Kobane Davası yargılamasında avukatlar, dosyada yer alan gizli ve açık tanıklara dair taleplerini reddeden mahkeme heyetine ‘Sizin hasmınız mıyız?’ diye sordu
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde yaşanan halk protestoları gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 37’nci duruşmasının ikinci duruşması görülmeye başlandı.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin Sincan Cezaevi Kampüsü’nde yer alan duruşma salonunda devam eden yargılamanın bugünkü duruşmasında tutuklu siyasetçilerden bir kısmı ve avukatları hazır bulundu.
Başlayan duruşmada Ayla Akat Ata müdafi avukat Çiğdem Kozan, savunmasına üçüncü gününde devam etti. Heyetin dünkü duruşmada savunmaya kısıtlama getirmeye çalışması nedeniyle savunma biçimini değiştirmek zorunda kaldığını, bu durumun da kendisini kısıtladığını dile getirerek sözlerine başlayan Av. Kozan, müvekkiline dair suçlama delillerini çürütmeye devam etti.
Müvekkiline dönük 6-8 Ekim olayları ile ilgili doğrudan bir suçlama olmadığını, gizli ve açık tanık beyanlarında da bu bağlamda bir iddia bulunmadığını söyleyen Kozan, “Protestolar sırasında müvekkilim milletvekili ve partinin herhangi bir yönetim biriminde yer almıyor. O zaman bu dosyaya neden dahil edildi? Bu durum tam da davanın neden siyasi bir dosya olduğu görüşünü ortaya koyuyor” diye kaydetti.
‘Mahkemenin gerekçesi doğruyu yansıtmıyor’
Dosyada yer alan “A53” adlı gizli tanığın daha önce duruşmada dinlendiğini ve beyanlarının çürütüldüğünü hatırlatan Kozan, mahkemenin dosyadaki “Ulaş”, “Mahir” ve diğer gizli tanıkları ise yargılanan siyasetçiler ve avukatlarının olmadığı bir gün dinlendiğini anımsattı. Kozan, mahkeme heyetinin bu durumu “gizli tanıkların hayati tehlikesi var” şeklinde gerekçelendirse de açık tanık olan Merdan Rüştü Ovalıoğlu’nun daha sonra gizli tanık olduğunu, sonrasında tekrardan açık tanık olduğunu ve başına bir şey gelmediğini, bu nedenle mahkemenin gerekçesinin doğruyu yansıtmadığını ifade etti.
Gizli tanık Ulaş’ın beyanları çürütüldü
Kozan, Ulaş’ın emniyet aşamasında verdiği beyanlarda, müvekkili Ata’nın KCK Yönetim kadrosunda yer alan Sabri Ok ve PKK’nin üst yönetimi ile ilişkisinin olduğuna dair anlatımlarda bulunduğuna dikkat çekti. Ata’nın, tutuklu olduğu sırada Sabri Ok’un avukatı olduğu bilgisini paylaşan Kozan, Ulaş’ın beyanlarının soyut, ayağı yere basmayan anlatımlar olduğunu vurguladı. Müvekkilinin Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti olmasının dava dosyasında suçlama konusu yapıldığını, ancak İçişleri Bakanlığı tarafından bu oluşumun varlığının kabul edildiğini ifade eden Kozan, ayrıca bu oluşumun diyalog sürecinde kurulduğunu ve müvekkilinin de bu bağlamda İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştüğünü kaydetti.
Av. Kozan, mahkeme heyetinin gizli tanık Ulaş’a sorduğu sorulara ve bu sorulara verilen yanıtlara da değindi. Tanığın, müvekkili ve diğer siyasetçilerin 6-8 Ekim olaylarıyla ilgileri olup olmadığına dair bir soruya, ‘bilgisinin olmadığını’ yanıtı verdiğini anımsatan Av. Kozan, 6-8 Ekim ile ilgili HDP MYK’ye gönderildiği ileri sürülen mesajın ne şekilde getirildiğine dair de tüm tanıkların ‘bilgilerinin olmadığı’ beyanında bulunduğunu ifade etti.
