Kobanê Davası’nda siyasetçiler hakkında şikayetçi olup olmadığı sorulan müşteki Onur Bal, olayı hatırlamadığını ve şikayetçi olmadığını söyledi. Mahkeme 3 Temmuz’da devam edecek
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 14’üncü duruşması 4’üncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda görülmeye devam ediyor.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına tutuklu siyasetçilerin aileleri ve HDP Ankara İl ve ilçe örgütü yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.
Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşma, Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan müşteki Onur Bal’ın SEGBİS aracılığıyla beyanlarda bulunmasıyla devam etti.
Mahkeme başkanı, 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde İstanbul Zeytinburnu’nda yaralandığını söyleyen müşteki Bal’a, “siyasetçiler hakkında şikayetçi misin” diye sordu. Müşteki Bal, olayı hatırlamadığını belirtirken, siyasetçilerden şikayetçi olmadığını ifade etti.
Ayla Akat Ata: Erkek egemen sistem
Sonrasında Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata dinlenen “tanık ve müşteki” beyanlarına dair söz aldı. Kadınlara yönelik gerçekleştirilen operasyonların “gizli tanık A53”ün beyanları sonrası başladığını vurgulayan Akat Ata, “Düzenlediğimiz etkinliklerin herhangi birinin illegalize edilmesi mümkün değildir. Ülkenin doğusundaki kadınlar eşitlik istediğinde ‘ülkeyi parçalıyorlar’, ülkenin batısındaki kadınlar eşitlik istediğinde ise ‘aileyi parçalıyorlar.’ Kadınlar bir şeyi parçalamak istiyor evet, erkek egemen sistemi. Silahın sesinin duyulduğu yerde kadınların sesi ilk bastırılan yer olur. A53’ün yaptığı şey de bu olmuş. İlk kadınların sesini bastırmak istemiş” dedi.
Ata, şöyle devam etti: “Biz kadınlar haklarımız için, kadına karşı şiddet için sokağa çıkarız. Bizim için bir yıl da 8 Mart’tır. Her gün sokaktaydık, her gün emek harcıyorduk ama erkeklerle birlikte çalıştığımızda görünür olamıyorduk. Bu nedenler kadın çalışmalarımızı özgün hale getirdik. Bizim toplantılarımıza erkeklerin katılması mümkün değil. Gizli tanık diyor ki ‘şurada şu toplantı yapıldı.’ Siz bizim söylediğimize itibar etmiyorsunuz, itirafçının söylemlerine itibar ediyorsunuz. Bu şahsın beyanıyla diğer dosyada bir gün bile tutuklu kalmadım. A53, ‘Ayla, 6-8 Ekim’de toplantıdaydı. Karar mekanizmalarındaydı’ demişti. Bu bana gözaltında da soruldu. MYK toplantısında olmadığımı söylemiştim. Ben o süreçte Suruç’ta olduğumu söyledim ve araştırmalar sonucunda bu açığa çıktı.
‘Özgürlük istediğim için terörist oluyorum’
Bu sistemin karşısında örgütleniyoruz ve bu nedenle de kadınlar olarak sistemin hedefi haline geliyoruz ama mahkemeniz bir hakemdir. Biz Kürt kadını olduğumuz için ayrımcılığa uğruyoruz. Bu konuların yargıya gelmesi Türkiye’nin demokrasisi için iyi bir şey olarak görüyorum. İktidarda kalmak isteyen güçler ellerini kollarını gayri meşru ortaklarına kaptırdılar. Daha geçen gün Cumhurbaşkanı, bir cemaat liderinin cenazesine katıldı. Kadınlar peçeli gezsin diyen bir cemaat lideri. Herkes bu ülkede şiddete başvurmama yoluyla fikirlerini ifade edebilir ama ben bir Kürt kadını olarak özgürlük istediğim için neden terörist oluyorum. Biz eşit ve özgür bir yaşam iddiamızı ortaya koyduğumuz için burada yargılanıyoruz.
