Kobanê Davası’nda Gülten Kışanak “Boyun eğmediğimiz için buradayız” derken, Figen Yüksekdağ, ‘Toplumsal hareketi bir tweet ile yargılıyorsunuz’ ifadelerini kullandı
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te yapılan eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eşbaşkanları ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 12. duruşması 8. gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. 13 Mayıs’taki duruşmaya HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP Ankara il ve ilçe yöneticileri ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarının yanı sıra İstanbul’dan çok sayıda feminist kadın katıldı.
Mahkeme inatlaşmış gibi
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada Kürt siyasetçi Aynur Aşan söz alarak Kürtçe savunma yaptı. Aşan şunları söyledi: “Savcı Muş’taki iddianameden kopyala-yapıştır yaparak tutuk devam kararı yapmış. Bu yöntemden artık vazgeçilmesi gerekiyor. Tutuk devam gerekçemde, gizli ve açık tanıklar delil olarak gösteriliyor. Tüm tanıkları da dinledim ancak aleyhimize tek cümle kurmadılar. Hukuksuz ve adaletsiz bir şekilde yargılanıyorum. Tutuk devam kararlarından bu gerekçelerin çıkarılmasını istiyorum. Artık sağlığımız duruşma periyotlarını kaldırmıyor. Buraya gelip 2 hafta bekliyoruz. Bize savunmadan kaçtığımızı söylüyorlar ama savunmaya hazırlanmak için süre verilmiyor. Mahkeme bizimle inatlaşmış gibi. Duruşma periyotlarının yeniden gözden geçirilmesini talep ediyorum. 2 ayda bir duruşmanın görülmesini istiyorum.”
Çok ciddi ithamlarla yargılanıyoruz
Kürt, Süryani, Arap, Ermeni halkına karşı sorumlulukları olduğunu ifade eden Aşan, “Savunma yapmak sorumluluğumuzdur. Çünkü çok ciddi ithamlarla yargılanıyoruz. İddianamede cami yaktığımız söyleniyor, buna karşı tüm inançlar için savunma yapmam gerek. Yine kamu kurumlarına zarar verdiğimiz söyleniyor. Kamu benim, neden kendime zarar vereyim? 37 kişinin yaşamını yitirmesinin talimatını verdiğimiz söyleniyor. Bu insanlar bizim üyelerimiz, insanlarımız, halkımız. Ben nasıl böyle bir talimat verebilirim? Ben insanların katledilmesine karşıyım. Ömrünü insan yaşamına adayan biri nasıl insan katledebilir” diye sordu.
Dava tarihe mührünü vuracak
Mahkeme heyetinin cesur davranması gerektiğinin altını çizen Aşan, “Eğer mahkeme cesur bir karar verirse 85 milyon onların arkasında duracak. İktidardan korkmasınlar. İktidar bugün var yarın yok. Esas olan adalettir. Arkanızda da ‘Adalet mülkün temelidir’ yazıyor. Mahkemeden sadece adil ve vicdanlı davranmasını istiyorum. Mahkemenin sorduğu bazı sorulara hayret ediyorum. Acaba mahkeme gerçekten inandığı için mi soruyor bu soruları yoksa birilerinin gönlünü hoş tutmak için mi soruyor? Lehimize olan her şey aleyhimize kullanılıyor. O nedenle başından beri bunun siyasi bir dava olduğunu söylüyoruz. Biz burada hakikatin açığa çıkması için konuşuyoruz. Maalesef mahkeme heyeti ve savcının sorumluluğu bizim omzumuzda kalmış. Delilleri biz topluyoruz. Bu dava tarihe mührünü vuracak. O nedenle buradaki duruşumuz, sözlerimiz tarihe geçecek. Bu siyasi bir davadır ve bu davanın cevabını layıkıyla vermek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
İktidar Avrupa Konseyi’ni tanımıyor
HDP MYK üyesi İsmail Şengül ise, AYM ve AİHM kararlarına dikkati çekti. Şengül, “Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi (AK) kararlarının uygulanması gerektiğini ifade etmişti. Aynı siyasi iktidar bugün AK’yi ve kararlarını tanımıyor ve aksi davranışlarda bulunuyor. Demokrasinin, adaletin olmadığı, insan haklarının bu denli baskı altına alındığı ülkelerde ciddi makro ekonomik sorunlar da yaşanıyor. Bunlar da ülkeyi sosyal ve ekonomik açıdan çöküşe götürüyor. Açlık sınırın altında yaşayan yaklaşık 35 milyon insan var Türkiye’de. Bu insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Bu tablo ortadayken iktidar meseleye çok farklı açıdan yaklaşıyor. İktidar ülkeyi bir uçurumun eşiğine getirmiştir” şeklinde konuştu.
