Kuzey ve Doğu Suriye’deki ÖSO gruplarının işledikleri suçlara karşı halk tepkisi günden güne artıyor. Girê Spî’de ÖSO karargahı yakılırken,çeşitli hastanelerde‘organ çalındığı’ iddiaları yayılıyor. İdlib’de ise El Kaideciler sahte yargılamalarla kendisini aklama telaşında
Türkiye’nin operasyonunun başladığı günden beri uluslararası kamuoyu tarafından da izlenen savaş suçları artarken, ÖSO gruplarının kontrol altına aldıkları bölgelerde yaptıkları halkın tepkisini çekiyor. Girê Spî’nin Cisir Mahallesi sakinleri, önceki gün, Türkiye’destekli ÖSO gruplarının kadınlara yönelik ahlaksız muamelelerine tepki göstererek, karargahlarını ateşe verdi. Yangında 3 ÖSO üyesi öldü. Kentteki kaynakların aktardığına göre, halk ÖSO’cuların karargahına yürüyerek binayı ateşe verdi.
‘Organ ticareti’ iddiası
Öte yandan, Türkiye destekli grupların kontrolündeki Girê Spî’de ‘organ ticareti’ iddiaları bulunuyor. SOHR’un ‘güvenilir kaynaklara’ dayandığını belirterek yaptığı açıklamada, Girê Spî’de yapılan bombardımanda yaralı kurtulan birinin yaralarının sarıldığı ve daha sonra götürüldüğü hastaneden ölü olarak geri verildiğini belirtildi. Haber kaynağının söylediklerine göre, araba parçası satan bir mağazanın sahibi (F.T.), Girê Spî’de gerçekleşen bir patlamada yaralandı. F.T.’nin ilk müdahalenin ardından hastaneye götürüldü. Sadece elinden yaralanan ve yürüyerek hastaneye gittiği belirtilen F.T.’nin daha sonra cenazesi gelirken, karnının yarıldığı görüldü. Ayrıca, 18 Kasım’da Cephe Şamiye ve Ahrar al-Şarkiya adlı grupların bir Kürt’ünün dükkanı yağmaladığı ve kendi suçlarını örtmek için bombalı araçlar kullandıkları, bu yüzden şüphelerin bu iki gruba yöneldiğini belirtildi. SOHR, Türkiye’ye ve insan hakları organizasyonlarına bu vakaları araştırma çağrısı yaptı.
İdlib’de haraç düzeni İdlib bölgesinde sık yaşanan insan kaçırma ve haraç olayları ile ilgili davalar karanlık yöntemlerle yürütülüyor. Heyet Tahrir El-Şam’ın kaçırma olaylarından 30 zanlıya karşı ‘eşkiyalık’ suçundan dava açtığı bildirildi. SOHR’un verdiği bilgilere göre, işkence altındaki ifadelere dayanan davada, bir Suudi olan Abu Azzam Al-Jazarawy’ın görev yapıyor ve duruşmalar kapalı oturumlarda görülüyor. Davalarda zanlıların akrabalarının hazır bulunması ve hatta avukat tutması da yasaklanmış durumda. Yerel kaynaklar, böyle yöntemlerle, bu suçlara bulaşmış olan Tahrir El-Şam’ın önde gelen komutanlarının korunmasının amaçlandığını belirtiyor. Aynı kaynaklar, Heyet Tahrir El-Şam’ın bazı zanlıların akrabalarından tahliye için astronomik miktarda paralar talep ettiğini belirterek, bazı sanıkların serbest bırakılması için istenen haraç miktarının 300 bin ABD dolarına ulaştığını kaydediyor.
Bab’da da halk isyan etmişti
Önceki günlerde Bab’da yaşanan patlamadan sonra halk yine sokaklara çıkarak Türkiye’yi ve ÖSO gruplarını protesto etmişti. Askeri Polis Merkezi’ne yürüyen halk “Erdoğan rejimine hayır” ve “İşgalciler kentimizden çıksın” sloganları atmıştı
HABER MERKEZİ