Pespayelik
Daha sonra söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “tanık ve müşteki” dinlemelerinin hiçbir ciddiyeti kalmadığını söyledi ve şöyle devam etti: “İfadelerin gerçek anlamda bir mantığa dayanmadığı ortada. Gerçek anlamda mantığa dayanması için tanığın tanık olması gerekir. Dün dinlenen tanık nöbetçi bir iftiracı. İfade verirken bir önceki verdiği ifadeyi yalanladı. Dün dinlerken dayanamadım güldüm. Trajikomikti. Gizli tanıklık olayıyla asla barışabileceğimizi düşünmüyorum. Siz bu insanlık dışı mekanizmayı devam ettiriyor olabilirsiniz ama insanlık bu mekanizmayı kusacak. Tanıklık yaşayan bir mekanizmadır. Hukuk bu kadar ahlaktan koparsa işte karşımıza tanık diye robotları çıkarırlar ve onların söyledikleri üzerinden davalar devam eder. Dün bu pespayeleri o kadar açık bir biçimde yaşadık ki artık gülüyoruz.
Polis muhbirleri
Karşımızdaki varlığa kızamıyoruz bile. Türkiye’deki emniyet kurumlarının nasıl bir sistematik kurduğunu biz biliyoruz. Siz de biliyorsunuz. Dün dinlediğiniz tanık en aşağı seviyedeki ve en ucuza çalıştırılan polis muhbirleridir. Ellerine üç beş kuruş para verip gidip insanların üstüne ifadeler veren taşeron çalışanlardır. Emniyet istediği zaman en ucuz çalışan kişiye diyor ki ‘operasyona çıkacağız. Gel ifade ver.’ İnandırıcı olup olmaması önemli bile değil.
Bu memleketin delisi bile bu manzaralara inanmazken siz bizim itibar etmemizi bekliyorsunuz ama biz sizin açtığı çukura düşmeyeceğiz. Bir insan bu kadar insanlıktan çıkarılmaz. Bana iftira atanlara da üzülüyorum. Gerçek bir hukuk düzeni kurduğumuzda bunları tarihin çöplüğüne götüreceğiz. İnsanları bu yollarla kendi paçasını kurtarmaya zorlamak bu ülkeye en büyük kötülüktür. Ben düşmanıma bile böyle bir sistemi dayatmam.
Kirli savaş
En azından biraz daha örgütlenmiş tanıklar getirin de işi ciddiye aldığınızı anlayalım. Tanığın yalanları deşifre oldu. Siz ‘neden yalan söylüyorsunuz’ bile diyemediniz. Avukatımız yalan beyanın cezasını hatırlattı, siz avukatı susturdunuz. O kafasız tanığın kafası karıştı, kendi ifadelerini karıştırdı. Seviyesizlik olur ama bu kadar olmaz. Bir taraftan da yazık günah. HDP’ye karşı, meşru demokratik kimliğine karşı çok kirli bir siyaset yürütülüyor. Bütün savaşlar mertçe olsaydı biz yendiğimizi de yenildiğimizi de bilirdik. Bugün de bu mahkeme yoluyla halkların demokratik iradesine karşı kirli bir savaş yürütülüyor ama biz bu kirli savaşa demokratik zaferlerle karşılık vereceğiz. Kendi pespaye zihniyetlerinde boğulacaklar.”
Tanık koşulları oluşmamış
Daha sonra konuşan avukat Çiğdem Kozan, dosyada koruma tedbirleri alan tanıklar hakkında “gizli tanık olma koşullarının” oluşmadığını belirterek, “Gizli tanık olmak için açık bir tehlikenin kendilerine yöneltilmesi gerekiyor. Sami Baran ve Kerem Gökalp açık tanık olarak dinlendi. Hiçbirine bir şey oldu mu? Dün tanığın ne kadar rahat bir biçimde yalan söylediğini gördük. Bunun nedeni de dosyanın kumpastan ibaret olmasıdır. Tanık beyanlarında, ‘kadroyum. Legal alanda değilim’ dedi. Böyle bir kişi hakkında soruşturma açılması gerekirdi ve etkin pişmanlıktan faydalanırdı ama tanık kendisi hakkında bir soruşturma başlatılmadığını söyledi. Bu da absürt bir durum” ifadelerini kullandı.
