Kızılay Başkanı Kınık, suçu alt düzey görevlilere atıp sıyrılmaya çalışıyor ama her gün yeni ‘satış’ skandalları patlıyor. AKP döneminde bir holding haline getirilen Kızılay, artık bir yardım kuruluşu olmaktan tamamen çıkmış halde
Resmi tüzüğünün 5. maddesinde açıkça “Hiçbir şekilde maddi ve manevi çıkar gözetmeyen, gönüllü bir yardım hareketi” olarak tanımlanan Kızılay’ın Mereş merkezli son depremler sürecinde içine düştüğü rezillik çukuru giderek derinleşiyor. Ahbap’a yapılan çadır ve yiyecek satışlarının açığa çıkmasından sonra gönüllü eczacılara da aynı şeyin yapıldığı ortaya çıkmıştı. Dün de gazeteci Murat Ağırel, Kızılay’ın bölgeye yardım etmek isteyen Fransız Michelin lastik firmasına tanesi 19 bin TL’den, OPET şirketine de tanesi 19 bin TL’den çadır sattığını açığa çıkardı. Ağırel, Arçelik’in de 100 adet çadır alarak 2 milyon 242 bin TL ödediğini açıkladı. Ayrıca, bağışlanan ikinci el eşyaların da satıldığı ortaya çıktı. Kızılay’ın 2021 faaliyet raporuna göre 2019 yılında 1 milyon 2020 yılında 759 bin ikinci el eşya satmış.
‘Benim haberim yoktu’
Bu arada çadır satışını doğrulayan Kızılay Başkanı Kerem Kınık, bu kez de alt düzeydeki görevlileri suçlayarak işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Kınık, katıldığı yayında, “2050 çadırın Ahbap’a satıldığından haberim yoktu, öğrenince arkadaşları eleştirdim” dedi. Kınık, “Vicdanının rahat olup olmadığını, istifa edip etmeyeceği” sorusuna ise “Seçilmiş bir isim olarak görev yapıyorum. Ortaya böyle bir başarı konulmuşken goygoycuların lafı ile hareket etmem” diye yanıt verdi.
Kurum artık bir holding
Deprem zamanı parayla çadır satan Kızılay; 2019’daki yasa değişikliğinden sonra 11 şirket, 11 Genel Müdür ve 1 CEO ile holdingleşmiş durumda. Zaman zaman siyaset-rant tartışmalarının odağındaki kurumlardan Kızılay, borsaya kadar uzanmış durumda. Kızılay Yatırım’ın 11 şirketi bulunuyor. Bu şirketler arasında, Kızılay İçecek, Kızılay Etki Yatırım, Kızılay Biyomedikal, Kızılay Teknoloji, Kızılay Portföy, Kızılay Sağlık, Kızılay Çadır & Tekstil, Kızılay Kültür & Sanat, Kızılay Sistem Yapı, Kızılay Bakım ve Kızılay Lojistik var. Depremin üçüncü günü deposundaki çadırları Ahbap’a para karşılığı verdiği ortaya çıkan Kızılay, depremin dördüncü günü ise yatırımlarını nasıl değerlendireceğine ilişkin KAP’a bildirimde bulunmuştu. Buna göre Kızılay yatırımlarını altın gümüş gibi yatırım araçlarında ve Borsa’da değerlendirebilecek.
Bol maaşlı kadrolar
Ayrı süreçte Kızılay yöneticilerinin yüksek maaşları da gündem olmuştu. Ağustos 2022’de bile Kızılay Yatırım Holding adı altında holdingleşen Kızılay şirketlerinin yöneticilerine 27 bin ile 38 bin TL arasında maaş ödendiği biliniyordu. En yüksek maaşı o dönem Kızılay’ın Sağlık A. Ş. isimli şirketinin genel müdürü koltuğunda oturan Muhammed Murtaza Yetiş’in aldığı, 24’üncü Dönem AKP Adıyaman Milletvekili olan Yetiş’e 38 bin 600 TL verildiği açığa çıkmış, Yetiş’in eşi Sema Kopuz Yetiş’in de bir dönem Kızılay’da üç koltuğu birden bulunduğu anlaşılmıştı. O günlerde Kızılay Yatırım Holding Finansal İşler Müdürü unvanıyla gören yapan Erdal Dursun’a ise 37 bin 519 TL, Kızılay Yatırım Holding’in Pazarlama ve Kurumsal İletişim Başkanı Zeynep Meltem Özeker’e 37 bin 397 TL, Kızılay’ın İdari ve Mali İşler Genel Müdürü Nurettin Hafızoğlu’na 34 bin 740 TL ödendiği açığa çıkmış, Kızılay’da yönetici olarak görev yapan birçok ismin çift maaş aldığı öne sürülmüştü. Bu arada, 2020 yılında hükümete yakın Torunlar Holding’e ait Başkentgaz’ın 7 milyon 925 bin dolarlık bağışının Ensar Vakfı’na aktarıldığı ortaya çıkmıştı.
Kamu zararı nedir?
Kızılay Başkanı Kerem Kınık, “Kızılay’a bağlı ve derneğin de satın aldığı şirket, çadır satmak zorunda. Çadır üretiminin bir maliyeti var. Bu maliyeti karşılamak zorundayız. Biz bir derneğiz. Aksi halde kamu zararı olur” diyor ama gerçek öyle değil. Sadece Kızılay değil, aslında kamu kurumlarının tümü, ‘kamu zararı’ üzerinden çalışır ve aslında bu bir ‘zarar’ değil, ‘kamu yararı’dır. Sosyal devlet ilkesi gereği bu kurumlar, yurttaşlara uygun koşullarda mal ve hizmet sunmak için ‘zarar’ eder ve bu ‘zarar’ devlet tarafından kapatılır. Devletin vergi toplamasının bir amacı da bu kurumların sübvanse edilmesidir. Dolayısıyla, bu kurumlar, ‘kâr etme’ mantığıyla değil, hizmet mantığıyla çalışır.
Erdoğan: Şirket gibi yönetelim
15 Mart 2015’te, “Balıkesir Ekonomi Ödülleri 2015” töreninde yaptığı konuşmada AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şöyle diyordu: “Sizden benim bir istirhamım şudur: Yeni Türkiye’yi, başkanlık sistemini, yeni anayasayı her fırsatta milletimize anlatmanızdır. Sizler bir iş adamı gibi bu ülkenin yönetilmesini istemez misiniz? Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.
EKONOMİ SERVİSİ