Ablasının cenaze merasimine gidişi ve Kandıra Cezaevi’ne dönüşü sırasında işkence uygulamalarına maruz kalan Gültan Kışanak, yaşadıklarını anlattı. Kışanak, 7 saatlik bir ring işkencesine maruz kaldığını, hiçbir talebine yanıt verilmediğini söyledi
Selman Çiçek / Amed
Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Amed Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın ablası Zeynep Özer, böbrek yetmezliğinden dolayı gördüğü tedavi sırasında yaşamını yitirdi. Ablasının 9 Ağustos’ta Xarpêt’te düzenlenen cenaze törenine katılan Gültan Kışanak’ın cenazeye gidişi ve Kandıra Cezaevi’ne dönüşü sırasında işkence uygulamalarına maruz kaldığı gündeme geldi. Kandıra Cezaevi’nde Gültan Kışanak ile görüşen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kışanak’ın nasıl bir işkenceyle yüz yüze bırakıldığını anlattı.
Kandıra’dan Elazığ’a götürüldü
Aydeniz, Kışanak’ın cenazeye götürülürken sabah 6’da Kandıra’dan çıkarılıp akşam saat 6’da dönecek şeklinde planlamanın yapıldığını söyledi. Yaptığı görüşmede Kışanak’ın kendisine, “Bu planlama çerçevesinde aileden para tahsisi yapılarak biletler kesildi. Sabah gidip akşam döneceğim için hiçbir özel eşyamı yanıma almadım. Cenaze bittikten sonra apar topar havaalanı yerine Elazığ Cezaevi’ne götürüldüm. Kandıra yerine Elazığ Cezaevi’ne götürüldüğüm için itiraz ettim. Bu planlama içerisinde başka bir cezaevine götürmenin olmadığını söyledim. Şeker ve tansiyon hastası olduğum için ilaçlarımı yanıma almadım. Bu yaşananlara rağmen bir iletişimsizlik durumu vardı. Kimse bana bir bilgi vermedi. Süreç içerisinde doğru bir şekilde bilgilendirilmedim” dediğini aktardı.
Depo gibi bir yere konuldu
Kışanak’ın Elazığ Cezaevi’nde çok kirli ve yaşanmayacak kadar kötü olan depo gibi bir yerde tutulduğunu ifade eden Aydeniz, Kışanak’ın devamında şunları dediğini aktardı: “Yetkililere ‘Madem burada kalacaksam; Elazığ Cezaevi’nde bulunan Leyla Güven, Hülya Alökmen gibi siyasetçilerin yanına verilmemi istedim. Bu konuda ısrarcı oldum ama bu ısrara rağmen depo gibi, fiziki koşulları çok zor, kirli bir yerde tutuldum. Sağlığımı kötü etkileyecek bir yere konuldum. Elazığ Cezaevi’ne beni teslim eden jandarmayla sonrasında görüşemedim. Cezaevi idaresi ile görüşmek istedim ancak hiç kimse benimle görüşmedi. Sabaha kadar bu depoda kaldım. Sabah saatlerinde ancak bir yetkili ile görüştüm. Yetkili sadece, ‘Bize teslim edildiniz, biz de ev sahipliği yaptık’ dedi. Elazığ Cezaevi’nde olduğum ne avukatlarıma ne de aileme haber verildi. Sanki bir insan kaçırma manzarası yaşanıyor gibiydi. Ailenin merak edeceğini, avukatların gelmesi gerektiğini söyledim. Haber verilmediği için de avukatlar benimle görüşmek için Elazığ Cezaevi’ne gelmiş. Ancak avukatlarıma hükümlü olduğum söylenmiş ve mesai saatleri dışında görüştürülmeyeceği söylenmiş. Halbuki hükümlü değil, tutukluyum.”
7 saatlik ring işkencesi
“Bir gece kaldıktan sonra diğer gün geç bir saatte beni Kandıra’dan getiren ekip cezaevine geldi. Ancak bana hiçbir bilgi verilmeden Elazığ Cezaevi’nden çıkarıldım. Çıkarılmadan önce elime bir poşet verilerek, ‘Al bu akşam yemeğin’ denildi. Ben de ‘Kandıra’ya gitmeyecek miyiz?’ diye sordum. Ancak hiçbir soruma cevap verilmedi. Bu noktada çok ısrar ettikten sonra Sivas’a götürüldükten sonra Kandıra’ya götürüleceğim söylendi. Aynı gün gidiş ve dönüş bileti ücreti ödememe rağmen ring aracıyla 7 saatlik bir yolculuğun ardından Sivas’a götürüldüm, ardından uçak ile Kandıra’ya götürüldüm.”
‘Düşmanlığın bir göstergesi’
Yapılan işkenceye tepki gösteren Aydeniz, Kışanak’a yaşatılanların Kürt halkına yönelik düşmanlık politikasının göstergesi olduğunu söyledi. Yasada bir kişi cezaevinde bulunduğu sırada herhangi bir yakınını kaybettiğinde o kişinin cenazeye götürülmesi hakkının olduğunu hatırlatan Aydeniz, “Böyle bir hak varken bu bir eziyete dönüştürülüyor. Kışanak, cenazeye gelmek için hem kendisinin hem de kendisi ile gelen cezaevi görevlilerin bütün yol ve diğer masraflarını karşıladıktan sonra getiriliyor ve bu bir lütuf gibi sunuluyor. Ama bu bir lütuf değil haktır. Bu durum, bu rejimin Kürtlere reva gördüğü bir muameledir. Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ısrarın bir parçasıdır” dedi.
Bakanlığa inceleme çağrısı
Kışanak’ın tansiyon ve şeker hastası olmasına rağmen Elazığ’da kötü şartlara sahip bir depoda tutulduğunu hatırlatan Aydeniz, Adalet Bakanlığı’na bu deponun incelenmesi çağrısında bulundu. Elazığ Cezaevi’nde siyasi tutukluların bulunmasına rağmen Kışanak’ın depo gibi bir yerde tutulmasının bilinçli bir politika olduğuna vurgu yapan Aydeniz, bu tutumun Kürt siyasetçilere gösterilen düşman politikasının bir göstergesi olduğuna vurgu yaptı. Kışanak’ın aynı gün Kandıra’ya götürülmesi gerekirken 7 saatlik bir yolculuğun ardından önce Sivas’a götürüldüğünü hatırlatan Aydeniz, “Neden Sivas’a götürülüyor? Malatya, Diyarbakır daha yakın iken neden en uzak il seçiliyor? Kışanak’a yapılan bu işkence kabul edilemez. Kadınlar olarak bu işkenceyi kınıyor ve her yerde buna tepkimizi göstereceğiz” diye konuştu.