İÇERİDEN
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde bulunan Mustafa Kocatürk, 25 Ağustos 2021 tarihli mektubunda -özetle- şöyle diyor: “2020 yılının mart ayından bu yana başta açık görüş, haftalık ortak sohbet etkinliği, atölye çalışmaları olmak üzere birçok hak ve imkândan mahrum bırakıldık. Covid-19 aşılarının iki doz halinde yapılmış olmasına rağmen, sayılan haklardan mahrumiyetimiz devam etmektedir. Kâğıt üzerinde haftalık 1 saat olan spor faaliyeti hakkımız sanki uygulanıyormuş gibi gösteriliyor. Oysaki aylardır açık spor sahalarına hiç çıkarılmayan tutsaklar var. Yasal hak olarak farklı hücrelerde kalan on kişi birlikte spora çıkarılması gerekirken, çok ender olarak aynı hücrede kalan en fazla dört kişi spor sahasına çıkarılmakta. Arif Bayram’ın beş yıl önce bedeli karşılanarak, implant tedavisi başlatılmış olmasına rağmen çeşitli bahanelerle halen tamamlanmadı.
Resul Kocatürk’ün kimi kronik sağlık sorunları bulunuyor. Son olarak Mart 2021’de Kırıkkale Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yapılan tomografi tetkik sonuçlarında Rektum (Kalın Bağırsak), mide ve dalağında nodül ve kitleler tespit edilmiştir. Rektumda tespit edilen ve asimetrik yapıda olan kitlenin kanser olabileceği ihtimali söylenmiş ve zaman kaybetmeden MR, Kolonoskopi ve Endoskopi tetkikleri yapılması istenmiştir. Buna rağmen durumun aciliyeti dikkate alınmadan tetkik randevuları altı ay sonrasına verilmiştir. Cihat Özdemir’in tedavisi de geciktirilmektedir. Kendisinde tiroit kanseri ve böbrek, akciğer, koltukaltı lenflerinde şüpheli kitleler mevcuttur. Arkadaşımızın kasık fıtığı sağlık sorunu bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen ameliyatı üç ay geciktirildi.”
* * *
Elbistan E Tipi Cezaevi’nde bulunan Adil Abi, 16 Ağustos 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Dışarıdaki koşulları tam olarak izleyemiyoruz. Mevcut televizyon kanalları havuz basınıdır. Takip edebildiğimiz tek gazete Evrensel’dir. Kürtçe mektuplar ve Kürtçe kitap ya da dergiler de hiç verilmiyor. Yeni Yaşam gazetemizi alabilmek için mahkemeye başvurduk ama henüz bir cevap alamadık. Ancak şunu da söylemek isterim: Duygu, his ve düşüncede aynı yerdeyiz.
Bu cezaevinde 23 erkek ve 3 kadın mahpus var. Genel olarak aşı olduk. Bu arada bir arkadaşımız içeride 30 yılını doldurdu ve tahliye oldu. 1 Eylül günü, bir başka arkadaşımız daha 30 yılını dolduracak ve tahliye olacak. Şimdi onun heyecanını yaşıyoruz. Buradaki arkadaşın çoğu zaten 27 ila 29 yıldır içerideler. Ben onların arasında çok genç kalıyorum. 44 yaşına merdiven dayadım ve 18 yıldır içerideyim. Ama kaç yıl kaldı, daha ne kadar yatacağım diye hiç hesaplamıyorum. Önemli olan anlamlı bir yaşamdır.”
* * *
Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Nevzat Çapkın, 31 Ağustos 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Başka yerlerde ilçe cezaevlerine sevklerin yapıldığını yazmıştınız. Burada da 1 Eylül’den itibaren sevk yazabilirsiniz, dendi. Yazacağız, bakalım ne olacak? Bu arada, benim sağlık sorunlarım ciddiyet kazanmaya başladı. Bundan iki ay kadar önce hastaneye götürüldüm. Endoskopi yapılacakmış. Ancak ne güne randevu verildi bilmiyorum. Üzerinden iki ay geçtiği halde arayan soran yok. Oysa verilen ilaçların etkisi olmadığı gibi ağrılarım gittikçe artıyor. Yemek yerken boğazımda kalıyor. Kaç kez boğulma tehlikesi geçirdim. Göğsümün altında sürekli bir ağrı var ve bu ağrı sırtıma ve yan taraflarıma geçiyor. Son günlerde mideden yukarıya doğru köpüklü bir su geliyor. Adalet Bakanlığı’na yazdım. Herhangi bir cevap gelmedi. Bu kez, Sağlık Bakanlığı’na da yazdım. Bakalım ne olacak?”
* * *
Adana-Kürkçüler 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Mehmet Emin Ado, 9 Eylül 2021 tarihli faks mesajında şöyle diyor: “Biz yani benimle birlikte Zafer Bahadır, Ömer Toluk, Mustafa Özer, 9 Temmuz 2021 günü Ceyhan M Tipi Cezaevi’nden buraya sürgün edildik. Ceyhan’da açlık grevine girdiğimiz için sportif faaliyetlere katılmama cezası verilmişti. Söz konusu ceza burada da devam ediyor. Burası yeni açılmış bir cezaevi. Gazetemiz Yeni Yaşam ve Evrensel verilmiyor. Dördümüz aynı odada kalıyoruz. Burada bizden başka siyasi var mı bilemiyoruz. Ancak biz tek sıra halinde yürümediğimiz, slogan attığımız ve disiplini bozduğumuz iddiasıyla üçer aylık aile ziyaret yasağı verildi. Telefon görüşmelerinde de ismini söyleme, Kürtçe konuşacaksan belirtme gibi kimi dayatmalarda bulunuyorlar. Bakalım bu işin sonu ne olacak.”
* * *
Daha önce Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan M. Zeki Deniz, 31 Ağustos 2021 tarihli kartında şöyle diyor: “10 Ağustos sabahı hiç beklenmedik bir anda ‘hazırlan sevkin var’ dediler. Aniden -isteğimin dışında- beni Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ne sürgün ettiler. Bu nedenle size yeni adresimi iletmek üzere yazıyorum.”
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Ayşe Gökkan – Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi
Nevzat Çapkın – Beşikdüzü T Tipi Cezaevi
Mehmet Boğatekin – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Ergin Atabey – Bolu F Tipi Cezaevi
Adil Abi – Elbistan E Tipi Cezaevi
Mahmut Ulusan – Kandıra 2 nolu F Tipi Cezaevi
M. Zeki Deniz – Kırıkkale F Tipi Cezaevi
Mustafa Kocatürk – Kırıkkale F Tipi Cezaevi
Resul Kocatürk – Kırıkkale F Tipi Cezaevi
M. Emin Ado – Kürkçüler 1 nolu T Tipi Cezaevi
Ömer Toluk – Kürkçüler 1 nolu T Tipi Cezaevi
Mustafa Özer – Kürkçüler 1 nolu T Tipi Cezaevi
Zafer Bahadır – Kürkçüler 1 nolu T Tipi Cezaevi
Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde bulunan çizerlerimizden Mehmet Boğatekin, 1 Eylül tarihli mektubunda bizlerin 1 Eylül Barış Günü’nü 10 adet yeni çizimi göndererek kutlamış. Çok teşekkürler. Söz konusu karikatürlerinden -sanal medya ile ilgili- birini burada sizinle paylaşıyoruz!