Sadece bu yılın ilk 8 ayında en az 50 tutuklu yaşamını yitirdi. F Oturumu eylemlerine bakarsanız, artık aramızda olmayan onlarca hasta tutuklunun fotoğraflarını görürsünüz. Hasta tutukluların durumu, yazar Gabriel García Márquez’in herkesin işleneceğini önceden bildiği bir cinayeti anlattığı Kırmızı Pazartesi romanını hatırlatıyor
Yadigar Aygün / İstanbul
İnsan Hakları Derneği (İHD), hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için 546 haftadır F Oturumu düzenliyor. F Oturumu’nda hasta tutukluların fotoğrafları taşınır, her hafta bir hasta tutuklunun hikayesi okunur, serbest bırakılması istenir. Nerdeyse rutin hale gelen cezaevlerinde hasta tutukluların cenazelerinin çıkmasıyla bu fotoğraflar da bir bir eksilir. Yerini başka bir hasta tutuklunun fotoğrafı alır. Geçmiş F Oturumu eylemlerinin fotoğraflarına bakarsanız, artık aramızda olmayan onlarca hasta tutuklunun fotoğraflarını görürsünüz.
Herkesin bildiği cinayet
Hasta tutukluların durumu, Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi adlı romanını andırıyor. Asıl adı İşleneceğini Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Öyküsü olan roman, Türkiye’de Kırmızı Pazartesi ismiyle basılmıştır. Gerçek bir hikayeden uyarlanan romanda işleneceğini herkesin bildiği ancak engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir cinayetin öyküsü anlatılır. Romanda, Kolombiya’nın sakin bir kasabasında işlenen gerçek bir cinayet anlatılır. Romanın ilk cümlesinde kimin ne zaman öldürüleceği yazılıdır. Sadece okuyucu değil, tüm kasaba ahalisi kimin ne zaman öldürüleceğini önceden bilir. Kimse bir şey yapmaz ve önceden işleneceği açıklanan cinayet işlenir.
İşte F Oturumları, sanki bu romanın gerçek hayattaki karşılığı gibidir. Her hafta fotoğrafı taşınan hasta tutuklulardan biri, bir süre sonra cinayete kurban gitmektedir. Örneğin Halil Güneş’in fotoğrafları aylarca bu eylemlerde taşındı, bırakılması istendi, ancak sonu cinayet oldu. Sabri Kaya, Takiyettin Özkahraman, Vedat Çem Erkmen, Mehmet Ali Çelebi ve daha onlarca isim.
31 Mart 2022 tarihi itibari ile Ceza ve Tevkifevleri verilerine göre hapishanelerde 314.502 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Nisan 2022 itibari ile Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta mahpus bulunuyor. İHD’nin son verilerine göre 2022 yılının ilk 8 ayında en az 50 tutuklu göz göre göre ölüme sürüklendi. Mehmet Emin Özkan, Aysel Tuğluk, Ciwan Boltan, Hayati Kaytan, Ziya Ataman, Rojbin Çetin, Devrim Ayık gibi onlarca ağır hasta tutuklu da benzer bir akıbete sürüklenmek isteniyor. Her şey göz göre göre yaşanıyor.
Halil Güneş
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutuklular listesinde bulunan ve tüm çağrılara rağmen tahliye edilmeyen kanser hastası Halil Güneş, 15 Aralık 2021’de sabah saatlerinde Diyarbakır 2 No’lu Cezaevi’nde tutulduğu tek kişilik hücrede yaşamını yitirdi. TUHAY DER yöneticilerinden avukat Aslıhan Bulut, Güneş’in 5 gün tek başına hücrede tutulduğunu ve uzun süredir ilaçlarının verilmediğini söyledi. ATK, akciğer ve kemik kanseri tedavisi gören Halil Güneş’e hastanenin verdiği “cezaevinde kalamaz” raporunu görmezden geldi ve “tek başına hayatını idame ettirebilir ve hapiste kalabilir” raporu verdi. Güneş, tek başına cezaevinde kalamadı ve haftalarca F Oturumlarında taşınan o fotoğrafları artık yok.
