Çocukları dağa giden aileler üzerinden “anne hassasiyetinin” yükseldiği bugünlerde tecride karşı yaşamına son veren Yonca Akici’nin annesi devletin kendisine yaşattıklarını anlattı. Anne Gülperi Akici, “Yonca’nın cenazesi geldiğinde dokunup, koklamama bile izin verilmeden benden çalıp defnettiler” dedi.
İmralı tecridini protesto amacıyla 29 Mart’ta tutuklu olduğu İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaşamına son verme girişiminde bulunan ve bir gün sonra Çiğli Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitiren Yonca Akici’nin annesi Gülperi Akici ve amcası Şakir Akici, kızlarının yaşamını ve mücadelesini anlattı. “Biz onunla amca ve yeğenden çok, iki kardeş gibiydik” sözleriyle yeğeni Akici’yi anlatan amca Şakir Akici, onun güler yüzlü, samimi ve cesaretli kişiliğine dikkati çekti. Amca Akici, “O korku nedir bilmezdi. Arkadaşlarına bağlı, ülkesine sevdalıydı. Yonca okulda çok zeki ve çalışkandı ama ortaokula kadar okudu.
Öğretmenleri onun okula devam etmesi için kaç kez eve gelip gittiler ama o ‘gitmeyeceğim’ diyordu. Biz geçmişe dönük bir mesele anlattığımızda hemen kulak kesilir ve dinlerdi. Özellikle dengbêjleri çok dinlerdi. Onu asla unutmayacağız ve onunla daima gurur duyacağız” diye konuştu. Kızı Yonca ile son cezaevi görüşmesini anlatan anne Gülperi Akici, ise yaşadığını dile getirdiği pişmanlığını şu sözlerle ifade etti: “Ben onunla cezaevinde konuştuğumda bana ‘anne bir gün bir şey olursa onların karşısında sakın ağlama’ dedi. Ama ben kızımın cenazesi doğup büyüdüğü, oyun oynadığı köye girişini görünce dayanamadım ve ağladım. Yonca’nın cenazesi geldiğinde dokunup koklamama bile izin vermeden benden çalıp defnettiler. En büyük pişmanlığım kızama verdiğim sözü tutamayarak onların karşısında ağlamam oldu. Kızım beni affetsin.”
AĞRI