Adaylığının, Amed ve Ankara’nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanı olduğunu söyleyen DEM Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Gültan Kışanak, ‘Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Ankara’da Öztürk Türkdoğan ile tutsak Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ı eş başkan adayları olarak gösterdi. Kışanak, adaylığının açıklanması akabinde verdiği ilk mesajında, “Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına toplumsal ve barış köprüleri kurmak için yola çıkıyoruz” diyerek, Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt meselesini kaynağında çözme istediğinde olduklarını ortaya koydu. Tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Mezopotamya Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Kışanak, Ankara seçimleri için “DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diyor.
‘Adaylığımın birçok mesajı var’
“Bizim siyasal geleneğimizde cezaevinden belediye başkan adayı gösterilen ilk ve tek kişiyim. Türkiye tarihinde başka örneği var mı bilmiyorum. Benim adaylığım bu yönüyle de alışılmış siyaset tarzına benzemiyor. Bu siyasal gelenek hep ilkleriyle anılır. DEM Parti’nin Ankara’dan belediye eş başkan adayı olarak beni göstermesinin birçok siyasal mesajı var” diyen Kışanak, öncelikle bunun bir irade beyanı olduğunu söyledi.
İrade beyanıdır
Kışanak, “Kayyım uygulamaları ile halkın iradesinin rehin alınamayacağına dair, net ve güçlü bir irade beyanıdır. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü konusunda Diyarbakır ve Ankara’nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanıdır. Ve tüm Türkiye halklarına bir çağrıdır. DEM Parti ve ben, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluk gereği kördüğüme dönüşen sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif alıp, bir tutum belirledik. Yerel demokrasiyi ortadan kaldıran kayyım darbesi, ısrarla sürdürülen savaş politikaları, siyasallaşan yargı sorunu, siyasi kumpas davaları, kadınların tüm özgürlük alanlarına yönelik saldırı ve bütün bu politikaların sonucu olarak halklarımıza yaşatılan ekonomik kriz tüm Türkiye’nin, hepimizin sorunudur. Bu nedenle cumhuriyetin başkentinden, Ankara’dan seslenmek gerekiyordu. Bu vesileyle DEM Parti’nin aday gösterdiği her yerde, halklarımızı seçim çalışmalarına en güçlü şekilde katılmaya, sorumluluk almaya, sandıktan en güçlü sonuçları çıkartmaya davet ediyorum” diye belirtti.
DEM Parti olmasaydı…
DEM Parti’nin ve kişisel olarak birilerine kazandırma ya da kaybettirme üzerine kurulu bir siyaset anlayışının olmadığını anlatan Kışanak, “DEM Parti, kendi politik programı ve hedefleri olan, arkasında 34 yıllık demokratik siyaset geleneği bulunan, ana akım siyasal hareketler içerisinde en iddialı olandır. DEM Parti’nin 3. Yol stratejisi, Türkiye halklarının demokratik, kadın özgürlükçü, barıştan, çözümden ve refahtan yana bir siyasal seçenek sunmak amacı taşıyor. Ankara’daki seçim, DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Hala da bu ülkenin gerçek sorunları konusunda bir tek kelime etmeden, sadece destek vaatlerinin arkasına sığınarak siyaset yapmaya çalışıyorlar. Seçimi para dağıtma yarışına dönüştürürseniz, iktidar da ‘musluğun başında ben varım’ diyerek, halkı ‘oy yoksa hizmet de yok’ şeklinde tehdit ediyor” dedi.
Cezaevinde propaganda
Tutsak olması ve seçim propagandasını cezaevinde yürütmesine ilişkin ise Kışanak şunları söyledi:
“Biz hiçbir zaman eşit koşullarda seçim yarışına giremedik. Zorlu bir mücadele yıllardan beri halkımızın emeği ve fedakârlığı ile yürütülüyor. Bu seçimler de öyle. Tabi benim hapishane de olmam ayrıca bir eşitsizlik yaratıyor. Bizler hücrelerde, siyasi rehine olarak tutuluyoruz. Ancak ilk günden bu yana halkın mücadelesinden hiç kopmadık, yüreğimiz ve bilincimizle hücre duvarlarını aştık, hep halkımızla birlikte olduk. Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım. Onlar hayal satacak, ben gerçeklere dikkat çekerek umudu büyütme mücadelesi vereceğim. Onlar iktidar olanaklarını ele geçirmek için yarışacak, ben halkla birlikte yeni yaşamı inşa etmek için çalışacağım. Onlar yalanlara, kara propagandaya sarılacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim. Onlar çeşitli destek sözleriyle kadınlara, evde erkeğe bağımlı bir hayat vaat edecekler, ben kadınlarla birlikte özgürleşmeyi. Aramızda dağlar kadar fark var… Ankara halkı bu farkı görecektir.
Bir kez daha başaracağız
Evet, fiziki olarak halkın yanında, kampanyanın merkezinde olamayacağım ancak bu yol birlikte mücadele edip, birlikte kazanma yoludur. Ben halka olan bağlılığımı, inancımı, ruhumu ve tüm benliğimi kampanyaya katacağım. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımız da politik emeğini… Birlikte mücadele edip, birlikte kazanacağız. Bizler esaretle, baskılarla, eşitsizlikle ve faşist eril saldırganlıkla ablukaya alınan demokratik siyaset alanında kendi özgürlüğümüzü yaratıyor, kazanıyoruz. Hep başardık, bir kez daha başaracağız.”
ANKARA