‘Bağımsız bir mahkeme görmek istiyoruz’
Avukat Kozan, sonrasında dosyadaki açık tanık Kerem Gökalp’ın beyanlarına değindi. Gökalp’ın siyasetçileri birebir tanımadığını ve herhangi bir yerde karşılaşmadığını söylediğini anımsatan Kozan, “Bu kadar yüksek bir konumda olduğunu dile getiren bir kişi, ‘Kadro’ iddiası ile suçlanan müvekkillerimizi tanımıyor! Mahkemenin soruları üzerine, ‘Hiçbirini kampta ya da bir eğitim çalışmasında görmedim’ şeklinde yanıt veriyor. Bunun yanı sıra duruşma salonunda bulunan kimseyi orada görmediğini söylüyor. Ancak mahkeme ısrarla, ‘Size isimleri söyleyelim’ şeklide tanığa soruyor. Biz bağımsız bir mahkeme görmek istiyoruz karşımızda” sözleriyle heyetin yaklaşımı eleştirdi.
‘Kovuşturmadan kaçmak için beyanlar veriyorlar’
Kozan, ML’nin verdiği beyanının esas alınamayacağını söyledi. Avukatların yine ML hakkında süren bir dava veya soruşturmanın var olup olmadığını sorduğunu, ancak mahkemenin bu sorunun da sorulmamasına karar verdiğini belirten Kozan, bunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararlara aykırı olduğunun altını çizdi. Kozan, bu konuda şunları ifade etti: “Bu beyanları bir soruşturma veya kovuşturmadan kurtulmak, kaçmak için yapıyor olabilir. Ayrıca bu beyanları nereden verdiğini, bir cezaevinde mi yoksa bir mahkeme salonunda mı verdiğine dair sorularımız da yanıt bulmadı. Bu tür soruları mahkeme sürekli engelledi. Mahkeme, ‘biz bunları denetleriz’ dedi. Biz de savunmanın bir taraftarıyız. Bizim de denetlememiz gerekiyor.”
‘Biz sizin hasmınız mıyız’
Dosyada yer alan “225…” adlı gizli tanığa da işaret eden Kozan, “Bu tanık bir mahkemede mi dinlendi, hala bilmiyoruz. Yanında bir hakim var mıydı? Bu merakımız karşılanmadı. Hatta ‘Bu merak konunuz olarak kalacak’ demiştiniz. Biz sizin hasmınız mıyız? Aynı sırada okuduk, siz hakim oldunuz, biz avukat olduk. ‘Yanımda bir hakim var’ deseydi ne olacaktı? Bu tür durumlar aslında yanlarında bir hakimin olmadığını gösteriyor. Bir tanık cezaevinde, polis merkezinde dinlenemez. Buralarda mı dinlendi bilemiyoruz” diye konuştu.
‘İmralı görüşmeleri dosyaya konulsun’ talebi
Av. Kozan, müvekkilinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın talimatı doğrultusunda KJA’nın Sözcüsü olduğuna dair iddiaya ise, bu durumun doğrulanmasının kolay olduğunu söyleyip İmralı’da yapılan görüşmelerin dosyaya konulmasını ve durumun netleştirilmesini istedi.
Tuncel ve kardeşinin görüşmesine Jandarma engeli
Duruşma esnasında mahkeme heyeti, bu yöndeki talep üzerine Sebahat Tuncel’in salonda bulunan kardeşin ile görüşmesine izin verdi. Heyet, 3 dakika ile sınırlı tuttuğu görüşmenin temassız olmasını istedi. Jandarma erlerinin kardeşi ile 10 metre uzaklıktan görüşmesini dayattığı Tuncel duruma tepki göstererek, bu şekilde görüşmeyi reddetti. Jandarma erleri ise bu şekilde talimat aldıklarını ileri sürdü. Salondaki siyasetçiler ve avukatlar da duruma tepki gösterdi. Tuncel ve kardeşi, görüşmeden ayrıldı.
Duruşma savunmalarla devam ediyor.