Kızıltepe’de 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin öldürülmesine ilişkin açılan davanın 16’ncı duruşması görüldü. Davanın mütalaası için savcıya süre verilerek duruşma 11 Nisan 2019’a ertelendi.
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin öldürülmesine ilişkin açılan ve kamuoyunda “Kızıltepe JİTEM Davası” olarak bilinen davanın 16’ncı duruşması Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Dava kapsamında emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından yargılanıyor.
Duruşmada müşteki avukatlarından Erdal Kuzu ve Senem Doğanoğlu hazır bulunurken, sanık avukatları da duruşma salonunda yer aldı. HDP milletvekilleri Ebru Günay ve Tuma Çelik ile Hafıza Merkezi’nden Hanife Kardelen Işık da duruşmayı izledi.
Kimlik tespiti ardından katılan avukatı Erdal Kuzu söz aldı. Kuzu, dosyaya ilişkin beyanları olacağını belirterek, “Dosyanın hazırlık aşamasında cinayetlerin ortaya çıkmasında katkısı olan kamu tanıklarının yeniden dinlenmesini talep ediyoruz. Heyet değişikliğiyle yeniden bu talepleri dile getiriyor ve heyetinizin bunları tekrardan dinlemesini talep ediyoruz. Yusuf Çakar cinayetine ilişkin hem müştekilerin hem de sanıkların dinlenmesini, Yiğit ailesine ilişkin Bahri ve Eyüp Yiğit ifadesinin yeniden alınması gerekiyor. Abak ailesine ilişkin Abdülbaki Abak’ın tekrardan dosya kapsamında dinlenmesi gerekiyor” dedi.
Bu davaların konjonktür değişmesiyle açılıp, kapanamayacağını, faillerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen Kuzu’nun, sözleri mahkeme başkanı Yaşar Sezikli tarafından “taleplere gel” diyerek kesildi.
‘Bu insanlar devlet yetkilileri tarafından katledilmedi mi?’
Sezikli, “Bunları git Meclis’te konuş. Bize talebini söyle. Meclis’te konuşulacak şeyleri burada konuşmayalım” demesi üzerine duruma tepki gösteren avukat Kuzu, “Sayın başkan sözümü kesmeseniz beni dinleseniz taleplerimi söyleyeceğim. Bu insanlar devlet yetkilileri tarafından katledilmedi mi? İddianamede böyle yazmıyor mu” diye sordu.
Mahkeme Başkanı Sezikli, “Evet, talebinizi söyleyin. Avukat bey burada kimse felsefe ve tarih dersi vermesin” diye yanıtladı.
‘Derdimiz dosyanın üzerinin kapatılmaması’
Mahkeme Başkanı Sezikli’nin tutumuna dair Kuzu, “Derdimiz bu yargılamaların üstünün kapatılmaması. Konjonktüre göre şekillenecek dava dosyası değil. Kuyudan çıkardığımız 8 cenaze ortadadır. Kamu görevlileri tarafından işlendiği iddianamede belirtilmiştir. Katılanlar adına adil bir şekilde yargılama ve cezalandırılma talep ediyoruz” dedi.
Ardından söz alan sanık avukatları, katılan vekillerinin taleplerinin dosyaya bir katkısı olmayacağını belirtti. Katılan vekillerin duruşmayı uzatmaya çalıştıklarını ileri süren sanık avukatları, taleplerin ret edilmesini istedi.
Kısa bir ara ardından kararını veren mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı. Mahkemenin ara kararları şöyle: “Sanıklardan Mehmet Salih Kılıçaslan’ın Adıyaman Açık Cezaevi’nde olduğu ve bir sonraki celse Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılması için müzekkere yazılmasına, katılan ve vekillerine esasa ilişkin beyanda bulunması için süre verilmesine ve Cumhuriyet Savcısı’na esasa ilişkin bir sonraki celseye kadar süre verilmek üzere bir sonraki duruşmanın 11 Nisan 2019 tarihine bırakılmasına karar olunur.”
Kaynak: MA