Öğleden sonra duruşma da gizli tanık Hermes’in beyanlarının alınmasına karar verildi.
Gizli tanık: Ne atlatmamı istiyorsunuz?
Kobanê protestolarının sorulduğu gizli tanık Hermes, Ayla Akat Ata da dahil olmak üzere birçok siyasetçi hakkında soyut beyanlarda bulunurken, mahkeme başkanına “Ne anlatmamı istiyorsunuz? Sanıklar hakkında teker teker ifade mi vermemi istiyorsunuz yoksa PKK-KCK hakkında genel bir ifade vermemi istiyorsunuz?” sorularını sorarak mahkeme başkanından açıkça ifadesini yönlendirmesini istedi.
Mahkeme başkanının, tanığa ifadesinin kapsamı dışındaki kişilere yönelik sorular sormaya başlaması üzerine avukat Kenan Maçoğlu, duruma itiraz etti ancak mahkeme başkanı itirazı reddetti.
Önce tanımadı, başkan ısrar edince hatırladı
İfadesinde Günay Kubilay, Mesut Bağcık ve Pervin Oduncu’yu tanıdığını söyleyen gizli tanık Hermes, salonda yer alan Kubilay, Bağcık ve Oduncu’yu teşhis edemedi. Mahkeme başkanının ifadesini hatırlatması üzerine ve SEGBİS ile gösterilen siyasetçilerin isimlerini söylemesi üzerine gizli tanık Hermes, “Bir daha bakayım. Şimdi tanıdım” dedi.
Ardından avukat Cihan Aydın, tanığın beyanlarına karşı savunma yapmak için müvekkilleriyle görüşme talebinde bulundu. Duruşmaya 10 dakika ara verildi.
Mahkeme başkanından Oluç’a ‘Tanıklık’ teklifi
Ara verildiği sırada mahkeme başkanı, duruşmayı izlemek için katılan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’a “HDP Twitter hesabında siz de paylaşımlar yapıyormuşsunuz. Dosyada tanık olarak yer almak ister misiniz” diye sordu. Mahkeme başkanının bu sorusuna salonda yer alan siyasetçiler ve avukatlar tepki gösterdi.
Gizli tanık sorulara cevap vermedi
Aranın ardından Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata, gizli tanık Hermes’e, “Beyanınızda 2012 yılında bir konferansa katıldığımı söylediniz. Bu ne konferansıydı” diye sordu. Hermes, bu soruya cevap vermek istemedi.
Ardından avukat Çiğdem Kozan, “8 Mart 2021 tarihli ifade ilk ifadeniz mi”, avukat Cihan Aydın, “Örgütün silahlı kanadında yer almışsınız. Doğru mu” sorularını da gizli tanık Hermes yanıtlamadı.
Avukat Cihan Aydın, “Hakkınızda hiç soruşturma ve kovuşturma yok. Bunu neye borçlusunuz” sorusuna iddia makamı itiraz etti. Bunun üzerine Aydın, “Bu beyanların hangi koşullarda alındığı ve tanığa yönelik bir baskı olup olmadığını test etmek zorundayız. Savcı her soruya itiraz ediyor ama bizim söylediklerimiz tanığın beyanlarının varsa hangi tehditler altında verdiğini sorgulamak içindir. Savcının itirazının reddini talep ediyorum” dedi. Mahkeme başkanı, sorunun tanığa yöneltilmesini kabul etmedi.
Avukat Kenan Maçoğlu, gizli tanığa “Fuat Avni ve Bahtiyar Çolak’ı tanıyor musunuz” sorusunun sorulmasına da mahkeme başkanı izin vermedi.
Avukat Cihan Aydın, “Gültan Kışanak hakkında ‘Bir defa Metina kampından Kandil’e geçerken gördüm’ dediniz. Tarihini hatırlıyor musunuz” diye sordu. Hermes cevaplamadı.
‘Cezaevindeyken nasıl talimat gönderdim?’
