Kobanê Davası’nın 11’inci duruşması, beşinci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü. Antalya Savcılığı’ndan SEGBİS ile bağlanan tanık Sami Baran dinlendi
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci duruşması, beşinci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan siyasetçiler duruşma salonuna getirilirken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
Duruşma mahkeme heyetinin salona gelmesiyle başladı. Gelen evrakların okunmasının ardından söz alan HDP eski Milletvekili Nazmi Gür, sağlığı hakkında bilgi verdi. Mazeret dilekçesinin reddedilmesini eleştiren Gür, 12 Nisan’da katarakt ameliyatı için gün verildiğini ve duruşmaya katılamadığı günlerde ise hastaneye gittiğini dile getirdi. Heyet, müşteki ve tanık beyanlarının alınmaması için dava dosyasına eklenen avukatların taleplerini bir kez daha reddetti.
‘Tanıkları dinlemekten vazgeçmenizi talep ediyoruz’
Avukat Şevin Kaya, müvekkili Mesut Bağcık’ın celselerdir teknik yetersizlikler nedeniyle savunma yapamadığını belirtti. Müvekkilinin savunması alınmadan tanıkların beyanlarının alınmasının doğru olmadığını belirten Kaya “Tanık dinlenmesi kararınızdan vazgeçmenizi talep ediyoruz. Tanık dinlenmesine muvaffakiyetimiz yoktur. Tanıkları dinlemekten vazgeçmenizi talep ediyoruz” dedi. Talebe dair ara karar kuran mahkeme, tanık dinlenmesine dair itirazları reddetti.
Sami Baran dinlendi
Ardından duruşma, Antalya Savcılığı’ndan SEGBİS ile bağlanan tanık Sami Baran’ın beyanlarının alınmasıyla devam etti. Mahkeme başkanı tarafından okunan ve iddianamede geçen isimlerin hemen hemen hepsini tanıdığını ifade eden Baran, “Çünkü ben üç dönem parti meclisinde (PM) yer aldım. 40 yıla yakın Kürt siyasal mücadelesinin içerisinde yer aldım. Çok ağır bir süreç yaşadım. 2017’den bu yana ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Bu bahsettiğiniz tarihteki olaylar birçok kesimi aşan bir planlamaydı. Ne kadar derin güç ve el varsa 3-4 gün içerisinde devreye girdi. Kürt ve Türk halkını karşı karşıya getirme, birbirine kırdırtmak için ellerinden geleni yaptılar. Şu yaptı, bu yaptı diyemem. İllegal bir şekilde kimin ne yaptığını bilmiyorum. Parti Meclisi’nde yer aldım, illere gittim, ilçelere gittim. Cemaat mi dersin kim dersin bilmem ama kana buladılar” diye belirtti. Sanal medya hesabından yaşadıklarını açıkladığını kaydeden Baran, “Daha ağır süreçler de yaşadım. O şekilde geldim, ifademi verdim. Kadınların ne iş yaptığını, nasıl çalıştığını bir erkek olarak hiç kimsenin bilme ihtimali yok. Parti Meclisi’nde olduğum için bütün siyasetçileri tanıyorum. Antalya’daki ifadem de oradaki memurların ellerindeki bilgiler, tutanaklarla bana bir şeyler sormuş olabilirler. Ağır bir hastalığım var. Kulaklarımda sorun var. Bir şey sormuş olabilirler, evet demişimdir. Bunları söylerken aklım başımda değildi” şeklinde konuştu.
‘Derin devlet devreye girdi’
Kimin ne yaptığını ne talimat aldığını bilme şansının olmadığının altını çizen Baran, “Ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Belki ilk defa bir Kürt olarak, bu örgüte karşı kamuoyuna kendi sosyal medya hesabımda açıklama yaptım. Benim bir suçum yok, bildiğim bir şey varsa söylerim. Devletin elinde yüzlerce sayfa flash bellek bilgileri var. Örgüt ile ilgili benim ismim geçmez, çünkü mekanizma içerisinde değilim. HDP’yi de bir çok şeyi de aşan bir provokasyon, olaydı. Derin devlet devreye girdi, halkla devleti karşı karşıya getirdi. Ellerinden geleni yaptılar ve bir noktada da başladılar” dedi. Mahkeme başkanının, “İsmini okuduğum sanıkların örgütle bağı var mı?” sorusuna Baran, “Bilmiyorum, olsa da bana söylemez. Çoğunu Parti Meclisi’nden tanıyorum. Herkesi orada tanıdım. Üç dönem parti meclisinde yer aldım. Bu ismini okuduğunuz 10 katı insan tanıyorum. Kimin ne yaptığını bilme şansım olamaz. Bir güne bir gün ne toplantılarına katılma şansım yok” diye yanıt verdi.
Mahkeme başkanından sorular
Mahkeme başkanı sorusunu yineleyerek, “İsmini okuduğum sanıkların 6-8 Ekim 2014 tarihinde olayların yaşanmasında bir rolleri oldu mu?” dedi. Baran ise, “Olayın birinci gününden sonra Kayapınar Mahallesi’ndeydim. Bilgim yok” yanıtını verdi. Mahkeme başkanının HDP eski MYK üyesi Mesut Bağcık’ı tanıyıp, tanımadığı, hakkında ne bildiğini sordu. Baran, “Parti çalışmalarında yer aldığını biliyorum. Birlikte çay içmişliğimiz var o kadar” dedi. Antalya Emniyeti’nde Bağcık hakkında verdiği ifadenin mahkeme başkanı tarafından okunmasının ardından Baran, “Böyle bir ifadem yok. Şahıslarla ilgili Emniyette notlar vardı. Bunları sorduklarında bilmediğimi, haberimin olmadığını söyledim. Ellerindeki bilgileri bana sormuşlarsa bende bilmiyorum demişimdir” dedi.
