2014 sonbaharıydı, kadınlar savaşın sıfır noktasında Kobane’deydi. Kobane’deydi çünkü Kürdistan’ın dörde bölündüğü tarihten bu yana bölünmeyi kabul etmeyen Kürtler ser xetê bin xetê (üst yaka alt yaka) diye adlandırdılar. On binlerce direnişçi de ser xetê yakasındaydı. Kobane kuşatma altındaydı. Dünyanın medya araçları sınıra dizilmiş canlı savaş filmi çekme edasındaydı.
DAİŞ Rojava devriminin yıldönümü olan 19 Temmuz’a kadar kenti alıp, bayram namazını Kobane’de kılmaya yemin etmişti. Bayram sabahıydı. Köye yerleşmiş olanlar sabahın ilk ışıklarıyla ser xetê’ye dizilmişlerdi. DAİŞ’in yemini yerine gelmesin diye direnişteydiler. Birbirlerine dönüp dönüp ‘daiş bu gün Kobane’ye giremez, daiş rüyasında bile giremez…’ söylemini adeta birbirlerine onaylatarak tekrarladılar.
Bu karmaşanın ortasında bir kadın çığlık çığlığa kalabalığa doğru koşuyordu. Sonra dayanamayıp yere yığıldı. Yüzü, gözü, tüm vücudu yara bere içindeydi. DAİŞ’in Ceraplus’ta erkekleri zorla Kobane de savaştırmak için kalkan olarak kullanmaya zorladığını, direnenleri infaz ettiklerini, kabul edenlerin de eşlerini DAİŞ üyelerine zorla nikâhladıklarını, savaşta cihatçılara helal olduklarına dair fetva çıkardıklarını anlattı. Direniş sloganları daha da yükseldi. DAİŞ’in el koyduğu ‘Arap’tır, bendendir’ dediği Ceraplus kadınlarına yapılan cinsel işkenceyi lanetleyerek sloganlarla direnişe katıldı.
O arada Kobane radyosu sık sık anonslar yaparak ‘Guhdarwanên hêja ji bo ku mozota me diqede dibe ku em weşana xwe nikaribin bidomînin, em lêborîna xwe dixwazin… (değerli dinleyiciler mazotumuz bittiğinden yayınımıza ara vermek zorunda kalabiliriz, bu nedenle sizlerden özür diliyoruz)’. Bu anonstan hemen sonra en gür sesiyle Kobane direniş stran ve haberleri heyecanla veriliyordu. Bir süre sonra anons kesildi. Herkeste bir sessizlik başladı. Orada yaşanan direnişin görkemini canlı aktaran haber kaynağı kesilmişti.
Kobane radyosu Ocak 2015’te yayına tekrar başladığında dinleyicilerinden verdikleri zorunlu kesintiden dolayı özür diledi.
Ve yayınına başlarken Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve dünyanın Kobane için, ‘insanlığın barbarlığa karşı mücadelesidir Kobane’. ‘135 gün kuşatılmış kentin direnişidir Kobane’. İnsanlığın süzgecinden geçmektir Kobane, ‘Kadın öncülüğünde özgürleşmenin modelidir Kobane’, ‘Kürdistan’ın dört yanını birleştiren beraberliği, direnişi birlikte yaşamayı öğreten direniştir’. Stalingrand’ın 21. Yüzyıldaki faşizmine karşı direniştir Kobane. Mülteciliğe karşı direnişin adıdır Kobane.’
Özel günleri izah eden günün kendisi değildir. Günü özelleştiren felsefesidir. 1 Kasım’dan önce yarım asra dayanan Kürt özgürlük mücadelesinin, Ortadoğu’ya umut olan kadın öncülüğündeki demokratik ulus inşasına karşı kadın ve insanlık düşmanı DAİŞ, yandaşları ve benzerlerine karşı mücadele felsefesidir. Kürdistan ve Ortadoğu’yu karanlığa mahkum etmek isteyen zihniyete karşı aralıksız bir mücadele sürecidir.
Sonuç olarak; Suruç katliamında yaşamını yitiren 33 gencin aileleri ve yaralı kurtulanların deyimiyle ‘çocuklarımızın hayal ettiği yaşamın tanığıdır Kobane’, ‘Kobane kirli yaşam karşısında insanlığın temsilidir’