KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, ‘KDP, Irak güçleri adı altında Türkiye’nin istediği savaşa katılıyor’ diyerek, Türkiye ile KDP arasında Kürt kazanımlarına karşı stratejik bir ilişki olduğunu vurguladı
Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine 17 Nisan 2022’de başlattığı saldırıları sürdüren Türkiye, savaş konseptini genişletme arayışlarını sürdürüyor.
Hewlêr ile Bağdat arasında mekik dokuyan AKP’li bakanlar, saldırı gündemli görüşme trafiğini arttırdı. Sadece son bir ay içerisinde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Bağdat ve Hewlêr hükümeti ile birçok görüşme gerçekleştirdi.
Görüşme trafiğinin ardından 20 Şubat’ta Irak Sınır Muhafızları’na bağlı güçler olduğu iddia edilen ancak KDP’ye bağlı oldukları ortaya çıkan güçler, Dûhok’un Kanî Masê kasabasına bağlı Serzêrê köyüne konuşlandı.
KDP’nin bölgeye konuşlandırdığı güçlerin de yeni saldırı hazırlıkları olarak yorumlandı.
‘Kürt varlığını ve statüsünü hiçbir istemedikleri görülüyor’
Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Eşbaşkanı , Ankara’nın Hewlêr ve Bağdat arasındaki savaş gündemli diplomasi trafiğini ve bölgeye yansımalarını Mezopotamya Ajansı’ndan Delal Akyüz’e, değerlendirdi.
Türkiye’nin temel amacının PKK’nin tasfiyesi olduğunu dile getiren Karamus, bu planın da KDP ile birlikte yürütüldüğünü belirtti. Türkiye ile KDP arasında Kürt kazanımlarına karşı stratejik bir ilişki olduğunu söyleyen Karamus, “KDP’nin denetiminde olan bölgelerde PKK’yi tasfiye edip, tamamen Türkiye’nin denetimine girmesi yönünde hedefleri var. Yaptıkları hesapla, PKK’nin bulunduğu Qendîl, Şengal ile Rojava arasında koridor oluşturmak. Türkiye’nin Irak ve KDP ile yaptığı görüşmelerle bir anlaşmanın sağlanması hedeflendi. Türkiye hükümeti neden Irak ve Hewler’le görüştü? Çünkü Astana toplantısında, Türkiye, İran, Rusya ve Esad rejimi bir anlaşmaya varmıştı. Buradaki anlaşmada hiçbir şekilde Kürt varlığını ve statüsünü hiçbir yerde istemedikleri görülüyor. Bu yönlü bir anlaşma ile hükümetler arası görüşmeler oldu. Bütün çabaları Kürt Özgürlük Hareketini Başûrê Kurdistan, Şengal ve Rojava’da tasfiye etmektir” dedi.
‘KDP Türkiye’nin savaşına katılıyor’
KDP’ye bağlı Zerevanî, Gulan ve farklı güçlerin sınır hattına konuşlandırılmasına değinen Karamus, “Türkiye yaptığı saldırılarda istediğini elde edemedi. Bu nedenle Irak hükümetini de bu sürece dahil etmek istiyor. KDP şimdiye kadar kamuoyunda oluşan tepkiler nedeniyle fiili olarak destek veremiyordu. Ama artık KDP, Irak güçlerinin ismiyle Türkiye’nin istediği savaşa katılıyor” diye belirtti.
‘Amaç: Kürtler arasında çatışma çıkarma’
KDP güçlerine Irak askeri üniformalarının giydirilerek savaş ve çatışmaların yaşandığı sınırlara sürüldüğüne dikkat çeken Karamus, “Türkiye’nin Kürt Özgürlük Hareketi karşında tutunamadığı ve refleks gösteremediği yerlere, pêşmergeyi yerleştirdi. Çünkü Türkiye bölgede hareket edemez duruma geldi. Kürt Özgürlük Hareketinin bir hassasiyeti var. Bu da pêşmerge veya Başûrê Kurdistan’da ki Kürt güçlerinin bir çatışma yaşamamasıdır. Bu nedenle Irak Sınır Koruma Güçleri adı altında KDP’nin pêşmergeleri Irak güçlerinin elbisesi ve bayrağı altında sınırlara yerleştirildi Buradaki temel amaç, Kürt güçleri arasında bir çatışma yaratmaktır” diye aktardı.
‘Hiçbir Kürdün geleceği olamaz’
Irak hükümeti adıyla yapılan kirli planlara karşı uyaran Karamus, “Hangi isim, bayrak veya elbiseyle olursa olsun, bu güçler Türkiye’nin Başûrê Kurdistan’ın işgal edilmesini sağlıyor. Bu durum Kürtlerin yıllarca mücadele ederek elde ettiği kazanımların yok edilmesidir. KNK olarak buna karşı duruşumuz nettir. Yıllardır ısrarla Kürtler arasında bir çatışmanın yaşanmaması için mücadele ediyoruz. Türkiye Efrîn’de yaptığını Bakûr ve Başûr’da yapmak istiyor. KDP şunu çok iyi bilsin; Rojava ve Başûr’da Özgürlük Hareketi tasfiye olursa, hiçbir Kürt’ün geleceği olmaz. KDP’nin bunu görmesi gerekiyor. Artık yan yana gelmemiz gerekiyor” diye seslendi.
Federe Kurdistan halkının, siyasi parti, akademisyen, sanatçı ve kanaat önderlerinin yürütülen politikalara karşı olduğunu dile getiren Karamus, “Saldırılara karşı Kürt Ulusal Kongresi’nin kurulması gerekir. Varlığımız, kimliğimiz kabul edilmeli. Kürt birliğinin sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
HABER MERKEZİ