Yönlendirme sorulara tepki
Avukat Cihan Aydın, mahkeme heyetinin yönlendirme sorularına tepki gösterdi. Aydın, “Müvekkillerimizi gösterecekseniz, ismiyle sormayın. Kimleri tanıyorsa onun söylemesi lazım. Aksi takdirde yönlendirme olur. Tanık daha önce de müvekkillerimizle yüz yüze gelmemiş. Kendisine bazı fotoğraflar gösterildiği, buradan teşhis yapıldığına dair tutanaklar var. Tanığa müvekkillerimizin ismi değil kendisi gösterilsin, tanıyıp, tanımadığını ve ismini söylesin. Böyle bir yöntem uygulanması hukuka uygun olur” diye belirtti. Talebi karara bağlayan mahkeme, tanığa teşhis işlemi yapılmadığını, dava dosyasında bulunan daha önceki beyanlarına ilişkin olarak duruşmada farklı anlatımda bulunması nedeniyle beyanların hatırlatılması ve çelişkinin giderilmesine yönelik işlemler yapıldığını, bu kapsamda tanığın yönlendirilmesine yönelik bir işlem yapılmadığını, yine de avukatın talebinin göz önünde bulundurulmasına karar verdi.
Mahkeme, siyasetçilerin görüntülerini zoomlayarak tanık Baran’a sırayla gösterdi. Nazmi Gür ve İsmail Şengül’ün gösterilmesi üzerine tanık Baran, “Benim gözümde sıkıntılar var. Göremiyorum, parti çalışanıysa tanıyorum. Çıkaramadım” dedi. Nezir Çakan’ın gösterilmesi üzerine tanık Baran, “Cezaevi arkadaşımdır, tanıyorum. 2015’ten bugüne kadar ilişkimi kesmişimdir” dedi. Tutuklu siyasetçiler Günay Kubilay, Alp Altınörs, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman, Sibel Karaman, Ayşe Yağcı, Dilek Yağlı’yı tanımadı. Sebahat Tuncel için ise Baran “Evet, evet Sebahat hanımdır” dedi. Selahattin Demirtaş’a dair Baran, gülerek, “Eşbaşkanımdır” dedi. Gültan Kışanak için de “O da benim Eşbaşkanımdı. Gülser Yıldırım da Mardin milletvekiliydi, tanıyorum” diye konuştu.
‘Psikolojik anlamda çökmüş bir durumdaydım’
Daha önce tutuklu siyasetçi Ayşe Yağcı hakkında verdiği beyana dair de Baran, “Konya il binasına geliyordu. Konyalı olduğunu biliyorum. Kadın çalışmasına dair bir erkeğin ne yaptığını bilme şansı yoktur. Ben böyle biliyorum. Ne yaptıklarına dair bilgim yok” ifadelerini kullandı. Tutuklu siyasetçi Meryem Adıbelli’ye dair de verdiği beyanlara ilişkin Baran, “Meryem Adıbelli’yi tanıyorum. Yakın köylümdür. Kadın çalışması yürüttüğünü biliyorum. Bazı şeyleri tekrarlamak anlamsızlaşıyor” sözleriyle tepki gösterdi. İfade verdiği döneme dair Baran, “Memurların ellerinde herkes ile ilgili notlar, bilgiler vardı. Benim bilmediğim şeyler söylüyorlardır. Psikolojik anlamda çökmüş bir durumdaydım” dedi.
İfadede avukatı yokmuş
Ardından iddia makamı, “Bu hastalıklarınızdan dolayı mı daha önce vermiş olduğunuz beyanları hatırlamıyorsunuz, yoksa alınan beyanların içeriği mi doğru değil?” diye sordu. Tanık Baran, “Ben Antalya’da ifade verirken ağır sağlık sorunları yaşıyordum. Bu şahıslarla ilgili Emniyetin elinde notlar, kağıtlar vardı. ‘Böyle bir şey var mı?’ diye soruyorlardı. Benim bundan bilgim yok. Siyasal alan dışında bu insanların neler yaptığını bilme şansım olamaz. Çünkü o mekanizmanın içinde değilim. Ben siyasal alanda yaşadıklarımla ilgili kamuoyuna en ince ayrıntısına kadar açıkladım. Örgüt bana bunu yaptı diye bazı insanlara bunu yapamam, bu vicdansızlığı yapamam” diye belirtti. İddia makamı “İfadeniz alınırken yanınızda avukat var mıydı?’ diye sordu. Baran, “Hayır, avukat yoktu” dedi. Ardından mahkeme başkanı Baran’ın DBP eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna hakkında verdiği ifadeyi okuyarak, “Ayna’yı tanıyorum, öyle bir beyanım yok. Eşbaşkanlık sürecini biliyorum” dedi.
‘Fiziki, psikolojik, ruhsal durumum yok’
Mahkeme başkanının “Baskı ve tehditle mi ifade verdiniz” sorusuna da Baran, “İfadelerin altındaki imzalar benimdir. Benim okuma durumum yok. Fiziki, psikolojik, ruhsal durumum yok. Yarın öbür gün herhangi bir şekilde kendimle ilgili, siyasal bir şekilde önüme bir şey çıkarsa kıyameti koparırım. İmza attım ama aynen bunları da söyledim. Artık onlar nasıl ettiler, ellerindeki bilgilere göre ne yaptılar bilmiyorum. Avukatı da gerek görmedim, ihtiyaç duymadım” şeklinde konuştu.
Kobanê Davasının duruşması devam ediyor.