Delil türetildi
HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay da, sözlerine Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen kararı kınayarak başladı. Tanık beyanlarının kurgulanarak, çarpıtıldığını ifade eden Kubilay, “Hukuksal dayanak olmadığı için tanık beyanlarıyla oynanmış ve delil türetme durumuna gidilmiştir. Bu bir ceza yargılaması için dehşet bir durumdur. Acaba MYK üyelerine dair tutuk devam gerekçelerini heyet olarak siz mi yazıyorsunuz? Mahkemenin delil üretmek gibi bir yola başvurmasının nedeni, tanık beyanlarının olanaksız olduğunu görmüş olmasıdır. Gizli tanık Mahir, 4 Aralık 2019’daki ifadesinde ‘HDP MYK’sına KCK Türkiye Sözcüsü katıldı’ demiş ardından ise 2020’de bu ibarede geçen ‘sözcü’ yerine ‘temsilcilik’ kavramını kullanmıştır. Açık tanık Kerem Gökalp ise 5 Nisan 2022’de duruşmada dinlendiğinde MYK toplantısına kimin katıldığını bilmediğini söyledi” diye belirtti.
Korkmuyoruz
HDP eski MYK üyesi Pervin Oduncu, sözlerine salonda bulunan kadınları selamlayarak başladı. Tutuk devam gerekçelerine tepki gösteren Oduncu, “Ülke yanıyor. Biz benzin dökmedik, söndürmeye çalıştık. Halkların, kadınların özgürlüğü için, barış için mücadele ettik. Sırayla bütün ülkenin hızla bu yangının içine çekildiğini görüyoruz. Kürtlerin ateşinde tüm ülke yanıyor. Belediyelere kayyım atandığında, eşbaşkanlarımız gözaltına alındığında ses çıkarmayanlara yöneldiler. Bize dönük verilecek cezaların toplumun vereceği mesajla şimdiden hazırlanıyor. Biz bu suçu yapanların açığa çıkması için çalıştık. Sahte zaferlerle ülke yangın yerine çevriliyor. ‘Terör’ ve ‘terörist’ demek o kadar kolay ki artık. Ama asıl terörist ülkeyi yönetenlerdir. Irkçılık politikası, yoksulluk, kadın katliamları bir terördür. Biz korkmayacağız ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizi yargı sopasıyla burada tutmaya çalışıyorsunuz ama yılmayacağız. Sizden sadece adalet istiyoruz, adalet herkese lazım” diye aktardı.
Kadınlar: Susmuyoruz
Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen Kobanê Davası’na katılan kadınlar, verilen arada açıklama yaptı. Açıklamada Bağımsız Feministler adına konuşan Özgül Saki, “Biz burada bir grup feminist olarak patriyarkaya karşı birlikte mücadele ettiğimiz, gece yürüyüşlerine, 8 Mart’ta birlikte olduğumuz kadın arkadaşlarımızla dayanışmak için buradayız. Son dönemlerde çok daha belirgin şekilde AKP ve MHP iktidarı tarafından HDP’ye, Kürt özgürlük hareketine, kadın hareketine yönelik saldırı cereyan ediyor. Bu saldırılardan en çok kadınların etkilendiğini görenleriz. Dayanışmanın öneminin farkında olan feministleriz biz. Ve yine diyoruz ki, susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” dedi.
Kadın hareketi olarak AKP’ye karşı birlikte mücadele etmenin önemini belirtmek üzere duruşmaya katıldıklarını belirten Saki, “Arkadaşlarımızın isyan dolu coşkusuyla buradayız. Bu yargılanmaların hukuken hiçbir karşılığı olmadığını biliyoruz. Siyasal bir özne olarak mücadelemize devam edeceğiz. Bir kere daha beyan etmek için buradayız” şeklinde konuştu. Açıklama “Jin jiyan azadî” sloganıyla son buldu.
