Tüm dünyaya korku salan IŞİD’i durduran direnişi konu alan Kobanê filminin yönetmeni Özlem Yaşar, amaçlarının yaşanan tarihi direnişi unutturmamak olduğunu belirterek, ‘Senaryoyu biz değil direnenler yazdı’ dedi
IŞİD 15 Eylül 2014’te Kuzey ve Doğu Suriye’de “Demokratik Özerklik” ilan edilen kentler arasında yer alan Kobanê’ye de üç koldan saldırı başlattı. Kobanê’ye saldırarak halkların devrimini boğmak isteyen IŞİD, Kuzey ve Doğu Suriye’nin küçük bir kenti olan kenti kısa bir sürede almayı planlasa da tarihin en büyük direnişlerinden biriyle karşılaştı. Kobanê halkının aylar süren direnişi, insanlığın korkulu rüyası haline dönüşen IŞİD’in sonunu getirdi. Binlerce genç erkek ve kadının toprağa düştüğü Kobanê, kısıtlı imkanlara rağmen karanlığa teslim olmadı. 134 gün süren direniş sonucunda tüm dünyaya korku salan IŞİD’e diz çöktürüldü ve kent 26 Ocak 2015’te özgürleştirildi. Bütün dünyanın verilen emsalsiz direnişle tanıdığı ve dayanışma içerisine girdiği Kobanê’de verilen direniş, aradan geçen 8 yılda sayısız makaleye, habere, onlarca belgesele, öyküye, kitaba ve filme konu oldu.
Direnişin konu olduğu eserlerden biri de Medya Doz’un senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini Özlem Yaşar’ın üstlendiği “Kobanê” filmi. Film, 2021 yılında Rojava Film Komünü ve Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (TEV- ÇAND) tarafından çekildi. 2 saat 30 dakika süren film, IŞİD’e karşı direnişin gerçekleştiği Kobanê Kantonu’nun farklı bölgelerinde çekildi. Filmin fragmanı 13 Eylül 2019 tarihinde trafik kazasında hayatını kaybeden sinemacı Mazdek Ararat’ın (Umer Bagci) yaşamını yitirmesinin yıldönümünde gösterildi. Filmin ilk gösterimi ise önceki gün saat 19.00’da Kobanê’de bulunan Baqî Xido Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Yüzlerce yurttaşın izlediği film 20-26 Eylül tarihleri arasında her gün saat 19.00’da Baqî Xido Kültür ve Sanat Merkezi’nde gösterilecek.
Kobanê filminin yönetmeni Özlem Yaşar, filme dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a konuştu.
İzleyenler duygulandı
Filmin ilk gösteriminin Kobanê kentinde gerçekleşmesinin önemli olduğunu belirten Yaşar, “Filmin başlama yeri burasıydı. Film burada son buldu. Biz çekimlerimizi burada yaptık ve ilk gösterimini de burada yapmak istedik. İlk gösterime ilgi alaka büyüktü. Halk izlemek için çok büyük uğraş verdi. Filmin izleyicilerde büyük etki bıraktığını gözlemledik. Filmi izleyenler bu direnişin şahitleri. Direnişte şehit olan birçok kişiyi, filmi izleyenler çok yakından tanıyordu. Çoğu akrabaydı. Filmi izlerken birçok kişi duygulandı ve dışarı çıkmak zorunda kaldı” diye konuştu.
Yüzyılın direnişi oldu
Yaşar, Kobanê direnişinde birçok halkın yer aldığını belirterek, “Çok kişi medyadan direnişi gün be gün takip ederken çok kişi de gelip direnişte yer aldı. Kobanê’nin özgürleşmesi herkes için önemliydi. DAİŞ bir yandan kenti yağmalayıp yıkarken bir yandan da buna karşı topraklarını koruyan savaşçılar vardı. Direnmek için çok haklı gerekçeleri vardı. Kobanê direnişi yüzyılın direnişi oldu. Bütün olumsuzluklara karşı büyük bir direniş gösterildi. İrade ile özgürlük ruhuna kilitlendiler ve büyük bir güç ortaya çıktı. O dönemin yakından takip eden bizlere de bu direniş ilham oldu. Bu gerçeklikten yola çıkarak senaryoları yazdık. Senaryoyu direnenler yazdı. Kobanê filmini çekmek için direnişten sonra hazırlık yapsak da Türkiye’nin bölgeye dönük işgal saldırıları bunu gerçekleştirmemize izin vermedi” ifadelerini kulandı.
Kadınların direnişi sürüyor
Kobanê filmini çekmelerinin nedeninin yaşanan tarihi direnişi unutturmamak olduğunun altını çizen Yaşar, devamında şunları söyledi: “DAİŞ birçok yerde birçok katliam yaptıktan sonra yönünü Kobanê’ye döndü. Bu saldırılar yaşanan kadın devrimine karşıydı. Saldırılara karşı da kadınlar o bilinç ile direndi. Kadınlar sadece askeri değil her alanda özgürlüğe kilitlenerek özsavunmaya geçti. Kadınlar karanlığa teslim olmadılar. Kadınlar bu direnişe öncülük ettiler. Kadınların bu direnişi hala sürüyor. Kadınları yok sayan zihniyete karşı devrim yapıldı Rojava’da. Bu diğer Kürdistan’ın parçalarına da ilham oluyor. Rojhilat’ta şu an kadınlar direnişte. Kobanê’de nasıl DAİŞ zihniyetine karşı bir direniş verildiyse, aynısı İran’da karanlık zihniyete karşı veriliyor ve direnişin öncüleri kadınlar.”