Art arda yapılan seçimlerin sonuncusu yerel seçimlerdi. Yerel seçimler pazar günü (31 Mart 2019) yapıldı. Her yıla bir seçimin düştüğü furya şimdilik kaydı ile bitti. Seçim sonuçları taşları yerlerinden oynattı; pek çok şeye yol verdi, birçok şeye de dur ihtarı çekti.
Seçimlerin bu şekilde sonuçlanmasında uygulanan yanlış tarım politikalarının etkisi çok. Her ne olursa olsun, seçim sonrası yurttaşların derin bir nefes aldığı gerçek. Şimdi bir kez daha derin nefes alıp, ciğerimize oksijen çekme zamanı. Çünkü var olan krizin daha derinleşeceği günlere dörtnala yol alıyoruz. Kriz süresince oksijene çok, ama çok ihtiyacımız olacak!
Borç yükü ağır
Türkiye’nin katır yükü ile bile taşınamayacak kadar borcu var. Borcun altında yurttaşların dizleri titriyor, birbirine çelme takıyor. Bakın, 2001’de Türkiye’nin toplam dış borcu 113 milyar dolardı. Yani milli gelirin yüzde 56.5’i kadardı. Şu an borç durumu 444.8 milyar dolar. Milli gelire oranı yüzde 56.7, yani mevcut dış borç miktarı, Türkiye’nin 6 aylık toplam gelirini aşan durumda. Çok değil beş (5) yıl önce 2013’te ortalama yüzde 4.5 ile Hazine dışarıdan borç bulabiliyordu. Hazine 2018’de yüzde 20’lere varan faizle borçlanmak zorunda kaldı.
Kıtlık kapıyı tıklıyor
Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarını kaybettikçe döviz kurunda oynamalar, artışlar yaşanıyor. Tarımsal üretimin bütün girdileri (tohum, ilaç, gübre, mazot) ithalatla karşılanıyor. Dolayısıyla girdiler dövize göbekten bağlı. Dövizin her zikzak çizişinde kaybeden de çiftçi oluyor.
Çiftçi yoksullaşıyor
Bakın kişi başına düşen çiftçi geliri 2010 yılında 4.065 dolardı. 2017 verilerine göre %19 azalarak 3.309 dolara geriledi. 2018 yılında TL’nin döviz karşısında değer kaybı daha da hızlandı. Buna bağlı olarak çiftçi geliri de daha düştü. Evet, çiftçi üretmekten vazgeçiyor. Bu durum çiftçileri çiftçilikten çıkarıyor. Kıtlığın yollarını asfaltlıyor.
Yoksulluk artacak
Türkiye, bilindiği üzere tarım ve gıdada ithalatçı konuma hızla taşındı. 126 ülkeden 135 değişik sebze, meyve ve gıda ithal ediliyor. Bunun anlamı; yurttaşlar daha pahalı gıda ile beslenecek, yoksulluk artacak demektir. Kısacası, tarım ve gıda ile ilgili mücadele yeni başlıyor. Çünkü bu seçim sonuçları yoksulluk ile kıtlığa karşı mücadeleye sadece zemin sunmuyor, gerektiriyor da.