Kışanak: Boyun eğmediğimiz için buradayız
Duruşma HDP eski MYK üyesi Bircan Yorulmaz’ın beyanlarıyla devam etti. Ardından yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak konuştu. Kışanak tutuk gerekçesinin hukuka uygun olmadığını vurguladı. Kışanak, davanın bir siyasi kumpas davası olduğunu vurgulayarak. “Biz hepimiz neden tutuklu olduğumuzu biliyoruz, oraya yazmanıza gerek yok. Yanlışa yanlış, haksıza haksız dediğimiz için, boyun eğmediğimiz için buradayız.” ifadelerini kullandı. ,
Kaftancıoğlu’na destek
Kışanak, Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezaya dikkati çekerek, “Düşüncelerimiz farklı olsa da Canan Kaftancıoğlu’na kadını görünür kıldığı için verilen cezayı kınıyor ve kendisine destek çıkıyorum. Her ne kadar onlar bize destek çıkmasa da ben bir kadın olarak düşüncesi ne olursa olsun, hangi siyasi partide olursa olsun siyasette olmak isteyen kadınların yanındayım” dedi.
‘Kazanacağız’
Tutuk devam gerekçesinde bashedilen kaçma şüphesine vurgu yapan Kışanak “Nedir işin iç yüzü? Ben ‘Başkan kayımlar atanacak ve tutuklanacaksınız, gidin’ dendiğinde kaçmamış bir insan olarak buradayım. Neyin iç yüzü ortaya çıkmış da ben o gün kaçmadım bugün kaçacağım? Hiç kılıf uydurmaya kalkmayın, elinize, yüzünüze bulaştırıyorsunuz. ‘İtaat et, biat et’ rejimi yerine özgürlükçü rejimi hep birlikte kuracağız. Kazanacağız.”
Yüksekdağ: Yargı zaten gitti
Ardından HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ söz aldı. Yüksekdağ, konuşmasına Kaftancıoğlu’na verilen sözle başlayarak dayanışma mesajı yolladı. Kışanak, halka gözdağı verme politikası ile karşı karşıya olduklarının altını çizerek, “Yargı elden gidiyor’u geçtim. Yargı gitti zaten. Ama memleket elden gidiyor. Bu kadar felaket bir tabloyu sürdürmeye çalışıyorsunuz. Helal olsun. Biz bu kadar soğukkanlı olamıyoruz ama” ifadelerini kullandı.
‘Toplumsal hareketi bir tweet ile yargılıyorsunuz’
Kışanak, Kobanê sürecinde 4 milyondan fazla insanın sokakta olduğunu söyleyerek, “O dönem çok sayıda yüz küsur parti, kurum, kuruluş sokağa çıkma ve Kobanê halkının yanında olma çağrısı yaptı. Ama siz tutturmuşsunuz HDP tweetine. HDP olduğu için açtınız davayı. Bir toplumsal hareketin bir tweet ile yargılandığına tanık oluyoruz. Toplum karar versin bırakın. Kobanê hareketi gerçek anlamda bir taban hareketidir. Bu davanın temeli İŞİD’e karşı yürütülen mücadeledir. Bu dava gerçeği çarpıtmak üzere kurulan bir davadır. Yaratılmış ve uydurulmuş iddialar gerçek diye karşımıza çıkıyor” dedi.
‘Kopyala-yapıştır gerekçe’
Ardından söz alan HDP eski MYK üyesi Meryem Adıbelli, konuşmasını Kürtçe sürdürdü. Tutuk devam kararlarının değişmediğini ifade eden Adıbelli, bunların tamamının kopyala-yapıştır ibarelerden oluştuğunu kaydetti. Adıbelli, “İfademin hiçbir yerinde Suriye’ye gittiğime dair bir ibare kullanmamama rağmen tutanaklarda öyle yazılmış. Avukatım da bunun çıkarılmasını talep etti ama çıkarılmadı. Siz ifade ettiğimiz ve kullanmadığımız sözleri göz önünde bulundurmuyorsunuz” dedi.
‘Bir şey değişmiyor’
Ardından söz alan Kürt aktivist Zeynep Karaman, “Savunma yapsam mı yapmasam mı” diye düşündüğünü belirterek, “Çünkü yapsam da bir şey değişmeyecek. Siyasi olarak söyleyeceklerimi yine söylerim ama hukuki olarak söyleyeceklerim anlamsızlaşıyor. Heyetin bunun için bir adım atması gerekiyor. Savcının lehimize olan şeyleri de mütalaaya koyması gerekmez mi?” sorusunu yöneltti.
Duruşma verilen ara ardından devam edecek.
ANKARA