Dengê bêdengiyê şiir kitabının yazarı Asya Xerzan, kültürel soykırımın dilin yasaklanmasıyla başladığını belirterek, “Kadınlar nasıl bugüne kadar Kürt dilini korumuşlarsa, bundan sonrası için de aynı mücadele verilmelidir, dilin öğretenleri ve savunucuları olmalıdır” dedi. Kürt dilinin yasak, inkar ve asimilasyon politikalarına rağmen varlığını sürdürmesine katkı sağlayan en önemli kesim edebiyatçılar. Kadın yazarlar ise, dilin yanı sıra hem anlattıkları hikayeler hem de kadının edebiyattaki yerinin görünür kılınması noktasında ayrı bir öneme sahip. JINNEWS’ten Zeynep Durgut’a konuşan êzidî kadın yazar, şair Asya Xerzan, kültürel kırımın dile yönelik yasaklarla doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, kadınların ise dilin savunucuları ve öğretmenleri olduğunu söyledi.
Sesi susturulanların sesi
“Dengê bêdengiyê” (Sessizliğin sesi) şiir kitabının yazarı Asya, kitabı başta Şengal olmak üzere erkek egemen sistemin katlettiği kadınlara atfen yazdığını ifade etti. Çocuk yaşta ailesiyle Avrupa’ya göç etmek zorunda kalan Asya, şu anda Almanya’da yaşıyor. Kitabı Soranice’ye de çevrilen Asya, “Bêdengiya bi deng” isimli bir şiir kitabının da basılmasını bekliyor. Asya, ayrıca uzun zamandır bir roman üzerine çalışıyor. “Sesi ve duyguları susturanlara ses olmak” amacıyla kitabı hazırladığını aktaran Asya, “Bu ses Şengal’de vahşice katledilen ve köle pazarlarında satılan Êzidî kadınların sesi. Bu ses elleri kınalı çocuklarını toprağa veren annelerin sesi. Bu ses Kürt kadının sesi” dedi.
Dilleri yasaklamak
Dilin “halkların varlığı” olduğunu kaydeden Asya, bu yüzden saldırıların en fazla anadil üzerinde yoğunlaştırıldığını dile getirdi. En büyük saldırının ise yasaklar olduğunu ifade eden Asya, “Bu başlı başına bir soykırım ve katliamdır. Kültürel soykırım, dilleri yasaklamakla başlar. Evde çocuklarımızla yabancı bir dil konuşarak, bu kırıma destek oluyoruz. Bu saldırı geleceğimize yöneliktir. Halklar dilleri ile vardır. Eğer dilimiz yok olursa o zaman varlığımızın hiçbir anlamı ve önemi olmayacaktır. Kimse Araplara, Farslara verilen ayrıcalığın tersini Kürtlere dayatamaz. Herkes aynıdır. Ama bize yapılan saldırılar kimliğimizi hiçleştirmek adına yapılıyor” diye konuştu.
‘Türkçe yaklaşılmamalı’
Kürt dil biliminin gelişmesi için ciddi bir mücadelenin verilmesi gerektiğini söyleyen Asya, dilin popülizme kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Kürt dil enstitülerine büyük görev düştüğünü ifade eden Asya, Türkçe mantığıyla Kürtçeye kelimeler eklenmemesi gerektiğini belirtti. Asya, bunun Kürt edebiyatı üzerinde olumsuz etkiler bırakacağını vurguladı. Modern edebiyatın gelişmesi için de çalışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Asya, “Bizler var olan imkanları iyi kullanarak asimilasyon politikalarına karşı örgütlenebiliriz. Asimilasyon politikalarına karşı dilimizi örgütleyelim. Kürt klasiklerini okuyarak, okutarak ve sahip çıkarak başlayabiliriz. Kürt dil kurumları özel bir grup kurarak farklı dillerden kitapları Kürtçeye çevirebilir’ dedi.
HAKKARİ