¨KADINLARIN SÖZÜ/Mehtap Sert*
6-8 Ekim 2014 yılında gerçekleşen Kobanê protestolarından 6 yıl 3 ay sonra, 7 Ocak 2021’de, kabul edilen Kobanê iddianamesinde 108 kişi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ve 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza talep edilmektedir.
Kobanê Davası yargı eliyle Kürt halkının iradesini, sivil siyaseti yok etmeye çalışırken asıl hedeflediği noktalardan biri de kadının kamusal alanda görünürlüğünün önüne geçmektir. HDP, toplumsal cinsiyet eşitliği fikrinin siyasette yer edinmesi için eşbaşkanlık sistemini ilke edinmiş, eşit temsiliyeti öngören fikriyatı ile düzen partilerinde de baskı unsuru oluşturmuştur.
HDP’de kadınların siyasette kendi varlığını hissettirme, söz ve karar alma süreçlerinde yer alması, kamusal alanda görünür olması kadın mücadelesi açısından önemli bir kazanımdır. Sınırsız şiddete karşı sınırsız örgütlenmesiyle tüm dünya kadınlarıyla birlikte yol yürüyen bir harekettir aynı zamanda HDP. İşte bu yüzden Kobanê Davası’nda HDP’li kadınlar yargılanır hale gelmişlerdir.
Onlar yargılanacak
Hukuki hiçbir gerekçe olmadan Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak, Ayla Akat Ata, Beyza Üstün, Gülser Yıldırım başta olmak üzere kadın mücadelesinin siyasi temsilcisi Parti Meclisi üyeleri, il/ilçe yöneticileri, belediye meclis üyeleri, belediye eşbaşkanları, kadın hareketi aktivistleri tutuklanmıştır. Ancak yaşamın her alanında kadınları görmek istemeyen siyasi iktidara inat, siyasette tüm baskılara rağmen sözümüzü söylemeye Kobanê Davası’nda mücadelemizi değil, onları yargılamaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki özgürlüğümüzle tehdit ederken aslında bizi değil, evrensel anlamda yürüttüğümüz kadın mücadelesini yargılıyorlar, kadın mücadelemizi tehdit ediyorlar.
Siyasallaşan eril yargı
Kobanê protestoları sırasında milletvekili olan Ayla Akat Ata, Urfa’dan Diyarbakır’a giderken yolda silahlı sivil kişiler tarafından alıkonulup tehdit edilmiş, en yakın çalışma arkadaşlarını kaybetmiş sürecin mağduru iken sebebi olmaya zorlanmıştır.
Berfin Köse hakkında sadece kimlik tespiti yapılmış 3 satır suçlamayla cezalandırılmak istenmektedir. Bu ve buna benzer hukuki hiçbir gerekçe olmadan kopyala-yapıştır şeklinde hazırlanmış bir iddianameyle kadın mücadelesini kamusal alandan silmeye çalışmaktadırlar. Siyasallaşan eril yargı, eril tarzıyla CMK gereklerine değil, verilen talimatlara uygun yargılama yapmaktadır. Sistematikleşen bir yargı şiddeti söz konusudur. Şafak baskınları, köpekli işkence, sebepsiz uzun süren gözaltılar, tutuklama gerekçesi olmadan yapılan tutuklamalar, cezaevlerinde sebepsiz nakiller, çıplak arama gibi yöntemlerle kadınları yıldırmaya çalışmaktadırlar.
Yargı tehdit aracı
Siyasi iktidar kadını yaşamın her alanından silmek için yargıyı bir tehdit aracı olarak kullanmaktadır. Dosyanın hakimi tarafından sözleri kesilip, mikrofonları kapatılarak, konuşan arkadaşlarımızın seslerinin kendilerine gitmesi engellenerek adil yargılanma hakları ihlal edilmektedir. Tarafsız ve bağımsız olmayan bir mahkemede etkin savunma hakkını kullanamamaktadırlar. Mahkemeye ve adalete olan tutumlarına rağmen eril yargının saygı sınırlarını aşan tavırlarına maruz kalmaktadırlar. Mahkeme heyetinin ve siyasi iktidarın gözetmediği gerçek ise HDP’li kadınların, bedel ödeyen mücadelelerinde sadece süreçlere dahil olan değil; aynı zamanda haksızlık karşısında sorgulayan, yargılayan bir mücadele geleneğinden gelmeleridir.
Hakikati savunuyorlar
Bu şiarla Kobanê dosyasında haklarındaki isnatlara cevap vermek yerine orada bulunma nedenlerini yargılamaktadırlar. Hesap veren değil, hesap soran konumundadırlar. Devlet şiddetinin eril yargı eliyle meşrulaştırılmasına tanıklık etmektedirler. Yalanın yerine hakikati savunmaktadırlar. Faşizme ve tek adam rejimine karşı demokratik, kadın özgürlükçü ve ekolojik bir yaşamı savunmaktadırlar. Beyza Üstün dünya çapında bir ekolojist olmasına rağmen tüm suçlardan evinden alınan tek bir kitapla sorumlu tutulmaktadır. Tecavüzcü DAİŞ çetelerine karşı Kobanê halkıyla dayanışma gösteren kadın mücadelesi yargılanmaktadır. Dün KCK duruşmalarında yargılayanları yargılayanlar, bugün siyasi iktidarın emriyle kadın mücadelesini yargılamaktadır. Aldığımız güç halkın gücüdür. Yargılayacak olanda halkın kendisidir. Kadın mücadelesi yargılanamaz.
*Halkların Demokratik Partisi Hukuk Komisyonu Üyesi