Hüseyin Deniz
80 askeri darbesi ile resmileşen ve 90’lı yıllarda Kürt sorununun şiddetle bastırılması politikası ile büyük bir hız kazanan iç ve dış göçün 17 yıllık AKP hükümeti döneminde de devam etmesi büyük kentleri kat be kat büyütürken, kırsal yerleşim yerlerini de aynı oranda küçülttü. Buna dair veriler Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın resmi yayın organı Anahtar dergisinde de yayınlandı.
Sanayi ve Teknoloji Uzmanları Yasemin Eryılmaz’ın “Kırsal Yerleşimlerde Ekonomik Yapı” ile Hüseyin Ulubeyli- Ahmed Alper Yılmaz’ın “Kırsal Yerleşimlerde Sosyal Yapı” makalesi Türkiye’de kent ile kır arasında giderek derinleşen uçurumu göstermektedir: 37 bin 36 köy, belde ve mahalleyi kapsayan araştırmaya göre, kırsal kesimlerde sadece 9 bin 683 üretim tesisi var. En yaygın üretim tesisi ise fırın; fırın yerleşim yerlerinin yüzde 6,52’sinde bulunuyor. Araştırmaya göre, üretim tesisi bulunan kırsal yerlerin yoğun üretim tesisi bulunan kentsel yerleşimlerin etrafında yoğunlaşması dikkat çekici.
Araştırmada, geçim kaynağı hayvancılık (yüzde 22) ve tarımsal üretim (yüzde 22) olanların oranı yaklaşık yüzde 44. Sosyal yardımlar ve emekli maaşı ile geçinen kişilerin oranı ise yaklaşık yüzde 20,5. Geriye kalan geçim kaynakları ise yüzde 35,6 düzeyinde.
Bu geriye kalanlar ise yüzde 8.0 ile icar işçiliği, yüzde 7.0 ile inşaat işçiliği, yüzde 6.0 ile tarım işçiliği, yüzde 3.0 ile fabrika işçiliği yüzde 2-3 ile Koruculuk vs. izlemektedir. Koruculuğun kırsal kesimde bu kadar artışı ise ayrı bir dikkat çekici.
Kırsal yerleşim yerlerindeki tesis ve altyapı hizmetlerinin dağılımına gelince, yüzde 39.24 ile en çok bakkal ve market bulunmaktadır. Onları yüzde 12.98 ile sosyal tesis, yüzde 11.45 ile Üretici Birliği ya da Kooperatif, ardından yüzde 7.59 ile değirmen gelmektedir. Tavuk çiftliği oranı yüzde 6.25. Mandıra yüzde 4.0. düzeyinde.
Değirmen, mandıra, tavuk çiftliği oranları dahi, kırsal kesimdeki hem nüfus hem de gelişme bakımından yaşanan gerilemenin düzeyini bize göstermektedir.
Son yıllarda köye dönüşte gözlenen artışın sonuçlarını da araştırmada görmek mümkün. Emekli maaşı ile geçinenlerin (yüzde 20) geri dönüşte önemli bir yer aldığı söylenebilir. Bunda kentlerdeki hayat pahalılığı ile emekli maaşlarındaki erime kadar, sağlık sorunları ile pandeminin de büyük etkisi var. Örneğin Dersim’de mevsimsel köye dönüşlerin ağırlıklı kısmını bu emekliler oluşturuyor. Bunların önemli bir kısmı da sebze ekmekle meşgul olmakta. Çok az bir kısmı üretim faaliyetleri içinde yer almaktadır. Araştırma veriler de bu yönde: En çok kurulması istenen yüzde 40,27 ile sosyal tesisler olurken, fabrika/atölye isteyenlerin oranı yüzde 21,89. Özellikle köy ve kırsal mahallelerde fabrika/atölye talebi yüzde 18 ve 24 olurken, beldelerde bu oran yüzde 52’nin üzerine çıkıyor. Kırsal kesimin istediği diğer tesisler ise sırasıyla yüzde 12,14 ile süt toplama tesisi, yüzde 9,96 ile soğuk hava deposu, yüzde 6,03 ile semt pazarı, yüzde 5,98 ile turizm tesisi, yüzde 4,98 ile atık toplama tesisi, yüzde 4,54 ile mezbaha olarak görülüyor. AKP’nin büyük kentlere verdiği öncelik (hizmetler, imkanlar, bunların sonucunda oluşan alışkanlıklar, tüketim kültürü vs.) metropollerden kopuşu zorlaştırırken, kırsalda ise büyüyen yalnızlık var.