardır Kürt halkının kaderi olan soykırımı durdurdu ve Kürt halkını yeniden diriltti. PKK’yi diğer hareketlerden ayıran şey, PKK’nin Önder Apo’nun fikir ve felsefesini temel alarak Kürt halkını birleştirmesi ve Kürdistan’ın bölmesini engellemeye çalışmasıdır. Bunun için Önder Apo ve PKK’nin mücadelesinin en başından itibaren Lozan’a karşı olduğunu söyleyebiliriz. Önder Apo ve PKK Lozan’ı mağlup etti” diye konuştu.
Ortadoğu’da Kürt sorunu başta olmak üzere birçok sorunun Öcalan olmadan çözülemeyeceğini vurgulayan Cûdî, “Kürt sorununu çözümü noktasında temsilci Rêber Apo’dur. Her devlet barış ve huzurun sağlanmasını istiyorsa Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için bir an önce harekete geçmelidir. Çünkü Rêber Apo olmadan Kürt sorunu çözülemez, Kürt sorunu çözülmeden Ortadoğu’da hiçbir sorun da çözülemez. Bu herkes tarafından bilinen bir durum. Ortadoğu’da güç kazanmak isteyen her devlet Rêber Apo’yu ve Kürt davasını esas almalıdır” ifadelerini kullandı.
Dijital medyada #FreeOcalanNow kampanyası
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo sonucu Türkiye’ye getirilişinin 23’üncü yıl dönümünde dünyanın birçok yerinde protesto eylemleri yapılıyor. Bu eylemler kapsamında halklar, Twitter üzerinden başlattıkları #FreeOcalanNow hashtag kampanyasıyla komployu protesto etti. Kampanyaya siyasetçilerden gazetecilere, hukukçulardan sağlıkçılara birçok kişi katılım gösterdi. Yapılan paylaşımlarda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün derhal sağlanması talep edildi. Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıl dönümünde #FreeOcalanNow kampanyasına destek veren Asrın Hukuk Bürosu, “15 Şubat komplosu Öcalan’ın mücadelesi sayesinde planlanan sonuca ulaşamadı” dedi.
Paylaşımda şu ifadelere yer verildi: “Kürt halkı üzerinde geliştirilen komploların en kapsamlısı olarak hayat bulan 9 Ekim-15 Şubat komplosu, mutlak tecrit şeklinde devam ettirilse de; Sn Öcalan’ın mücadelesi sayesinde planlanan sonuca ulaşamadı. Uluslararası komplonun tümden boşa çıkarılması için #FreeOcalanNow”
NOT: HABERLER JINNEWS VE MEZOPOTAMYA AJANSI’NDAN ALINMIŞTIR.