Sabri Kaya
Sabri Kaya, tutuklanmadan önce bir kalp kapakçığında çürüme olduğu ortaya çıkar. Doktor, verdiği ilaçları ömür boyu kullanacağını söyler. Ankara Sincan Cezaevi’ndeyken durumu kötüye gider ve açık kalp ameliyatı olur. Ankara Numune Hastanesi Sağlık Kurulu Kaya’nın cezaevinde kalamayacağını, 6 ay infazın durdurulması gerektiği kararını alıyor. Kararı, Adli Tıp 3 aya düşürüyor. 2013 Ağustos’unda infazı durduruluyor. Çıktıktan sonra 3 ay tedavi süreci başlıyor. Ailesinin desteği ile toparlanan Kaya, 3 ay sonra tekrar cezaevine giriyor. Yine bir süre Sincan’da kalan Kaya, sonra Kırıkkale’ye götürülüyor. Sonra tekrar Sincan’a, oradan Karabük F Tipi’ne gönderiliyor. Aşırı kilo kaybı yaşayan Kaya’nın Karabük’te tedavisi yapılmıyor ve kalbinin çalışma fonksiyonu yüzde 40’tan yüzde 25’e düşüyor. Mayıs 2019’da Karabük’ten Osmaniye Cezaevi’ne götürülen Kaya’nın 10 yılı aşkın süredir kullandığı kalp ilacı kendisine verilmiyor. 23 Mart’ta kalp krizi ve beyin kanaması geçiriyor ve Osmaniye Cezaevi idaresinin ihmali sonucu -Kumadin adlı kalp ilacı vermediği için- yaşamını yitiriyor. Yaşamının son dakikalarına kadar da elleri yatağa kelepçeli halde tutuldu.
Takiyettin Özkahraman
Muş’un Malazgirt ilçesinde 2017 yılında tutuklanan 75 yaşındaki emekli öğretmen Takiyettin Özkahraman, 18 Eylül’de tutuklu bulunduğu Patnos L Tipi Cezaevi’nde fenalaşması üzerine hastaneye götürüldü. Özkahraman, solunum ve akciğer yetersizliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanenin yoğun bakım servisinde bir gün sonra 19 Eylül’de yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren Özkahraman’ın kardeşi Sadullah Özkahraman, ağabeyinin tutuklanmadan önce herhangi bir rahatsızlığının bulunmadığını belirtti. Özkahraman’ın tahliye edilmesi için Adalet Bakanlığı’na 2 kez başvuru yapıldı, ancak başvurular yanıtsız kaldı.
Vedat Çem Erkmen
Vedat Çem Erkmen, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 19 Aralık 2021 şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Cezaevi idaresi apar topar Erkmen’in intihar ettiğini iddia etti. Yetkililer aileye çelişkili bilgiler verdi. Avukatlar ve ailesi gelmeden hızlıca otopsi yapılması cinayet şüphelerini arttırdı. Ailesi yaptığı açıklamada, intihara asla inanmadıklarını, Erkmen’in öldürüldüğünü söyledi.
İbrahim Akbaba
Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 70 yaşındaki hasta tutuklu İbrahim Akbaba, Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 29 Aralık 2018’de görülen duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. İfade verdiği sırada kalp krizi geçiren Akbaba, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Akbaba’nın durumu daha önce Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesiyle Meclis’e taşınmış ama verilen soru önergesi yanıtsız bırakılmıştı.
Emine Aslan Aydoğan
Emine Aslan Aydoğan… Yaklaşık 25 yıldır Barış Annesi olan Emine Ana, askerler ve HPG’liler ölmesin diye canlı kalkan olmuş, ömrünü barışa adamış bir anne. Barış için mücadele eden Emine Ana, Balıklıgöl isimli bir gizli tanık ifadesiyle 28 kişiyle birlikte yargılanıyor. Emine Ana’ya 8 yıl, 7 ay ceza veriliyor. Cezalar 2014’te onaylanıyor. 7 ay Hewler’de kalıyor, sonra KDP Türk konsolosluğuna teslim ediyor. Ardından ise tutuklanıyor, cezaevine gönderiliyor. Cezaevine girmeden önce sadece safra kesesinde sorun yaşayan Emine Ana, cezaevine girdikten sonra safra kesesindeki sıkıntı böbreğine vuruyor. Ve cezaevi süreci onun sağlığını hızla elinden alıyor. Boyun fıtığı ve tansiyon hastalığına da yakalanıyor. Kısa sürede kanser oluyor. Kanserden dolayı bir böbreği iflas ediyor ve aynı gün 4 ameliyat oluyor. Bir böbreği bu ameliyatlar ile alınıyor. 8 gün yoğun bağımda yatağa kelepçeli halde tedavi edilen Aslan’ın başında 6 asker nöbet tutuyor. Valiliğin emriyle taziyeye izin verilmez, mezarı kazmak için kepçe verilmez, imam tehdit edilir, cenaze namazı kıldırılmaz. 5 yaşında kanserden vefat eden torununun yanına gömülmeyi vasiyet eden Emine Ana, “Ben öldüğümde beni Kadir’in mezarının yanına gömersiniz” demiş. Ailesi de Emine Ana’yı Viranşehir’e torunu Kadir’in yanına defnetmiş.
Mehmet Ali Çelebi
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tedavi amacıyla Ankara Sincan 3 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne getirilen 70 yaşındaki Mehmet Ali Çelebi’nin durumu ağırlaşmıştı. Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kan kanseri teşhisi konan Çelebi, daha önce felç geçirdiği için görme yetisini de büyük oranda kaybetmişti. Çelebi, tahliyesinden 10 gün sonra yaşamını yitirdi.
