HDP, 26 Nisan’da görülecek 28’i tutuklu 108 HDP’li yetkilinin yargılandığı Kobanê davasına hazırlanıyor
Hüseyin K. Akçadağ
HDP, ilk duruşması 26 Nisan’da yapılacak olan Kobanê davasına hazırlanıyor. HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê davasının ilk duruşması öncesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Derhal serbest bırakılsın” yönünde verdiği karara rağmen tahliye edilmeyen Demirtaş’ın avukatları dava dosyasına dair bir kitapçık hazırlamıştı. Önceki gün ise dava ile ilgili basın mensupları için bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Zoom üzerinden yapılan toplantıya iki grup halinde çok sayıda gazeteci katıldı.
TV’lerde görülen dava
Basın mensuplarını selamlayarak toplantıyı açan Başak Demirtaş, yaptığı sunumda şunları belirtti: “HDP’lilere ve Selahattin’e yönelik suçlamalar sadece mahkemelerde değil. Gazetelerde, televizyonlarda yapılıyor. Selahattin her konuşulduğunda sürekli yalanlar söyleniyor. HDP’lilerle ilgili bir algı kampanyası yürütülüyor. İktidar sözcüleri yargıya talimatlar veriyor, yargılamalar devam ederken hüküm kuruluyor. Dolayısıyla biz sadece bir hukuk mücadelesi yürütmüyoruz, bir hakikat mücadelesi de yürütüyoruz.”
Algı kampanyası
Son AİHM kararının Selahattin Demirtaş’ın siyasi nedenlerle cezaevinde olduğunun tescillendiğini belirten Başak Demirtaş, “Haklı olmak tek başına yetmiyor. Hükümet bir algı kampanyası yürütüyor. Son tutuklanmaya dayanak olan 3.530 sayfalık iddianameyi de gördükten sonra ne yapabiliriz diye düşündük, bu toplantıyı yapma sebebimiz de bu aslında. Hakikatleri sizlerle paylaşacak, sorularınıza cevap olmaya çalışacağız” dedi.
Çukurca’daki yurttaş…
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, “Sahada avukatlık yapan da biri olarak şunu ifade edebilirim: Demirtaş’ın davasını takip ederken Çukurca’daki bir yurttaşın yargılanmasını da orada görebileceğiz. Vesayet altındaki yargının aileleriyle birlikte yüz binlerce insan etkilenir durumda” dedi.
Sosyal medya
Bu sunumlardan sonra basın mensuplarının soruları ile toplantı devam etti. Kamuoyu araştırmacısı Kemal Özkiraz, son duruşmanın medyada ve sosyal medyada eskisi kadar konuşulmadığını belirterek, sosyal medyayı daha aktif hale getirmek üzerine bir çalışma olup olmadığını sordu. Özkiraz’ın sorusunu yanıtlayan Ümit Dede şunları belirtti: “Çok doğru, bu toplantı da bunun bir parçası aslında. İngilizce bir kitapçık hazırlayıp dağıtacağız. Sosyal medyada, Demirtaş, AİHM kararından sonra çeşitli tartışma programları da yapmıştık. Türkiye’nin saygın hukukçularıyla çok nitelikli tartışmalar yürütüldü. Bizim dışımızdaki, konunun uzmanlarının sesinin kamuoyuna yansıması için çaba gösterdik. Kısa videolar gibi birçok yöntemle de hakikati duyurmaya çalışacağız.”
Yargı eliyle linç
Toplantıya katılan Fox Tv eski ana haber sunucusu Fatih Portakal, sosyal medyayı çok iyi kullanmak gerektiğini belirterek davanın sürecin çok iyi anlatılması gerektiğini söyledi. Selahattin Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, siyasi ve hukuki sorumluluk alanlarının flu bir hale geldiğini belirterek, iktidarın, muhatabını yargı eliyle linç edebildiğini söyledi. Karaman, şunları ekledi: “Diyarbakır Başsavcılığı, Kobanê olaylarında Demirtaş ve HDP’nin hukuksal sorumluluğunu, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet etmek olarak belirledi. AİHM kararı bu tweetlerde bir suç unsuru olmadığını belirtti. Meselenin toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü çerçevesinde olduğunu vurguladı.”
Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında AYM’de Demirtaş’ı tahliye etme eğilimi ortaya çıktığını belirten Mahsuni Karaman, ancak Erdoğan’ın meydanlarda Demirtaş’ın idamından bahsederek bu eğilime engel olduğunu kaydetti.
Davanın takibi
Duruşma ile ilgili bilgilere yer veren Ümit Dede, şunları söyledi: “Duruşma pandemi koşullarında yapılıyor. Bu yüzden halka genel bir çağrıda bulunmayacağız. Ancak biz çağrı yapmasak da gelenler olacaktır. Çok sayıda avukat takip edecek. Bu konuda yanımızda olmak isteyen çok sayıda avukat var. Basın mensupları için ciddi bir engelleme olmadı şimdiye kadar ama sayı sınırı olabilir. Yurt içi ve dışından da heyetler olacak. Bu yüzden sınırlama olabilir. Gazeteci ve heyetlerinin izleyebilmesi için ısrarcı olacağız. Sebahat Tuncel’in bizzat katılma talebi var.”
