Hüseyin AYKOL- Haber Analiz
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen “Kobanê soruşturması” kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Selahattin Aslan, 27 Nisan 2022 günü ifade vermek için gittiği Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltına alındı. İki gün gözaltında tutulan Aslan, 29 Nisan günü Diyarbakır Adliyesi’ne getirildi. Savcılık ifadesinin ardından Aslan, hakkındaki “tanık” beyanları gerekçesiyle “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Selahattin Aslan, çıkarıldığı mahkemece “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı ve Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne gönderildi. “Kobanê soruşturması” kapsamında hakkında gözaltına kararı verilen 91 kişiden 21’i daha önce tutuklanmıştı. Aslan’ın tutuklanmasıyla soruşturma kapsamında tutuklananların sayısı 22’ye yükselmiş oldu.
İkinci dalga nasıl başladı?
12 Nisan 2022 sabahı 13 ayrı ilden HDP üyelerine yönelik gözaltı haberleri gelmeye başladı. Önce Anadolu Ajansı’nın, sonra da tüm AKP medyasının servis ettiği haberlere göre, PKK’nin mali yapılanmasında yer aldıkları iddia edilen 91 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmişti.
Böylece Ankara Başsavcılığı’nca haklarında işlem başlatılan 91 şüpheliden 46’sı gözaltına alındı. Gözaltı kararı verilenler arasında, HDP’li eski belediye başkan vekilleri, eski belediye başkan yardımcıları, eski parti sayman ve yardımcıları ile eski belediye meclis üyeleri de bulunuyordu. Şüpheliler arasında silahlı eğitim almış örgüt mensupları ile örgütsel faaliyetleri sonrası yurt dışına çıkan örgüt mensuplarının da bulunduğu iddia edildi.
MASAK’ın geçmişe dönük mali verileri incelemesi sonucu örgütün 70 milyon lirasının HDP’li belediyeler, ihaleler, şirketler, kripto para, altın ve gümüş kullanılarak aklandığı, gayrimenkuller alındığı, kira gelirlerinin örgüt mensuplarına aktarıldığı iddia edildi. Gözaltına alınan kişilerin evlerinde yapılan aramalarda yüzbinlerce lira değerinde döviz ve bir silah ele geçirildiği de iddia edildi.
Siz nereden biliyorsunuz?
Hükümet medyası, gözaltına alınanlar hakkında sayfalar dolusu iddialarda bulunurken, henüz sanık sayılamayan şüphelilere avukatları bile ulaşamıyordu. Çünkü soruşturmada gizlilik kararı vardı. Gözaltı süresi -toplu dava olduğu için- dört gündü. Dört günün sonunda savcılık, ek dört gün daha talep etti. İkinci dört gün dolarken şüphelilerin neredeyse hiçbirinin ifadeye çağrılmadığı ortaya çıktı. Üçüncü dört günlük gözaltı sürecinde şüphelilerin ifadesi alındı ve gözaltına alınan 46 kişiden sadece 21’i hakkında tutuklama kararı çıkarabildiler. Bu dosyadan arandığını duyduktan sonra kendisi savcılığa ifade vermeye giden Demokratik Bölgeler Partisi Parti Meclisi üyesi Selahattin Aslan’ın da tutuklanmasıyla toplam sayı 22’ye yükseldi.
Hakkında yakalama kararı çıkartılan 91 kişiden 46’sının gözaltına alınması, gözaltına alınanlardan sadece 22 kişinin tutuklanması, daha en başından dosyanın boş olduğuna işaret ediyor. Nitekim gözaltına alınan kişilere, neredeyse bir hafta boyunca somut sorular sorulmaması ve sorgu başlayınca da, daha çok birbiri aleyhine ifade verirlerse, serbest bırakılacakları yönünde telkinlerde bulunulmaya kalkışılması, dosyanın halini gösteriyor.
Bundan sonra ne olacak?
Bu kadar gözaltı operasyonu ve karar verilen tutuklamaların ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevlendirdiği bir savcı, bu konuda bir iddianame yazacak. Yazılan iddianamenin gönderilen bir mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde (ki aksi pek mümkün değil) mahkeme, duruşmaların başlayacağı tarihi ilan edecek. Bunu yapacak mahkemenin Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi olacağını tahmin etmek falcılık olmasa gerek. Ancak kamuoyunda Kobanê-2 Davası olarak anılacak olan bu dosya için 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nden başka bir heyet tayin edilmesi söz konusu olacaktır herhalde.
Kobanê-2 Davası’nın duruşmaları, ülke seçim sathı mahalline girildiği günlerde başlayacak. AKP-MHP iktidarı, bu duruşmalarda konuşulacak konuları, seçim mitinglerinde sık sık dile getirerek, HDP seçmenini ve hatta onunla yakın durduğunu iddia ettiği CHP seçmenini korkutmaya çalışacak. Hatta kimi iktidar yanlısı kurum ve kuruluşlar, bu duruşmanın yapıldığı mahkeme önüne ve hatta mahkeme salonuna taşınabilecektir.
Sonuç olarak
Aslında HDP’ye yönelik Anayasa Mahkemesi’nde açılan kapatma davasına delil olsun diye tam yedi yıl sonra açılan Kobanê Davası, geldiği aşamada çökmek üzere. Mahkemenin ilk başkanı çete reisliğinden yargılanıyor. Davayı yürütmekte zorlanan mevcut heyetin umudunu bağladığı gizli ve açık tanıklar da verdikleri ifadelerde, sanıkları suçlayamadılar.
Biraz da bu yüzden HDP’ye yönelik böylesi bir dava daha açıldı. Her ne kadar dosyanın içinin boş olduğu daha şimdiden belli olmuş olsa da, HDP’nin mahkemelerde konuşuluyor olması, iktidarın seçim meydanlarındaki kendince en büyük kozu olacağa benziyor.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasında delil olarak gösterilmek istenen soruşturmalardan neredeyse hiçbiri sonuçlanmış değil. AYM bunları delil olarak kabul etmeye kalkarsa, sonuçlanmamış davalarda “ihsas-ı rey” yapmış olacak.
Of! Of! Of!..