Turgay Deniz
1983 Mutki doğumlu Turgay Deniz, 2018 yılında tutuklandı. Önce Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesine konuldu. Tutuklu yargılanmasına karar verilmişti, mahkemesi sürüyordu. İnsan Hakları Derneği’ne başvurdu ailesi. Hastaydı, İstanbul Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden aldığı rapor tüberküloz hastalığı nedeniyle sol akciğerinin işlevsiz olduğunu, sağ akciğerinde ise lezyon olduğunu ve yaşamını ancak tüple sürdürebileceğini söylüyordu. 1 yıllık tutukluğun ardından serbest bırakıldı Deniz. Ama sonra Şubat 2021’de tekrar tutuklandı. Önce Silivri Cezaevi’ne konuldu, 3 ay sonra Bandırma Cezaevi’ne sürgün edildi. Ailesinin ısrarlı başvuruları ile Metris’e getirildi. Her defasında “Bari tutuksuz yargılayın, ev hapsi verin” dedi aile ama kabul edilmedi. Yedikule Göğüs ve Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldı. Ailesine dahi haber verilmedi üstelik. 39’una henüz giren hasta tutuklu Turgay Deniz 2 Şubat 2022 tarihinde hayatını kaybetti.
Salih Toğrul
Salih Toğrul, 18 yıllık cezaevi sürecinin ardından 2007 yılında iki kez kalp krizi geçirdi, ardından kısmi felç oldu. 2013 yılında cezaevinde düştü, beyin kanaması geçirdi, reflekslerini ve hafızasını yitirdi. İhtiyaçlarını karşılayamayan Toğrul 2014 yılında tahliye edildi. Hapishaneden sedye ile çıkarılan Toğrul tedavi gördüğü Mersin Şehir Hastanesi’nde 15 Aralık’ta yaşamını yitirdi.
Acil tahliyesi istenen tutuklular
İHD’nin verilerine göre 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta mahpus bulunuyor. Acil tahliye edilmesi gereken hasta tutukluların başında ise şu isimler yer alıyor: “Semire Direkçi, Mehmet Emin Özkan, Sıdık Güler, Aydın Çubukçu, Ahmet Kolakan, Aysel Tuğluk, Ramazan Sarıkaya, Ciwan Boltan, Emin Güler, İbrahim Alkan, Lütfi Akay, Deniz Yıldırım, Erdal Özer, Şivekar Ataş, Erol Zavar, Emin Aladağ, Adnan Öztel, Mahmut Badur, Muhlise Karagüzel, Turgay Deniz, Halit Yıldıztekin, Yaşar Eriş, Eser Morsümbül, Adnan Yalçın, Ergin Aktaş, Ahmet Çakal, Rıdvan Yusufoğlu, Ramazan Durmaz, Hayati Kaytan, Aydın Değirmenci, Fatma Özbay, Mahfuz Dorudemir, Ziya Ataman, Ramazan Özyiğit, Rojbin Çetin, Abdulhalim Kırtay, Menderes Leyla, Ali Osman Köse, Devrim Ayık.”
Mehmet Emin Özkan
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993 yılında JİTEM’in suikasti ile öldürüldüğü ortaya çıkmasına rağmen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın ölümüyle ilişkilendirilen Mehmet Emin Özkan(83), verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle 27 yıldır cezaevinde tutuluyor. Tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, duyma-görme eksikliği ve hafıza kaybı gibi sağlık sorunları olan Özkan, tutuklu bulunduğu süre boyunca 5 kez kalp krizi geçirdi. Özkan, hastanenin verdiği “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporu nedeniyle tahliye edilmiyor. Geçtiğimiz haftalarda, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 4 gündür tedavi altında alınan ağır hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın, kalp ritminin 40’a kadar düştüğü belirtildi. Aile, bir doktorun, “Bir genç insanın bile bu ritimle yaşaması çok zor” dediğini aktardı. Aile, doktorların Özkan’ın kalbine pil takacaklarını ancak daha sonra karar değiştirdiğini, bunun yanı sıra Özkan’ın yüksek düzeyde kan eksikliği yaşadığını söyledi. Özkan o halde tekrar cezaevine götürüldü. Mehmet Emin Özkan, her an yaşamını yitirme riski olan hasta tutukluların başında geliyor.
Aysel Tuğluk
Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde 2016 yılından bu yana tutulan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk, demans hastalığı ilerlemesine rağmen tahliye edilmiyor. ATK tarafından Tuğluk hakkında ısrarla ‘cezaevinde tek başına hayatını idame ettirebilir’ raporu verilmekte, cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremeyen Tuğluk, cezaevinde tutulmaya devam ediyor. 28 Şubat Davası nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılan ve yaklaşık bir yıldır cezaevinde olan eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir demans nedeniyle tahliye edilirken Tuğluk tahliye edilmiyor.