Özel heyet
Mahsuni Karaman ise duruşma ile ilgili şu bilgileri verdi: “Duruşma salonuna bizzat gelemeyecek olanlar SEGBİS ile katılacaklar. Duruşma için bir kota yok. Bu dava için özel bir heyet atıldı. Normalde 22. Ağır Ceza Mahkemesi bakar ama özel bir heyet oluşturuldu. Bu heyet başka bir işe bakmayacak. Siyasetle eşgüdümlü, süresiz bir duruşma yapmak istiyorlar. 45 günlük duruşma niyetlerini biliyoruz. Biz 2-3 günlük bir periyot düşünüyoruz.”
Dava siyasi
Gazeteci Hilmi Hacaloğlu’nun “Selahattin Bey nasıl görüyor süreci? Bu duruşmada çok sayıda insan yargılanıyor ama bu Demirtaş üzerinden yürüyen bir süreç. Demirtaş, peşin kurulmuş hükme karşı savunmayı nasıl yapacak?” sorusun yanıtlayan Başak Demirtaş, “Selahattin bu davanın çok boş bir dava olduğunu ama hukuk mücadelesi yürütülmesi gerektiğini ancak bununla sonuç alınmayacağını düşünüyor. Bu işin mutlaka siyasetle çözüleceğini düşünüyor, bu da ilk seçimde iktidarın gönderilmesi ile mümkün olacak. Durum hukuki olsaydı zaten AİHM kararı gereğince bırakılmış olurdu” dedi.
Newroz’un gösterdiği
Gazeteci Ayla Jean Yackley’in “HDP seçmeni bu davaya nasıl bakıyor, HDP seçmeninde bir yorgunluk görüyor musunuz” sorusunu yanıtlayan Ümit Dede, şunları söyledi: “Newroz’da HDP seçmeninin nasıl yorulmadığını gördük. HDP’ye yönelik saldırılardan normalde o partiyi savunanların korkması gerekirken HDP seçmeninin konsolidasyonuna neden oluyor. HDP seçmeni parti etrafında daha çok kenetleniyor. HDP ne kadar hedef alınırsa daha çok kenetlenme oluyor, yorulma ve yorgunluktan söz etmek mümkün değil. Sahada bunu çok net görüyorum. Kamuoyu araştırmaları da net bir şekilde yansıyor.”
Çağrı IŞİD’e karşıydı
Bir soru üzerine, Kobanê ile ilgili çağrının direkt Türkiye ile ilgili olmadığını, IŞİD saldırısı altında olan Kobanê ile dayanışma çağrısı olduğunu belirten Dede, “Elbette bunu anlatmak konusunda eksik var. Çok söz kurma imkanı bulamıyoruz. O gün neredeysek bugün de aynı yerdeyiz. O gün haklı bir çağrıydı. Kobanê düşmediği için dünyanın her tarafında şenlikler düzenlendi. Bütün dünya halkları sevindi. IŞİD saldırıları Türkiye başkentine kadar geldi. Duruşmalarda elbette bunlar izah edilecektir. Her ortamda da bunları ifade etmeye çalışıyoruz”
Erdoğan’la başladı
Aynı soru ile ilgili Mahsuni Karaman, “Bunu Türkiye’de anlatmak biraz zor. Uluslararası kamuoyunda 2014’ten itibaren çok iyi anlaşıldığını düşünüyorum. Halen de bunun üzerinde konuşmak terörist olmakla özdeşleştiriliyor. HDP çağrı yapmak ve halkı sokağa dökmekle suçlanıyor ama HDP’nin tweetlerinden sonra herhangi bir olay yaşanmadı. Erdoğan ertesi gün Antep’te bir konuşma yaptı, adeta sevinircesine Kobanê düştü düşüyor dedi. Yarım saat sonra Varto’da ilk ölüm oldu ve peşi sıra ölümler geldi” dedi.
Özel savcı
Soruşturma sürecinde 8 savcı değiştiğini söyleyen Ümit Dede, sonunda dosyanın Ahmet Altun isimli bir savcının elinde kaldığını belirtti: “Ankara Adliyesi’nin en gözde savcıları bunlar süreleri dolunca sonrakine devretmiş. 2018 seçimleri döneminde Ahmet Altun isimli bir savcı atanıyor ve dosyada bir hareketlilik başlıyor. İmzasız ve tarihsiz bir belge giriyor dosyaya. Ahmet Altun bunlarla ilgili bilgi toplanmasını talep etmeye başlıyor. Bu arada, Ahmet Altun’un HSK kararnamesi ile İzmir’e tayini çıkıyor ve fakat ataması iptal ediliyor ve tekrar dosyayı alıyor. Gizli tanık ve itirafçı bulunmasını istiyor. İl savcılıklarından bütün gizli tanık ifadelerini bulun diyor. Bu dosyaya delil bulmak istiyorum bulamıyorum şeklinde bir feryat figanı var. Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, şüphelisi olmadıkları dosyaya sonradan bu şekilde ekleniyor. Hiçbir yeni delil girmeden Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, tutuklanıyor sonra gizli tanık beyanları alınıyor. Bu hukuksuzluk dosyada bütün arkadaşlarımız için de geçerli. O dönemde HDP’nin attığı tweet ile olayların çıktığı söyleniyor ama yaşamını yitirenlerin 27’si HDP’li. Bunların ölüm talimatını HDP vermiş olabilir mi?”