IŞİD’in saldırıları altında bütün dünyanın tanık olduğu 134 günlük direnişle özgürleştirilen Kobanê’de 8 yılda kadınlar öncülüğünde birçok atılım yapıldı, kadınlar saldırılara rağmen örgütlülüklerinde ısrarlı
IŞİD barbarlğına karşı tarihin en önemli direnişlerinden birinin yaşandığı Kobanê’de elde edilen zafer coşkusu bugün de sürüyor. Verilen emekler, bedeller ve yaşanan tarihi anlar ile Kobanê zaferi Kürtler için önemli bir yer tutuyor.
Tarih 15 Eylül 2014. Musul’u Şengal’i Rakka’yı Tebqa’yı işgal eden IŞİD’liler üç koldan Kobanê kentine saldırırken, Türkiye de eş zamanlı olarak sınır hatlarında çeteler için eğitim kampları açıyor, saldırı eğitimleri veriyordu.
4 aylık bir direniş başladı
Saldırıların ilk hedefi Kobanê kent merkezine 37 km uzaklıktaki Serzûrî köyü oldu. IŞİD’in amacı stratejik bir yer olan Serzûri’yi alarak Kobanê’yi ikiye bölmek ve her iki alana daha rahat uzanmak. Ancak umdukları gibi olmadı ve tarihin en görmekli direnişlerinden biri olan ve 134 gün sürecek bir savaş başladı.
Bir yandan direniş bir yandan direnişi dünyaya duyurmaya çalışan Kürtler ve dostlarının çabalarıyla Kuzey Kurdistan’da gençler ve kadınlar öncülüğünde tüm Kürtler yönünü Kobanê sınırına çevirdi.
Erdoğan’ın sözleri öfke yarattı
Türkiye’de sınırda bekleyenlere saldırsa da kimse geri adım atmadı ve nöbetler tutulurken, atılan zılgıtlarla Kurdistan parçaları arasında sınırlar yerle bir edildi.
Direniş sürerken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 7 Ekim 2014’te Dilok’ta (Antep) “Şu anda Kobanê de düştü düşüyor” sözleri öfekeyi daha da artırdı. On binlerce Kurdistanlı, IŞİD’in saldırıları ve Erdoğan’ın bu söylemlerini protesto etmek için alanlara akın etti. Yaşanan eylem ve saldırılarda 50’nin üzerinde insan hayatını kaybetti. Zaferin ardından Türkiye’de “Kobanê Davası”adıyla bir süreç başlatarak direnişe destek verenlere karşı tutuklama furyası başlatıldı.
Zaferden inşaaya
İşgal ve saldırılarılarla ele geçirilemeyen Kobanê şimdilerde bölgedeki MİT ajanlarıyla, para, uyuşturucu, fuhuş gibi uygulamalarla direnişe saldırılar sürse de Kürtler Kobanê’de 134 direndikleri ve kenti küllerindne inşa ettikleri gibi sahiplenmekte de kararlı. Zaferin büyük bedellerle elde edildiği kentte 8 yıl içerisinde hala devam saldırılara rağmen demokratik siyaset, eşbaşkanlık sistemi, özsavunma gücü, komün, meclis ve kooperatif gibi örgütlenmelerle özgür yaşam alanları da yaratıldı.
Kadın öncülüğü her alanda
Özellikle kadınların damga vurduğu direnişte inşaada da kadın gücü ve rengi görülüyor. Yapılan çalışmaların başında kadınların örgütlenmesi geldi. Kadınların yaşadığı sorunlardan haberdar olmak için sokak sokak, ev ev örgütlenerek, Mala Jin kuruldu. Özellikle erken yaştaki evliliklere müdahale eden kadınlar, Kadın Kanunlarını yani toplumsal sözleşmeyi oluşturdu. Yeni alanların kurtarılmasıyla sisteme Arap, Süryani, Ermeni, Çerkes ve Türkmen kadınların dahil olmasıyla Kürt kadının örgütlenmesi olan Yekîtiya Star, 2016 yılında bölgedeki tüm kadınların çatı örgütlenmesi olan Kongra Star’a dönüştü. Böylece her kadın kendi kültür, renk ve diliyle bu konfederal yapıya katıldı.
Yine en önemli çalışmalardan biri de Jîneoloji Araştırma Akademisi kurulması oldu. Devrim sürecine etkin bir şekilde katılan kadınlar, Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), Asayiş Güçleri ve Hêzin Parastina Cewherî (HPC-Jin) gibi askeri oluşumlarla savunmada da iddialarını ortaya koyup, dünya kadın hareketlerine ilham kaynağı oldu.
Direnişte ve inşada kadınların rolüne dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ömer Akın’a konuşan HPC-Jin yöneticisi Edle Bekir, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “kadın özgürlükçü” paradigmasıyla bir uyanış yaşandığını söyledi.
Kadınlar ordularını oluşturdu
19 Temmuz Rojava Devrimi’nden sonra kadın örgütlülüğünün güçlenmeye başladığını ifade eden Bekir, “Daha sonra özerk yönetim ilanını duyurdu. Devrimimiz başladığı zaman kadınların başkaldırısı yükseldi. Çok sayıda anne-baba kızlarının ellinden tutup ‘bu da devrimin hediyesidir ve devrimi korumak için sizinle olsun’ diyerek kurumlarımıza getiriyordu. İlerleyen süreçte YPG’nin yanında YPJ olarak kendi kadın ordumuzu oluşturduk. Kürt kadınlar siyasetiyle, eğitimiyle önemli bir rol oynadı. Kadın örgütlülüğü artıkça askeri, siyasi, toplumsal, örgütlenme gibi bütün alanlarda kadınlar yerini aldı. Kadınlar birleşerek çözüm üretti, örgütlü mücadelesini büyüttü” dedi.
Kadının gücünü gördüler
Kobanê’ye yönelik saldırılar başladığı zaman genç-yaşlı demeden bütün kadınların silah eğitimi aldığını ve savaş mevzilerine koştuklarını söyleyen Bekir, “Kadınlar, erkek arkadaşlara ‘siz çıkın biz mevziye gireceğiz’ diyordu. Çünkü teslimiyeti kabul etmeyen kadınlar artık varlıklarının farkındaydı. DAİŞ barbarca saldırılar gerçekleştirdiği zaman Kürt kadınlar silahlarını alarak özsavunmasını aldı. DAİŞ’lilerin itiraflarında, ‘kadınların zılgıtlarını duyduğumuz zaman ayak bağımız kopuyordu’ deniliyordu. Kadınların ellinden ölmek istemiyorlardı. Ancak onları kadınların eliyle öldürdük. Burada ‘Dara nemêr’ diye bir ağaç var. Bir DAİŞ’li suikastçı, o ağaca yerleşmiş ve savaşçılarımıza suikast düzenliyordu. Bir kadın etrafından dolanarak onu öldürdü. Bize bu gücü kim verdi? Önderliğimiz ve YJA Star verdi” dedi.
Direnişimiz sürecek
Kobanê’ye bir daha hiçbir gücün giremeyeceğini dile getiren Bekir, “Büyük bir kahramanlık gösterildi. Miştenûr’da çetelerin arasında kendini patlatıp dünyayı sarsan Arîn arkadaştı. Kürtleri teslim alıp yok etmek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar asla Kürtler boyun eğmez. Çok güçlü bir irade ruhumuz var. O büyük direnişi, direniş kalesini savunmaya ve kazanımlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
HABER MERKEZİ