Türkiye’nin Kobanê ve Girê Spî’ye yönelik top atışlarının İstanbul’daki dörtlü zirveyle bağlantılı olduğunu belirten TEV-DEM Diplomasi Komitesi Üyesi Salih Müslim “Saldırılarla bitme aşamasına gelen IŞİD’in ömrü uzatılmak ve İdlib’deki başarısızlık gizlenmek isteniyor” dedi.
Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Diplomasi Komitesi Üyesi Salih Müslim, Kobanê ve Girê Spî’ye yönelik artan saldırıları değerlendirdi. ANHA’ya konuşan Müslim, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’ne dikkat çekerek, “Kobanê direnişi tarihe büyük harflerle yazıldı. Kobanê, tüm dünyaya direnişin ve IŞİS’e karşı mücadelenin örneği oldu. Türkiye bilinçli olarak Kobanê’nin özgürlük yıldönümünde saldırılar gerçekleştiriyor. Bu saldırılar Kobanê’de IŞİD çetelerine karşı elde edilen zafer ve sembollere karşıdır” dedi.
‘Tesadüf değil’
Kobanê ve Girê Spî saldırılarının İstanbul’da düzenlenen dörtlü zirveyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Müslim, “Saldırılar uluslararası Koalisyonu da açıkça tehdit ediyor. IŞİD’in varlığı tüm dünya ve insanlık için büyük bir tehdittir. IŞİD çetelerinin bitirilmesi ile Suriye krizinin çözümü için de gelişmeler sağlanacak. Türkiye’nin tam da böyle bir süreçte saldırılarda bulunması tesadüf değildir. Saldırılar ile IŞİD’in ömrü uzatılmak ve Kuzey Suriye’deki sistemin gelişmesi engellenmek isteniyor. Saldırıların bir diğer sebebi ise İdlib’deki başarısızlığı gizlemektir. Türkiye bu saldırıları gerçekleştirdiği sırada İdlib’deki gruplarını da Afrîn’e yerleştiriyor. Gruplarının bitirilmesi ile Rojava ve Kuzey Suriye için siyasi çözüm kanalları açılacaktır. Ancak Türkiye olası bir çözümü engellemeye çalışmaktadır. Bu yüzden de İdlib, Afrîn ve Derazor’daki gruplarını koruyor. Türkiye bu grupların bitirilmesini engellemek için dünyanın dikkatlerini İdlib’den başka yere çekmek istiyor” ifadelerini kullandı.
‘Uluslararası devletler sessiz kalmamalı’
Saldırıların, IŞİD’e yönelik sürdürülen “Cizre Fırtınası Hamlesi”nde önemli ilerlemelerin sağlandığı bir dönemde yaşandığına da dikkat çeken Müslim, “Uluslararası devletleri menfaatlerini koruyabilmek için Türkiye’nin bu saldırıları karşısında sessiz kalmaktadır. İnsanlığın yok edilmesi dahi bu devletlerin umurunda değil. Uluslararası devletlerin sessizliği, insanlığın sırtına saplanmış bir hançer gibidir. Halbuki tüm insanlık için IŞİD ile mücadele ediliyor. Derazor’da tüm insanlık için mücadele ediliyor ve Türkiye de IŞİD’ten özgürleştirilen alanlara saldırıyor. Bu saldırılar hiçbir şekilde kabul edilemez. Uluslararası devletler, bu saldırıları kırmızıçizgi olarak görmeli ve sorumluluklarını yerine getirmelidir” dedi.
‘Rejim BM’ye şikayet etmeli’
Suriye rejiminin saldırılar karşısındaki sessizliği ile iradesizliğini de ortaya koyduğunu vurgulayan Müslim, şöyle devam etti: “Suriye rejimi, Türk devletinin bu saldırılarını uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi’ne şikayet etmelidir. Ne yazık ki Suriye rejimi iradesini Rusya’ya teslim etmiştir ve Rusya’nın kararları karşısında sessiz kalmaktadır.”
Kuzey Suriye ve Rojava’da “demokratik ulus” projesi kapsamında önemli adımların atıldığını hatırlatan Müslim, “Türk devleti bu sisteme karşı saldırılarda bulunuyor. Kazanımlarımızı korumak için direnişte ısrar edeceğiz. Demokrasi taraftarı tüm kesimler, Türk devletinin saldırılarına karşı mücadele etmelidir” dedi.