Sonrasında söz alan HDP eski MYK üyesi Mesut Bağcık, gizli tanık Hermes’in kendisi hakkında verdiği ifadede genel geçer sözler kullandığını belirtti. Bağcık, “Hermes, ‘Bu şahıs PKK içerisinde Batman valisi olarak faaliyet gösterir. Batman Belediyesi’ne talimat gönderirdi’ demiş. Talimat verdiğimi iddia ettiği tarihlerde ben cezaevindeydim. Üstelik pandemi koşullarından dolayı telefon veya ziyaretçi görüşü şansım da yoktu. Nasıl talimat gönderdim?” diye sordu.
Bağcık, “Tanıkların bizimle ilgili bir şeyler iddia etmez bir şey ifade etmez. Mahkemeyi bu duruma düşürdüğü için üzülüyorum. Hermes’in ilk kelimesinden son kelimesine kadar yoğun bir öfke vardı. ‘Ben daha neler anlatırım’ dedi. O öfkenin birçok nedeni olabilir. Biz bir siyasi partide siyaset yaptık. Bizi sevmeyen insanlar vardır” diye belirtti.
Ardından söz alan Ayla Akat Ata, siyasetlerinin kriminalize edilme çabasına vurgu yaptı. Akat Ata, gizli tanığın bazı iddialarına karşın şu cevapları verdi: “Gizli tanık HDP’de herkesin örgüt talimatıyla seçildiğini belirtti ama ifadesindeki başka bir yerde yerel yönetimlerin halk tarafından seçildiğini de söylemiş. Eylül 2015 tarihinde Batman Sason’a halkı canlı kalkan olarak gönderildiğimi, benim ise Batman merkezde oturduğumu söyledi. Ben o tarihte Batman’da bile değildim. ‘Gençleri dağa çıkarıyor’ dedi. Siz bu soyut karşı beyanlara hiçbir soru sormadınız. Nerede? Nasıl? Ne zaman? Bu soyut beyanların davanın konusu olmasına devam etmesine izin veriyorsunuz.”
Gizli tanığın, “Akat Ata, 2017 yılından sonra kadın örgütlenmesi için KJA’nın örgütlenmesi adına talimat almıştır” beyanlarına karşın Akat Ata, “Kürt sorunun demokratik çözümünün yanında Kürt kadınları, kadın özgürlüğü perspektifini de önüne koymuştur. Tüm kadınların ortak bir sesi olsun diye biz KJA’nın altında toplandık. Sonrasında ben cezaevindeyken KJA yerine TJA kuruldu. Kadın özgürlük mücadelesi bir savcının yarım aklıyla yazacağı iddianameyle ele alınamaz. Bizim bir farkımız var. Kürt sorununun demokratik çözümünü dert edinen kadınlarız. Yanımızdaki erkeği de dönüştürme projemiz var. Akat Ata burada diye Kürt kadınları duruyor mu? Her gün eylem yapıyorlar” diye konuştu.
‘Bizi hukuken yargılayın’
Mahkeme heyetinin tanıkları yönlendirdiğini ifade eden HDP eski MYK üyesi Pervin Oduncu da, “Bunu yapmaktaki amacınızı anlamakta zorlanıyorum. Biz ne yapmışsak savunabilecek kadar güçlü insanlarız. Ben size siyasi çalışmaları olduğu gibi anlattım. Sizin bu tavrınız ve duruşma periyotlarınız psikolojik ve fiziksel işkenceye dönüştü. Bizi siyasi olarak değil hukuken yargılayın” dedi.
Son olarak konuşan avukat Cihan Aydın, tanıkların yalan beyanlarda bulunduğuna dikkat çekerken, mahkeme heyetinin ise bu durumun üzerini örttüğünü söyledi ve “Bu dosyada yasaya uygun davranmıyorsunuz” diye ekledi. Aydın, mahkeme heyetinin gizli tanık A53 hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
Mahkeme başkanı, taleplerin değerlendirilmesine karar verirken, duruşma 4 Temmuz Pazartesi günü devam edecek.
HABER MERKEZİ