Kobanê Davası kapsamında tutsak olan Gültan Kışanak’ın avukatları AYM’ye tedbir alma çağrısında bulunarak, müvekkillerinin tutukluluk süresinin dolduğunu ve serbest bırakılmasının yasal zorunluluk olduğunu belirttiler
DAİŞ’in Kuzey ve Doğu Suriye’de Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek açılan Kobanê Davası kapsamında tutsak bulunan Amed Büyükşehir Belediye (DBB) eski Eşbaşkanı Gülten Kışanak’ın uzun tutukluluk süresi dolmasına rağmen tahliye edilmiyor. Kışanak’ın ailesi ve avukatları ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyon üyesi Several Ballıkaya, Kışanak’ın Ceza Mahkemesi Kanunu’nda (CMK) belirlenen 7 yıllık azami tutukluluk süresinin dolmuş olmasına rağmen tahliye edilmemesi ve Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvurulara ilişkin Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat Çalışmaları Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Açıklamaya Kışanak’ın avukatlarının yanı sıra HEDEP milletvekilleri ve yöneticileri, siyasetçi, insan hakları savunucu ve çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.
‘Bütün kararlar gerekçesiz’
İlk olarak söz alan Several Ballıkaya, Kışanak’ın Amed Büyükşehir Belediyesi olduğu dönemde gözaltına alındığını hatırlatarak, “kaçma şüphesi” iddiasıyla tutuklandığını söyledi. Ballıkaya, yargılama kapsamında şu ana kadar verilen bütün kararların “gerekçesiz” nitelikte olduğunu ifade edereji devam eden tutukluluk halinin “Kişi özgürlüğünün açık ihlali” olduğunun altını çizdi. Kışanak’ın tutuklanmasının hemen ardından belediyeye kayyım atandığını anımsatan Ballıkaya, “Tutuklamanın hemen ardından verilen kayyım kararı, aslında siyasi iradenin ortaya çıktığını gösteriyor. Yerel yönetimlerin ele geçirilmesinin amaç edindiğinin göstergesi. İradeyi kabul etmeme durumudur” ifadelerini kullandı.
‘Karar siyasidir’
Kışanak’ın avukatı Gül Altay, Kışanak’ın 25 Ekim 2016’da gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlattı. Kürt siyasetçilere dönük tutuklamaların siyasi kararlar sonucu olduğunu belirten Altay, “Asıl amacın iktidar partisinin seçimle kazanamadığı belediyeleri kayyum ile ele geçirmek ve halkın iradesini gasp etmek olduğu artık bilinen ve herkesçe kabul edilen bir olgudur. İktidar partisinin gaspçı kayyum uygulamaları eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Tayyip Erdoğan beni çağırdı, BDP’li belediyelerden rahatsız olduğunu söyledi, ben de belediye başkanlarını görevden aldım’ şeklinde yaptığı açıklama ile de malumun ilanı olmuştur” dedi.
‘İhlaller artarak devam etti’
Kışanak’ın “adil” bir şekilde yargılanmadığını ifade eden Altay, yargının iktidarın “gayri-meşru” amaçlarının bir amacı haline geldiğini söyledi. Yargılamanın her aşamasında yaşanan hukuki “ihlallerin” artarak devam ettiğine dikkat çeken Altay, “Tutuklulukta geçecek süre” başlıklı CMK 102/2 maddesine atıfta bulunarak, “Bu sürenin dolduğunu yargılamayı yürüten mahkeme resen gözetmeli iken buna dair hiçbir aksiyon almamıştır. Ayrıca azami tutukluluk süresinin dolduğu ve müvekkilin tahliye edilmesi talebini içeren aynı gün tarihli dilekçemize, üzerinden 4 gün geçmesine rağmen hiçbir cevap verilmemiştir” diye konuştu.
Aynı gün Kışanak’ın haksız tutukluluğuna ve yargılama sırasında yaşanan hak ihlallerine ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM) nezdinde süren başvurusuna tedbir talepli ek başvuru yapıldığını aktaran Altay, AYM’nin de henüz bir karar vermediğini sözlerine ekledi.
‘Serbest bırakılması yasa gereği bir zorunluluktur’
Anayasaya göre öngörülen tutukluluk süresinin 2 yıl olduğunu, fakat çok istisna durumlarda bu sürenin 7 yıla kadar çıkarılabildiğini belirten Altay, Kışanak’a uygulanan bu “istisna” tutukluluk süresinin dahi dolduğunu dile getirerek, “Bu noktada mahkemenin bir takdir hakkı veya yorum hakkı artık bulunmamaktadır. Sayın Gültan Kışanak’ın serbest bırakılması yasa gereği bir zorunluluktur” şeklinde konuştu. “Bugün Türkiye’deki mahkemelerin iç mevzuata dahi uyması için çabaladığımız bir ironi yaşıyoruz” diyen Altay, AYM’ye derhal tedbir kararı verme çağrısında bulundu.
‘Bu dava Türkiye’nin kumpas davasıdır’
Kışanak’ın avukatlarından Cihan Aydın, “Bu dava Türkiye’nin kumpas davasıdır” diyerek, yargının bağımsızlığını yitirdiğini ve devlet “aygıtı” haline geldiğini söyledi. Müvekkillerine dönük 30 ayrı suçun olduğunu dile getiren Aydın, Kobanê Davası’nın tutukluların en çok saldırıya uğradığı davalardan biri olduğunu kaydetti. Bu davada Cumhurbaşkanından bakanlara, memurlardan siyasi parti başkanlarına kadar birçok kişinin yargıya talimat verdiğini söyleyen Aydın, “Bugün bizim ve müvekkilimiz açısından neredeyse bıçağın kemiğe dayandığı bir an. Sonuçta yasaya göre ne kadar suç olursa olsun, kaç tutuklama kararı olursa olsun, bir kişinin ceza süresi 7 yıl. Hiçbir koşulda bunu aşamazsınız. AYM’nin bu konuda kararları var. Ama kim takar kararları” ifadelerini kullandı.
Son olarak söz alan HEDEP MYK üyesi Kerem Fırtına, devletin yasalarıyla Kışanak’ın özgürlüğüne kavuşması gerektiğini belirterek, “Bu zarar büyümeden bu mağduriyetin giderilmesi ve hak ihlallerin bir an önce giderilmesini talep ediyoruz” dedi.
İSTANBUL